DISC KİŞİLİK TESTİ İLE KENDİNİ TANI

Merhaba psikoloji meraklıları bu videoda kendinizi ve diğer insanları analiz etmenizi kolaylaştıracak oldukça tutarlı sonuçları olan ve halihazırda iş dünyasında özellikle işe alımlarda oldukça yoğun kullanılan bir kişilik testi olan Disc Analizi hakkında konuşacak sizlerle. Böylelikle kendinizi daha yakından tanıyabilecek, güçlü ve gelişime açık yönlerinizi görebilecek ve diğer insanları rahatlıkla analiz edip buna uygun bir iletişim biçimi kurabileceksiniz. Disc kişilik testi, Amerikalı psikolog Dr. William Moulton Marston’ın 1928 yılında yazdığı Emotions of Normal People kitabına dayanıyor. Bu kitapta Dr. Marston’ın bireylerin kişilik yapılarını dört ayrı kategoride inceleyebileceğimiz öne sürüyor. Ardından 1958 yılında John Gaier isimli bir araştırmacı bu kitaptan yola çıkarak dört kişilik profilini test edebileceğimiz bir kişilik testi yani disc kişilik testini oluşturuyor. Disc’e göre her birimizin bir doğal stili bir de uyarlanmış ya da maske stili var. Doğal stilimiz, herhangi bir uyma baskısı altında olmadığımızda, doğal halimizde gözlemlenen davranışlarımızken maske stilimiz, iş veya çevre şartlarına uyum sağlamak zorunda kaldığımızda gözlemlenen davranışlarımızı tanımlıyor. Yani eğer biraz sonra anlatacağım stillerden birden fazlasına kendinizi bulursanız bilin ki bunlardan bir tanesi sizin doğal stilinizken bir diğeri maske stiliniz olabilir. Peki ama acaba sizin stiliniz hangisi? Sizin güçlü yönleriniz hangisi? Gelişime açık yönleriniz hangisi? Ve diğer insanların hangi stilde olduğunu nasıl anlarız? Gelin buna bakalım. Efendim, birinci tipimiz Disc’in D’si yani dominantlar. Dominantlar adından da anlaşılacağı üzere baskın ve otoriter tiplerdir. Yönetmeyi ve yönlendirmeyi severler. Ancak emir almaktan ve emrivakiden hiç hoşlanmazlar. Güç ve kontrol sahibi olmak onlar için önemlidir. İşkoliklerdir, az laf, çok iş derler. Daima yapılacak işleri ve ulaşılacak hedefleri vardır. Sonuç odaklılardır.

Onlar için önemli olan şey hedeflere ulaşmaktır. Gerisi teferruattır. Özgüvenli bir görünüşleri vardır. Dışarıdan ilk etapta sizinle tanıştırıldıklarında biraz mesafeli tiplerdir. Yani bunlardan ilk etapta çok fazla samimiyet beklemeyin. Kararlılardır, oldukça hareketli tiplerdir ve sabırsızlardır. Sürekli zamanla yarışırlar. Aslında sadece zamanla değil rekabetçi tiplerdir. Yani diğer insanlarla da adeta bir yarış içindedirler. Kendileri hızlıdır, hızlı konuşurlar, hızlı yemek yerler, hızlı hareket ederler. Sizden de hızlı olmanızı, çabuk çabuk olmanızı beklerler. Konunun çok fazla uzatılmasından hoşlanmazlar. Kısa, öz ve sonuç odaklı bilgi isterler. Gerçekçilerdir. Zaman baskısı altında çok fazla zorlanmazlar. Zaten hızlı hareket ederler. Kararlı ve iş bitiricilerdir. Eleştirilmekten hiç hoşlanmazlar. Kendilerini daima haklı görürler. Yani onlarla bir tartışmaya girmeyin. Çünkü eninde sonunda üste çıkmaya çalışacaklardır. Dış görünüş olarak dik duran, özgüvenli görünen insanlarla mesafeli, biraz soğuk, kendini biraz beğenmiş gibi görünen, aynı zamanda çok fazla göz kontağı kurmayan tiplerdir. Konuşmalarına baktığınızda ise ses tonunun yukarıda olduğunu görürsünüz. Yani güçlü bir ses tonları vardır çoğunlukla ve hızlı konuşurlar. Çok koyu dominantlarla anlaşmak zaman zaman zor olabilir. Çünkü dominantlık ağır basmaya başladıkça kişiler fazla müdahaleci olabilirler. Fazla buyurgan, emir verici olabilirler. Öte yandan fazla benmerkezci olabilirler. Bir taraftan da duygulara karşı tahammülsüzlük artabilir. Örneğin işyerinde ağlayan birisini gördüğünde “ah tatlım ah ana okulunda değiliz. Burası bir kreş değil, biraz profesyonellik lütfen derken bulabilirsiniz onları. İkinci tipimiz Disc’in İ’si yani İz Bırakanlar. Efendim İz bırakanlar da tıpkı dominantlar gibi oldukça dışa dönüktür hareketlidir, sabırsızdır, acelecidir sonuç odaklıdır. Hemen hemen bir an önce sonuca gelinsin ister. Uzun uzadıya böyle detaylı detaylı konuşmalardan hiç haz almazlar.

Hemen sadede gelinsin, kısa ve öz bilgi verilsin isterler. Buraya kadar dominantlara oldukça benziyorlar değil mi? Ancak dominantlardan işte biraz sonra sayacağım özelliklerle ayrılıyorlar. Nedir bunlar? İz bırakanlar dominantlara oranla çok daha fazla sıcakkanlıdır. Oldukça geniş bir çevreleri vardır. Arkadaş canlısı insanlardır ve eğlenceye önem verirler. Esprili tiplerdir. Eğlenmeyi severler. En belirgin özellikleri sıcakkanlı yapıları, enerjik olmaları ve insanlarla çok kolaylıkla iletişim kurabilmeleridir. Canlı ve enerjiklerdir ve karşı tarafın da öyle olmasını beklerler. Yani eğer siz bir iz bırakansanız, karşınızdaki insan yavaş yavaş sessiz sessiz mıy mıy mıy konuşuyorsa, çok sıkılırsınız. Böyle bir daralttı gelir. Hele bir de lafı uzatıyorsa, bayılmak üzeresinizdir. Detaylardan ve detaylı işlerden hiç hoşlanmazlar. Genellikle ayrıntılara dikkat etmezler. Bu yüzden böyle ayrıntılara dikkat edilmesi gereken detaylı işlerde sıklıkla hata yapabilirler. Odak noktaları gelecektir. Gelecek hakkında hayal kurmaya bayılırlar. Hayalperestlerdir, aynı zamanda yaratıcı bir tarafları da vardır. Meraklı ve etkileyici insanlardır. En güçlü yönleri sosyalliktir demiştik ya diğer insanlarla çok rahatlıkla iletişim kurabilirler. Onların duygularına dokunabilir. Ve en önemlisi onları çok kolaylıkla ikna edebilirler ve diğer insanları kolaylıkla motive edebilirler. Mesela iş yerinde pes etmiş bir arkadaşının yanına gidip onunla konuşup onu tekrar ayağa kaldırabilir. Ya da eğer bu bir satışçıysa diğer insanlarla rahatlıkla iletişime geçip kolaylıkla satacağı ürün konusunda onları ikna edebilir. Dış görünüşlerine ve seslerine baktığımızda bu kişilerin oldukça güler yüzlü, sıcakkanlı beden dillerini bolca kullanan, ellerini kollarını bolca kullanan, mimiklerini bolca kullanan, güçlü, göz kontağı kuran kişiler olduklarını görüyoruz. Seslerine baktığımızda ise bunlar da gürültücü tiplerdir. Yani bunların da sesleri yukarıdadır.

Ancak konuşmaları keyiflidir. Yani tonlamaları ve uygulamaları güzel kullanırlar. Dolayısıyla bir iz bırakanı dinlemek keyiflidir. Onları dinlerken sıkılmazsınız. Üçüncü tipimiz diskin S’si yani sadıklar, sadıklar. Oldukça duygusal insanlardır. Duygulara önem verirler. Diğer insanların duygularını okuyabilirler ve onlarla kolaylıkla empati kurabilirler. İyi dinleyicilerdir ve çok yardımsever insanlardır. Sen eğer iyi bir dinleyiciysen ve yardımsever bir insansan herkes gelip sana derdini anlatmaya başlar. Dolayısıyla dert babaları olarak bilinebilirler. Dominantlar hatırlarsanız sonuç odaklıydı. Sadıklar ise süreç odaklıdır ve birey odaklıdır. Yani önemli olan sadece hedefe ulaşmak değildir onlar için. Hedefe ulaşırken izlediğimiz yol ve bu yolda herkesin kendini iyi hissetmesi de onlar için önemlidir. Sosyalliği severler ancak aşırı sosyallik onları yorar. Çünkü aslında sadıklar diğer insanlarla iyi anlaşmalarına rağmen içe dönük insanlardır. Yani ihtiyaç duydukları enerjiyi kendi kendilerine kendi dünyalarında kaldıklarında bulurlar. Cana yakınlıkları bakımından iz bırakanlara benzerler. Ancak daha sakin, daha yavaş olmaları bakımından onlardan ayrılırlar. Hızdan hiç haz almazlar. Dolayısıyla zaman baskısı altında kalmaktan nefret ederler. Bir şekilde zaman baskısı altında hissettikleri zaman adeta kitlenirler ve iş yapamaz hale gelirler. Garantici insanlardır. Planlamayı da severler. Yani bir işi hemen öyle bodoslama dalmazlar. Mesela dominant ve iz bırakan bodoslama bir işe girişebilir. Ancak sadık mutlaka önceden planlama yapmalıdır. Barışçıl ve fedakar insanlardır. Sabırlı ve uyumlu insanlardır. Bu yüzden çok iyi birtakım üyesidir. Kendilerini ön plana çıkarma ihtiyacı duymazlar. Gelişime açık yönlerinden biri çok çabuk pes edebilmelidir. Duygu yönetimi konusunda biraz sıkıntı yaşarlar ve çok çabuk pes edebilirler. Yani onları birden bire istifa mektubu yazarken ya da bir projeyi yarıda bırakırken bulabilirsiniz. Nazik insanlardır, kibar ve uyumlu insanlardır.

Diğer insanların duygularına değer verirler demiştik ya. Diğer insanları incitmekten olabildiğince kaçınırlar. İz bırakanlar hatırlarsanız detaydan ayrıntıdan hiç hoşlanmazdı. Sadıklar ise tam tersine detay severler. Detayları analiz etmekten hoşlanırlar. Bolca soru sorarlar. Konuşmalarına baktığımız zaman şu anda benim yaptığım gibi daha sakin ve daha yavaş bir konuşmaları vardır. Daha alt tondan yumuşak bir konuşma tonları vardır. Ve evet son profiliniz Disc’in C’si efendim assolistler en son sahneye çıkarlar. C’ler yani Ciddiler. Ben bu profile daha çok mühendislerde, matematikçiler de bilişim ya da maliye gibi detay gerektiren işlerle uğraşan insanlar arasında çok sık rastlıyorum. Ciddiler içe dönük insanlardır. Yani çok konuşkan ve sosyal değillerdir. İlk etapta resmi ve mesafeli durabilirler. Yani onlarla ilk tanıştığımızda böyle coşkulu bir merhaba beklemeyin. İşkoliklerdir, görev odaklılardır ve mükemmeliyetçilerdir. O yüzden bu konularda dominantlarla çok iyi anlaşırlar. Analitik bir zekaları vardır. Her türlü detayla ilgilenmekten hoşlanırlar. Bir iş için harekete geçmeden önce bütün detayları dikkatle planlamaları gerekir. Bu yüzden dominantlardan belki biraz farklı olarak ikisi de görev odaklı ama bu kişiler harekete geçmeden önce biraz zamana ihtiyaçları vardır. Gerçekçilerdir, mantıklılardır. Gerçekçi ve mantıklı konuşmalardan hoşlanırlar. Bu yüzden bir iz bırakan, gelip onlara hayallerinden, projelerinden bahsettiğinde saçmalık diyebilirler. Verilere önem verirler. Rakamlarla, belgelerle konuşmayı severler. Soğuk kanlılardır. Aksilikler karşısında sakin kalabilirler. Ölçülü tiplerdir. Öyle hiçbir duyguyu uçlarda yaşamazlar. Yani mutluluğu da, heyecanı da, öfkeyi de çok uçlarda yaşarken onları çok sık göremezsiniz. Dış görünüşlerine baktığımız zaman biraz daha soğuk ve mesafeli olduklarını, çok fazla mimik kullanmadıklarını görürsünüz. Yani bir ciddi mutluyken de böyle.

Ciddi şaşkınken de böyle. Ciddi üzüntülü iken de böyle.

Dolayısıyla dışarıdan bir ciddinin duygularını okumak çok mümkün değildir. Seslerine bakacak olduğumuzda daha alt tondan ve daha tekdüze bir konuşmaları olduğunu görürüz. Diskteki dört kişilik tipimiz bu şekilde. Peki siz bu kişilik tiplerinden en çok hangisinde kendinizi buldunuz? Yorumlara yazarsanız sevinirim. Peki şöyle bir yakınlarınızı düşündüğünüzde yakın arkadaşlarınızı, ailenizi, belki anne babanızı, eşinizi ya da sevgilinizi onun profilini tahmin edebiliyor musunuz? Bir deneyin. Peki beni profilim sizce ne? Çünkü ben çok koyu bir biçimde bu profillerden birine sahibim. Şimdiye kadar bana defalarca bunun testi yapıldı ve her seferinde çok koyu bir biçimde bir profil çıktım. Acaba hangisi bu tahminlerinizin merak ediyorum. Yorumlara yazarsanız sevinirim. Psikoloji ile ilgili konulara merak duyuyorsanız kanalımıza abone olmayı unutmayın. Videolarınızı eğer beğendiyseniz daha da büyümemize ve daha fazla sayıda kişiyi ulaşmamıza istiyorsanız lütfen sosyal medya hesaplarınız da videolarımızı paylaşın ve herkesi kanalımız abone olmaya davet edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir