ACI OLAYLARIN ETKİSİNİ BU TEKNİKLE AZALTIN!

Merhaba psikoloji severler. Bizi etkileyen, aklımıza geldiğinde bizi rahatsız eden, acı veren ya da geren, kaygılandıran bazı olaylar vardır. Bu olaylar geçmişte yaşanmış olaylar da olabilir, gelecekle ilgili kurgular da olabilir. İşte bugün sizlerle. Acı verici ya da rahatsız edici bu olayların zihnimizde ve bedenimizdeki etkisini azaltmaya yönelik tekniklerden birini konuşacağız. Bu teknik nedir? Nasıl çalışır? Ne işe yarar? Merak ediyorsanız başlayalım. Tekniğimizi anlatmaya başlamadan önce bu tekniği daha iyi uygulamanızı yardımcı olacak minik bir hazırlık çalışmasıyla başlayacağız. Bunun için lütfen rahatsız edilmeyeceğiniz bir yere geçin. Otura da bilirsiniz, rahatça uzana da bilirsiniz. Gözlerinizi kapatın. Yavaş ve derin nefesler alarak ve gevşemeye çalışarak biraz sonra başlayacak olan yönlendirmeleri takip edin. Gözlerin kapalı yavaş ve derin nefesler al. Her nefes alışta bedeninin biraz daha gevşediğini fark et. Nefesi alıp verdikçe gerginlikler üzerinden akıp gidiyor. Rahatla ve gevşe. Şimdi zihninde bir televizyon ekranı canlandırır. Bu televizyonun kumandası senin elinde. Televizyonu aç. Ekranda beyaz zemin üzerinde bir elma gör. Zihninde canlandır. Elma ne renk? Belki kırmızı, belki yeşil, belki de başka bir renk. Elmayı zihninde canlandırır. Elmaya doğru kamera yaklaşıyor, yaklaşıyor. Ekrandaki elma görüntüsü giderek büyüyor. Elmanın bu büyük ve tüm ekranı kaplayan halini gör. Şimdi kamera elmadan uzaklaşıyor, uzaklaşıyor, uzaklaşıyor ve elma gittikçe küçülüyor. Elma küçücük oldu, nokta kadar kaldı. Bu görüntüyü gör. Şimdi Elma tekrar büyüyor. Elmayı büyült. Şimdi küçült. Şimdi de büyüklük olarak ilk haline döndür. Şimdi elmanın rengini değiştir. Elmayı ekranda farklı bir renkte gör. Şimdi ise görüntüyü siyah beyaz yap. Elma görüntüsü siyah beyaz.

Şimdi görüntünün ışığını azalt, daha karanlık olsun. Şimdi de ışığı aç, daha aydınlık olsun. Şimdi kanalı değiştir. Bu kanalda daha farklı bir görüntü var. Burada da farklı bir meyve görüntüsü olsun. Mesela belki bir portakal. Onu da büyüt, büyüt, büyüt, portakal görüntüsü tüm ekranı kaplasın. Şimdi küçült, küçült, küçült. Rengini ve ışığını değiştir. Portakal farklı bir renkte olsun. Şimdi televizyonu kapat ve kendini şu anki halini dışarıdan gör. Sanki bir kamera seni dışarıdan izliyor. Odada oturmuş ya da uzanmış gözlerin kapalı bu egzersizi yapan kendini yukarıdan gör. Kamera yaklaşsın, uzaklaşsın, görüntünün rengini değiştir, siyah beyaz yap. Işığıyla oyna. Şimdi kamera biraz daha uzaklaşıyor ve yükseliyor. Yükselsin, yükselsin. Yukarı çıktıkça kendini görüntüde daha da küçülürken gör kamera iyice yükseldi ve seni göremiyor artık. Şimdi yavaşça gözlerini aç. Bu çalışmayı neden yaptık? Neden bazı görüntüleri zihnimizde farklı şekillerde, farklı renklerde, farklı boyutlarda canlandırdık? Az sonra önce bazı konuları açıklığa kavuşturmamız lazım. Düşünce deyince sanki hep sözel bir şeymiş gibi düşünürüz. Çünkü zihnimizdeki düşünceleri karşı tarafa genellikle sözel olarak ya da yazıyla aktarırız. Mesela şimdi desem ki ilkokul öğretmeninizi bir düşünün, şöyle bir aklınıza getirin. Düşündünüz mü? Bunu yaptığınızda zihninizde beliren şey bir ilkokul öğretmeni yazısı mıydı, yoksa ilkokul öğretmeninizin görüntüsü müydü? Düşünceler zihnimizde çeşitli şekillerde belirirler ve bunlar çoğu zaman görsel imgeler olur. Düşüncelerimiz beynimizde adeta bir film gibi sürekli oynar ve bu görüntüler, bu görsel imgeler bir şekilde bizi bedensel ve ruhsal olarak etkilerler. Denemek isterseniz şöyle bir çalışma yapabilirsiniz. Uygun bir vaktiniz de geçmiş anılarınıza şöyle bir göz atın ve sizi gerçekten çok mutlu eden ve çok mutsuz eden iki olayı zihninizde canlandırın.

O olayın bütün detaylarıyla görsel olarak zihninizde hatırlayın ve ardından bedeninizde ki ve duygularınızda ki değişime şöyle bir göz atın. Zihninizde canlandırdığınız bu iki olay, bedeninizi ve duygularınızı farklı şekillerde etkileyecektir. Yüksek bir olasılıkla sizi mutlu eden olay sırasında daha pozitif duygular ve bedeniniz daha gevşemişken mutsuz eden olayı hatırladığınızda farklı bedensel tepkiler vereceksiniz ve büyük bir olasılıkla da bedeniniz gerilecek. Peki görüntüler madem bizim üzerimizde bu kadar etkili. Bunu daha iyi hissetmek ve acı verici ya da rahatsız edici olayların bizim üzerimizdeki etkisini azaltmak adına nasıl kullanabiliriz? Biraz sonra bununla ilgili konuşacağım. Ama önce bu görsel canlandırmanın ilkeleri ile ilgili bazı konuları açıklığa kavuşturmamız lazım. Görsel canlandırma konusundaki önemli noktalardan bir tanesi açı mevzusu. Herhangi bir olayı zihnimizde canlandırdığımızda hatırladığımızda ya da hayal ettiğimizde bunu ya dış açıdan görürüz ya da iç açıdan görürüz. Bu ne demek? Yani bir olayı hatırladığımızda ya da zihnimizde canlandırdığımızda ya dışarıdan bir kamera bizi çekiyormuş gibi o kameranın açısıyla kendimizi de dışarıdan görerek o görüntü zihnimizde canlanır ya da sanki o anın içindeymişiz de o anı bizzat deneyimliyormuşuz gibi kendi vücudumuzun içinden kendi göz açımızdan o görüntüleri canlandırırız. İşte bu kendi göz açımızdan canlandırdığımız görüntüye iç açı diyelim. Dışarıdan sanki bizi bir kamera çekiyormuş gibi canlandırmaya ise dış açı diyelim iç açıdan yani kendi göz açımızdan zihinde canlandırılan olayların duygusal etkisi bedenimiz ve ruhumuz üzerinde daha fazladır, daha güçlüdür.

Bir olayı dışarıdan bir açıyla canlandırmak ise yani dış açıdan çekiliyormuş gibi canlandırmak ise o olayın bizim üzerimizdeki etkisini azaltıyor. İsterseniz aynı olayı zihninizde bir dış açıyla, bir de iç açıyla canlandırarak bunu deneyebilirsiniz. Bunun sebebi herhangi bir olayı yaşarken o olayın zihnimize kendi göz açımızla kayıt olmasıdır. Dolayısıyla o olayı yaşarken ki o yüksek duygular gözümüzden gördüğümüz o görüntüyle, yani o açıdaki görüntüyle zihnimizde eşleşir, dolayısıyla o görüntülerin zihnimizdeki etkisi ve duyguların yoğunluğu daha yüksektir. Görsel canlandırmada bir diğer önemli nokta boyuttur. Herhangi bir olayın normalde olduğundan daha büyük boyutlarda zihnimizde canlandırmak, o olayın üzerimizdeki duygusal etkisini arttırırken daha küçük boyutlarda olduğundan daha küçük boyutlarda zihnimizde canlandırmak o olayın etkisini azaltıyor. Görsel canlandırma da diğer önemli iki konu, ışık ve renk konusu. Genellikle mutlu olayları hatırladığınız da bunları daha parlak, daha canlı renklerle, daha aydınlık olarak hatırlarken, daha mutsuz olayları ise daha soluk, daha loş, daha karanlık olarak hatırlarız. İçim karardı ya da yüreğim aydınlandı ya da hayatı tozpembe görüyorum gibi sözler aslında boşuna değildir. İstisnalar olmakla birlikte herhangi bir olayı gözümüzde parlak, canlı ya da aydınlık olarak canlandırmakla daha karanlık, daha soluk, daha renksiz canlandırmanın üzerimizdeki etkileri birbirinden farklıdır. Görsel canlandırmanın bir diğer öğesi ise hareket. Zihnimizde canlanan görüntüler. Bazen böyle bir video gibi akan hareketli görüntülerken ya da böyle slayt gösterisi gibi ya da fotoğrafların arka arkaya akması gibi. akan görüntülerken, hareketli görüntülerken bazen de sadece bir fotoğraf karesi gibi hareketsiz görüntülerdi. Kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle akan görüntülerin hareketli görüntülerin etkisinin hareketsiz görüntülere oranla daha fazla olduğu düşünülüyor.

Peki gelelim şimdi bu bilgileri nasıl kullanacağımızı. Geçmişte olmuş, bitmiş ama etkisi hala üzerimizde devam eden, bizi yaralayan acı verici olaylar ya da gelecekte olmasından kaygılandığımız birtakım olayları zihnimizde farklı açılardan, farklı boyutlarda, farklı renk ve ışık düzeyleri ile hareketli ya da hareketsiz şekilde zihnimizde canlandırmak, o olayın bizim üzerimizdeki etkisini azaltabiliyor. Örneğin unutmak istediğiniz olay her ne ise az önce zihnimizde canlandırdığım TV ekranı var ya hani o ekranda elmanın, portakalın görüntülerini bir şekilde farklılaştırmıştık. Aynen bunun gibi o olayı o televizyon ekranında zihninizde canlandırıp, o olayın ışığıyla, rengiyle, görüntüsüyle oynayarak sizin üzerinizdeki etkisini azaltabiliyorsunuz. Diyelim ki geçmişte bir olay yaşadınız ve bu sizde bir korku yarattı. Diyelim ki bir köpek tarafından ısırıldınız. Bir köpek korkusu olabilir, hayvan korkusu olabilir. Ya da gelecekte olması olası bir olay mesela araba kullanma korkunuz vardır. Trafiğe çıktığınızda ya da trafiğe çıktığınız anları zihninizde canlandırdığınızda çok kaygılanıyorsunuzdur. Bu görüntüleri, bu zihninizdeki görüntüleri daha dış bir açıdan, yani sanki dışarıdan bir kamera sizi çekiyormuş gibi kendinizi de görerek o görüntünün içerisinde dış açıdan ve normalde olduğundan daha küçük şekilde, daha renkli, daha parlak ya da daha renksiz, daha soluk şekilde hareketli ya da hareketsiz olarak zihninizde canlandırın. Bakın burada ışık, renk ve hareket konusunda net bir şey söylemedim. Neden? Çünkü bu kişiden kişiye göre değişebiliyor. Mesela ben kendi adıma geçmişte hatırladığım da ben de rahatsızlık uyandıran olayları daha mat, daha soluk, daha renksiz canlandırdığım da bu olayın üzerimdeki etkisi azalabiliyor ama herkes için aynı değil.

Belki bir başkası daha parlak, daha canlı canlandırdığında onda daha farklı bir etki yaratabilir. O yüzden bunları deneyerek, deneyerek, kendinize uygun olan açıyı, rengi, ışığı ayarlayabilirsiniz. O zaman çok basit. Bu tekniği uygulayabilmek için gözlerinizi kapatıyorsunuz. Rahat hissettiğiniz bir yere geçiyorsunuz ve o televizyon ekranın içerisinde sizi rahatsız eden olayı farklı açılarla, farklı renk ve ışıkla canlandırıyorsunuz. Tabi bu bir pratik meselesi ve yaptıkça gelişecek bir şey. Bunu ne kadar çok yaparsanız olayın sizin üzerindeki etkisini o kadar azaltabilirsiniz. O yüzden başlangıçtaki o televizyon ekranı pratiğini özellikle yaptırdım. Çünkü orada en azından bir hazırlık yapmış olup bunu nasıl uygulayabileceğimize dair bir deneyim elde etmiş olduk. Denedikçe bu işte daha çok ustalaşacaksınız. O yüzden denemeye devam. Bunu uygulayan ve başarılı olan izleyicilerimiz olursa lütfen aşağıda yorumlarda bizimle paylaşsınlar. Bazı insanlar üzerinde oldukça etkili olabiliyor. Bu demek değildir ki herkeste ve her olayda bu teknik yüzde yüz geçerlidir. Hayır, olaydan olaya ve kişiden kişiye göre değişebiliyor. Ama denemekte fayda var. Kişisel gelişim ve psikoloji eğer ilgi alanınız içindeyse doğru kanaldasınız. Bu kanalda her hafta bu konularla ilgili yeni videolar paylaşıyoruz. Eğer bu videoları kaçırmamak ve yeni yüklenen videolardan haberdar olmak istiyorsanız lütfen kanala abone olmayı ve bildirim zillerini açmayı unutmayın. Bu kanalın daha fazla sayıda kişiye ulaşmasına yardımcı olmak isterseniz katıl üyesi olarak kanalımıza destek verebilirsiniz. Yine abone olarak videoyu beğendiyseniz beğenerek ve aşağıya yorum yazarak çok daha fazla görüntülenme elde etmemizi sağlayabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir