KENDİNİ SABOTE ETTİĞİNİ GÖSTEREN 8 İŞARET | Mindf*ck | Kendini Geliştirme Yolları
Hiçbir şey yolunda gitmiyor. Hep böyle oluyor. Tam mutlu olacağım tam başaracağım, bir aksilik çıkıyor. Hayat bana bunu neden yapıyor? Bunu yapan acaba gerçekten hayat mı yoksa sen mi kendi kendini sabote ediyorsun? Evet, doğru duydunuz. Bazen kendi kendimizin en büyük düşmanı olabiliyoruz. Mutluluk ve başarıya ulaşmamızı kendi ellerimizle bilinç dışı bir şekilde sabote edebiliyoruz. Peki bunu yapıp yapmadığımızı nasıl anlarız? Gelin bu videoda kendi kendini sabote etmenin belirtilerinden 8 tanesini inceleyelim. Kendi kendini sabote etme kavramı ilk kez 1978 yılında Berglas ve Jones tarafından ifade edilmiştir. Çok özet bir tanımla kendi kendini sabote etme, bir bireyin herhangi bir işi ya da görevi yerine getirebilecek kapasitede olmasına rağmen kendisinin yeterliliği konusunda soru işaretleri yaşaması ve sonuçta bu işi olamayacağına dair çeşitli bahaneler bularak kendini haklı çıkarmaya çalışma çabası olarak tanımlanabilir. Bireyler çoğu zaman başarısızlıkla yüzleşmekten kaçmak ve kendi benliklerini koruyabilmek için kendi kendini sabote etme davranışları gösterebilirler. İşin kötü yanı bu davranışlar bir süre sonra kişilik özelliği haline gelir ve fizyolojik ve psikolojik sağlığı olumsuz yönde etkiler. Peki kendi kendimizi sabote ettiğimizi anlamanın yollarına bir bakalım.
Birinci belirtimiz gelecekle ilgili olumsuz beklentiler ya da çok olumlu beklentilere sahip olmaktan çekinmek. Ya ben en kötüsünü düşüneyim de sonra yine iyisi olursa bana sürpriz olsun dediğin oluyor mu? Bunu genellikle hayal kırıklığından korumak için yaparız. Sonra da olumsuz sonuçla karşılaştığımızda ben zaten biliyordum da böyle olacağını deriz. Başarısızlık ya da hayal kırıklığı korkusu sebebiyle en kötüsünü beklemek, gelecekle ilgili performansımızın altında hedefler belirlememize yol açar. İşin kötü yanı bu hedefleri belirlesek bile o hedeflere zaten ulaşamayacağımıza içten içe inandığımız için bir süre sonra yola çıksak bile hedefimizle ilgili en ufak bir aksilik de pes ederiz. Ya da o hedefe doğru ilerlerken yolda en yüksek performansımızı göstermeyiz. Victor Vroom tarafından geliştirilen beklenti kuramına göre sonucun olumsuz olacağına dair inanç, hedefe doğru motivasyonu düşürür. Dolayısıyla eğer bir şeyi ulaşacağıma zaten içten içe inanmıyorsam yeterli performansı göstermem. İkinci belirtimiz; Erteleme Alışkanlığı, Harekete geçmeyi sürekli çeşitli bahanelere sığınarak ertelediğinin oluyor mu? Şu olsun, sonra başlayacağım, bu olsun, sonra yapacağım gibi baktığı zaman bu bahaneler de hep kendince mantıklı bahaneler dimi?. Aslında erteleme alışkanlığının kökeninde çoğu zaman başarısızlığa uğrama ya da hayal kırıklığı korkusu olur. Dolayısıyla eğer sen de erteleme alışkanlığı varsa kendi kendini sabote ediyor olabilirsin. Yani birtakım şeyleri erteleyerek o hedeflere ulaşmayı, hedeflere ulaşmak için harekete geçmeyi erteliyor olabilirsin. Kadere ve şansa çok fazla inanır mısın? Herhangi bir konuda başarılı olduğunda bu senin kendi çabalarınla yaptığın bir şeyken, başarısız olduğunda çoğunlukla sebep dışsal faktörler midir? Mesela aslında çok iyi yerlere gelirdim ama torpilim yoktu. Ya da çok iyi notlar olabilirdim ama hoca bana taktı diyenlerden misin? Hayatının kontrolünü senden çok dışsal faktörlerin elinde olduğunu düşünmek, böyle bir inanç geliştirmek, kendi kendini sabote etmek için yeterlidir.
Dışsal faktörler elbette ki hayatta önemlidir. Ancak bu önem ya da bu önemin oranı düşündüğümüz kadar fazla değildir. Hayatın kontrolünün bende değil de başka dışsal faktörler de olduğuna inanmak benim herhangi bir hedef koyduğumda o hedefe ulaşacağımıza dair inancımı da olumsuz yönde etkileyebilir. Çünkü ben ne yaparsam yapayım zaten olmayacaktır. Çünkü ben şanslı bir insan değilimdir. Çünkü benim kaderim de yoktur. Çünkü nokta noktanın elindedir gibi. Dolayısıyla hedefe dair inancımızı olumsuz yönde etkileyen her şey kendi kendimizi sabote etmemize sebebiyet verir. Bu yüzden kendi kendini sabote etmeyi bırakmak için öncelikle kendi hayatının kontrolünün en çok sen de olduğunu kabul etmek ve ipleri eline almak gerekiyor. Bir diğer belirtimiz, kendi hayatını başkalarının ki ile kıyaslamak ve kendine üzülmek, kendine acımak. Son dönemde özellikle sosyal medya ve televizyon dizileri sayesinde çoğumuz kendi hayatımızın ne kadar da kötü olduğunu düşünüp kendimize acımakla vakit geçiriyoruz. Eğer böyle bir şey yapıyorsak buna biran önce dur dememiz gerekiyor. Çünkü başarısız ve mutsuz olmanın en temel koşullarından bir tanesidir. Kendi hayatını, diğerlerini ki ile kıyaslamak ve kendine acımak, kendine üzülmek. Ben sınavdan 70 aldım ama Ayşe 90 almış. Benim evim 70 metrekare ama Ali öyle mi? Adamın oturduğu eve bak ya bahçeli evi var. Odağını zamanını ve enerjisini kendi yapıp ettiklerinden çok başkalarının ki ile ilgilenmek ve kendine acımakla harcarsan kendi hedeflerine ulaşmak için gerekli enerjiyi ve zamanı bulamazsın. Diğerlerinin ne de güzel bir hayatı var. Zamanlı ben deyip kendi haline ağlamak kendi kendini sabote etmenin yollarından bir tanesidir. Tam bir şeyleri başaracakken ya da hayatınızda bir şeyler iyiye doğru gitmeye başladığında birdenbire yoğun bir suçluluk duygusu ya da kaygı gibi duygular yaşadığınız oluyor mu? Bunun sebebi belki de bilinçaltında bunu hak etmediğinize dair bir inanç ya da değersizlik duygusu olabilir.
Yaşadığınız bu rahatsızlık duygusu bilinçaltınızın sizi sabote etmesinin bir yoludur? Aşırı fedakarlık, herkesi memnun etmeye çalışmak, diğerlerinin çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tutmakta, kendinden kaçmanın, kendi hedeflerin için yola çıkmaktan kaçmanın, yani kendi kendini sabote etmenin yollarından bir tanesidir. Mesela çoğu anne baba son derece temiz ve iyi niyetlerle çocuklarına şöyle derler. Benim bütün hayatım sizlerden ibaret. Benim her şeyim çocuklarım. Ne yaptıysam sizin için yaptım. Bütün ömrünü sizlere adadım. Dediğim gibi bunu iyi niyetlerle yaparlar ve gerçekten de bunu yapmışlardır. Ancak bunu yaptıklarında yani bu sözleri söylediklerinde hem çocuklarının o küçücük omuzlarına kocaman yükler yüklerler. Yani çocuk kendi annesinin, babasının, hayatının sorumluluğunu da kendi omuzlarında hisseder. Hem de kendi hedeflerine doğru harekete geçmemek, ilerlememek, eyleme geçmemek için iyi bir bahane bulmuş olur. İç sesiniz genelde olumsuz mu? İçinizde sürekli şöyle söyleyen; mesela bence başaramazsın, yapamazsın, yeterli değilsin, boşuna uğraşma, o iş öyle yapılmaz diyen suratsız bir yaşlı amca ya da teyze var mı? Eğer iç konuşmalarınız genellikle kısıtlayıcı ve olumsuzsa bu yolla kendi kendinizi sabote ediyor olabilirsiniz. Bununla nasıl başa çıkabileceğini dair iç sesle ilgili bir video var. Şuradan ulaşabilirsiniz. Bir diğer belirtmemiz katı kurallara bağlılık. Kendi kendine oluşturduğunuz böyle çerçeveler var mı? Katı katı kurallar. O kuralların dışına çıkmadan bir yaşam mesela. İşte o koyduğunuz katı kurallar bazen kendi kendinizi sabote etmenize yol açıyor olabilir. Daha doğrusu o katı kuralları kendi kendinizi sabote etmek için bahane olarak kullanıyor olabilirsiniz. Mesela şöyle bir inanış diyete başlayabilmem için hayatımda her şeyin yolunda olması lazım.
Yani stresi olmamam lazım. Aksi takdirde diyete başlanmaz… yoo başlanabilir. Ya da hayatta başarılı olmak için yalakalık yapman lazım. Yoksa yükselmezsin. Niye, bunu yapmadan yükselmiş insanlar da var.
İyi bir anne ya da baba tüm ömrünü çocuklarına ayırmalıdır, kendine asla vakit ayırmamalıdır. Bunun yolu budur. Başka türlü yapılmaz gibi bahaneler aslında bizi harekete geçmekten alıkoyar ve belki de biz bunu bilinç dışı bir şekilde kendimize bahane olarak kullanıyoruz. Aslında kendi kendimizi sabote etme, davranışlarımızın çoğunun altında öz yeterlik duygumuzu düşük olması yatar. Bu nedenle kendini sabotajdan kurtulabilmek için kişinin öz yeterlik duygusunu sağlıklı bir seviyeye yükseltmesi gerekir. Öz yeterlilik nedir? Çok kaba bir tabirle herhangi bir şeyi yapabileceğine dair kişinin geliştirmiş olduğu inançtır. İşte bu inancı sağlıklı bir seviyeye doğru çekebilirsem, o zaman kendi kendini sabote etmekten de kurtulabilirim. Peki bunun yolu nedir? Bunun yollarından bir tanesi kişinin bireysel farkındalığını artırmasıdır. Yani kendi güçlü yönleri, kendi gelişime açık yönleri, kendi kapasitesi, kendi sınırları gibi çok sayıda kendisiyle ilgili bilgiyi objektif olarak gözlemleyebilme yeteneğine sahip olmasıdır. Eğer bireysel farkındalığınızı arttırmak istiyorsanız, kendinizi daha yakından tanımak istiyorsanız “Kendini Geliştirme Dersleri” başlıklı oynatma listeme bir göz atmanızı öneririm. Kişisel gelişim ve psikolojik konuları eğer ilginizi çekiyorsa kanalımız abone olmanızı öneririm. Her hafta iki tane yeni videoyu sizlerle paylaşıyoruz. Bu kanalın daha da büyümesi, yolculuğuna devam edebilmesi için altta yorum yaparak, videoyu beğenerek ve sosyal medya hesaplarınız da videolarınızı paylaşarak destek vermenizi rica ediyorum.
Herkese iyi günler dileklerimle. Hoşça kalın.