YOK SAYMAMAN GEREKEN 5 SIKINTI

Yaşadığımız psikolojik sıkıntıları çoğunlukla zamana bırakır ve zamanla her şeyin daha iyi olacağını, bu sıkıntıların geçip gideceğini, düzeleceğimizi var sayarız. Bu bakış açısı bazı durumlarda gerçekten de geçerlidir. Ancak bazen bazı sıkıntıları yok saymak onları daha da derinleştirebilir, daha kronikleştirebilir. İşte bugün yok saymamamız gereken sıkıntılardan 5 tanesine değineceğim. İlk sıkıntı ani duygusal patlamalar. Ortada belirgin önemli bir duygusal sebep yokken, yani nispeten hani çok büyük, çok önemli bir duygusal sebep yokken aşırı tepkiler vermek. Mesela bu bir öfke patlaması şeklinde olabilir. Kendinizi gerçekten de sonradan düşündüğünüzde, yani bu kadar da aslında tepki verecek bir şey değilmiş dediğiniz şeylere çok büyük tepkiler verirken bulmak daha fazla ve daha sık şekilde kavga ederken, tartışırken kendinizi bulmak ya da mesela ağlama nöbetleri belki tırnak içinde yerli yersiz Aslında gereksiz değildir o ağlama. Elbetteki bir nedeni vardır ve içeride bir şey vardır ki o dışarıya çıkıyor. Ama diyelimki komedi filmi izliyorum ve bir baktım bir sahne beni tetikledi ve gülerken mesela birden ağlamaya başladım ve bu son zamanlarda çok sıklaştı. Son zamanlarda elimde olmadan kendimi ağlarken buluyorum. Aslında bir şekilde duygusal olarak kolay tetiklenmek içerlerde bir yerlerde bir yaranın olabileceğine dair bir işaret bize ve bu yarayla ilgilenmek gerekiyor. Eğer bu yarayla ilgilenmezsek daha da büyüyebilir, ne bileyim iltihaplanabilir, enfekte olabilir, başka yerlere sıçrayabilir. O yüzden yol yakınken duygusal bir destek almak yardımcı olabilir. İkinci yok saymamız gereken sıkıntı aşırı korku, kaygı ya da aşırı üzüntü. Aşırı öfke aslında bir şekilde çeşitli duyguları aşırı boyutlarda yaşamak.

Mesela kendini sürekli bir şey olacakmış gibi korku içinde ya da tedirgin, endişeli hissetmek ya da sürekli sanki elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi hüzünlü ya da belki öfkeli hissetmek. Bakın tüm duygular bunlara ister olumlu deyin ister olumsuz deyin her bir duygu gereklidir ve son derece doğaldır. Aslında iç dünyamızın bize gönderdiği sinyallerdir ve bize bir şeyler anlatmaya çalışırlar. Eğer herhangi bir duygu sıklığı, şiddeti, süresi açısından aşırı boyutlara geldiyse ve bir şekilde benim yaşam kalitemi bozmaya başladıysa, ilişkilerimi, işimi etkiliyorsa, sağlığımı etkilemeye başladıysa bu şu anlama geliyor Ben bu duygunun bana göndermeye çalıştığı mesajı ısrarla reddediyorum, yok sayıyorum, reddediyorum ki bu hale gelmiş. Eğer reddetmeseydim bu duygu bu kadar yükselmezdi çünkü onun amacı zaten bana bir şeyler anlatmaya çalışmak. Şimdi biz duygularımızı bazen o kadar rahatsız edici buluyoruz ki, onlarla nasıl baş edeceğimizi bilemiyoruz ve onları yok sayıyoruz, bastırıyoruz, inkar ediyoruz. Bu sefer de ne oluyor? Bu bastırılan duygular daha da güçlenerek ve şiddetlenerek geriye dönüyorlar. Hatta bazen form değiştirerek geri dönüyorlar. Dolayısıyla bedensel ve ruhsal hastalıklara yol açıyorlar. Hatta Carl Gustav Jung bununla ilgili şöyle der Tüm ruhsal hastalıkların temelinde meşru acıları yaşamayı reddetmek yatar. Şimdi bastırmaya alıştığımız için bir süre sonra artık duygularla bağımız da kopuyor. Yani onlarla aramızda ciddi bir mesafe oluşuyor. Kopmuşuz artık. Dolayısıyla ne hissettiğimiz de bilmiyoruz. Mesela şu anda rahatsız edici bir duygu içindeyim. Peki bu duygunun adı ne dediğimde adını koyamıyor kişi. Mesela Bu hüzün mü, suçluluk mu? Hayal kırıklığı mı? Utanç mı? Ne? Hangisi tam olarak? Peki bu duygunun altında acaba benim yok saydığım hangi ihtiyacım olabilir? Ya da bu duygu bana ne anlatmaya çalışıyor olabilir? Bu duyguları fark edebilmek, onun ismini koyabilmek, onu analiz edebilmek, tüm bunlar o duygularla birlikte kalabilme kapasitemizi arttırmamızı gerektiriyor Ve bunun için de mindfulness tekniği oldukça işe yarayan ve etkili bir teknik

başlangıç olarak. Mindfulness tekniğini anlatan 2 tane videom var detaylı. Merak edenler bu videoların linkini aşağıya sabitledim yorumlarda bulabilirler. Bu videolarda işte bu teknik nedir, ne işe yarar bunu bulacaklar ve videonun sonundaki biri kısa birine de uzun egzersizi deneyimleyebilirler mindfulness tekniğini yaşamak isterlerse. Bir diğer yok saymamız gereken sorun çok sık kabus görmek ve ya da uyku bozuklukları yaşamak. Çok sık kabus görür müsünüz? Mesela sürekli birileri sizin peşinizden kovalıyordur, ondan kurtulmaya çalışıyorsunuzdur ya da başka korkunç ya da hüzünlü senaryolar. Bir şekilde nefes nefese kalktığınız korkunç kabuslar. Aslında rüyalar, bilinç dışımızın bizimle iletişim kurma yollarından bir tanesidir. Yani bir şekilde orada bastırma daha az olduğu için o bastırılmış yaralar rüyalarımız yoluyla bize kendilerini gösterebilirler. O yüzden eğer bu tarz çok sık kabuslar görüyorsanız, duygusal bir yaranız olabilir ilgilenmeniz gereken yine bir destek almanız gerekebilir. Bunun yanı sıra uyku bozuklukları, örneğin uykusuzluk ya da aşırı uyku hali. Yani ne kadar uyarsanız uyun bunun size yetmemesi. 10 saat uyumanıza rağmen gündüz yine kendinizi uykulu hissetmenin altında. Eğer fizyolojik başka bir sebep yoksa duygusal bir yaradan da kaynaklanıyor olabilir. Ve dördüncü bir diğer yok saymamız gereken durum diğer insanlardan çok kolay irite olma, rahatsız olma, tetikleme ve sosyal olarak izole olmayı tercih etmek.

Diğer insanlar sizi kolaylıkla tetikleyebiliyor mu? Hemen böyle rahatsız oluyor musunuz, irite oluyor musunuz onlardan? Bazen kimseyi görmek istemeyiz ama bu bazen öyle bir seviyeye gelir ki artık kimseyle görüşmek istemeyiz. Şimdi bu aslında hepimize olabilir. Eğer bu ara sıra oluyorsa normal bir şey yani ben de bunu yaşayabiliyorum ne yazık ki yani çok muhteşem standartlarda bir toplumda değiliz. Bazen hakikatten bizi son derece rahatsız eden kişilerle, durumlarla çok fazlasıyla baş başa kalabiliyoruz. Ancak eğer bu çok sıksa, sürekli ise yani artık bu yüzden sokağa dahi çıkmak istemiyorsanız, kimseyle görüşmüyorsanız, kendinizi eve kapatmaya başladıysanız bu durumda sıkıntı dışarıdan ziyade içerideki bir yarayla, içerideki bir sıkıntıyla ilgili olabilir. O yüzden bu durumda da yine uzman bir psikoterapist ile çalışmak ve acaba zihnimde, beynimde bilinç dışımda bilincimde neler oluyor? Bunun üzerine bir gezi yapmak faydalı olabilir. Ve yok saymamız gereken beşinci sorun intihar düşünceleri, sık sık ölüm üzerine ya da intihar üzerine düşünürken kendinizi bulmak, hatta bunun üzerine planlar yapmak gibi bir durum söz konusuysa, hiç vakit kaybetmeden acil bir şekilde uzman bir psikiyatristin ya da bir klinik psikologdan yardım alın. Zorlayıcı duygularla baş edebilmek, onlarla birlikte kalabilme kapasitenizi arttırmak, kendinizi daha yakından tanıyabilmek ve yaşam kalitenizi arttırmak istiyorsanız doğru kanaldasınız. Bu kanalda her hafta bu konularla ilgili yepyeni videolar paylaşıyoruz. Eğer bu videolardan haberdar olmak istiyorsanız kanala abone olmayı ve bildirim zillerini açmayı lütfen unutmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir