Davranışlarınızın Şifresini Çözün! – 7 Arketipten Hangisi Sensin? – İçindeki Çocuğu Şifalandır!

Yaşımız kaç olursa olsun içimizdeki çocuğun yaraları, bakış açısı, inançları, bugünümüzü de etkiliyor. Bu yüzden eğer bugünü iyileştirmek istiyorsak öncelikle onunla yani içimizdeki çocukla tanışmamız ve onunla anlaşmamız lazım. Bu videoda içimizdeki çocuğu şifalandırmak için onu daha yakından tanıyabilmek adına 7 tip içsel çocuk arketipinden bahsedeceğim. Bakalım siz de en çok hangileri ağır basıyor? Üzüldüğünüzde, hayal kırıklığına uğradığınızda ya da öfkelendiğinizde ne tür tepkiler verirsiniz? Oyuncaklarınızı alıp parkı terk mi edersiniz? Yoksa bağırıp çağırarak ortalığı birbirine mi katarsınız? Gerçek şu ki, duyguları böyle en yüksek boyutlarda yaşadığımız zamanlarda içimizdeki çocuk devreye girer. İçimizdeki çocuk bilinçdışımızın bir parçasıdır. Hayatı hala çocukken ki gibi yaşayan, çocukken ki gibi deneyimleyen, hisseden parçamızdır. Gelin görün ki çocukluğumuzdaki birtakım en temel duygusal ihtiyaçlarımız örneğin sevilme, değerli hissetme, yeterli ve güçlü hissetme gibi en temel duygusal ihtiyaçlarımız ebeveynlerimiz tarafından yeterince ve tutarlı şekilde karşılanmadığıysa bunun yarattığı etkiler ne yazık ki bugünümüzü de etkiler. Örneğin çocukluğunda sadece kurallara uyduğunu da ya da başarılı olduğunda ödüllendirilen bir çocuğun yetişkinliğinde mükemmeliyetçi olması gibi ya da çocukluğundaki o en temel sevilme ile ilgili değerli hissetme ile ilgili ihtiyaçları yeterli ve tutarlı karşılanmamış bir bebeğin yetişkinliğinde de ilişkilerinde bağlanma problemleri yaşaması gibi. Çoğu zaman yaşadığımız sıkıntıların ana sebebinin şimdi şu anda başımıza gelenler olduğunu zannederiz. Oysa bu daha çok içimizdeki yaralı çocuk ve onun kendini ve dünyayı algılama biçimiyle ilişkilidir. Ağırlıklı olarak bağımlılık ve içsel çocuk konularında çalışan terapist John Bradshow şöyle diyor ihmal edilmiş yaralı içsel çocuğun insanlığın ızdırabının ana kaynağı olduğunu düşünüyorum.

İşin iyi yanı bir şekilde o yeterli ve tutarlı ebeveynliği alamamış içsel çocuğumuza biz bugün ihtiyaç duyduklarını verebiliriz. Yeter ki onun varlığını kabul edelim, onunla tanışalım, onu gözlemleyelim. Neye ihtiyacı olduğunu tespit edebilelim. İşte bunu yapabilmemize yardımcı olacak araçlardan biri de içimizdeki bu içsel çocuğun hangi arketipe girdiğini ya da hangi arketiplere girdiğini bulabilmek. Psk. Dr Nicole Le Pera’nın  “Kendini iyileştirme işi nasıl yapılır?” isimli kitabında bahsettiği yedi tip içsel çocuk arketipinden bahsedeceğim. Dikkatlice dinleyin. Çünkü bu içsel çocuk arketiplerini bir şekilde fark etmek, bunlardan hangilerine sahip olduğunuzu analiz etmek, bunun üzerine düşünmek, aslında kendi içsel çocuğunuzu daha yakından tanıyabilmek, ihtiyaçlarını tespit edebilmek için size yardımcı olacak. Birinci arketipimiz “Aşırı Başarılı Çocuk”. Doğduğumuz andan itibaren bazı soruların cevaplarını ararız. Mesela ben var mıyım?  ben yeterli miyim? ben değerli miyim? ben seviliyor muyum? ben güçlü müyüm? gibi pek çok sorunun cevabını arayıp dururuz hayatımız boyunca. Ve bu soruların cevaplarını hep diğerlerinin davranışlarından, söylemlerinden çıkartırız. İşte başarılı çocuk arketipi var olduğunu, değerli olduğunu, yeterli olduğunu ancak ve ancak başarılı olduğunda, takdir edildiğinde, bir şeyler yaptığında hissedebiliyor. İçten içe sahip olduğu o düşük öz değer duygusuyla baş edebilmek için diğerlerinin takdirine yoğun bir biçimde ihtiyaç duyuyor. Siz de başarılı olabilmek, takdir alabilmek adına kendinizi yok saymak pahasına delice çabalıyor musunuz? Mükemmeliyetçi misiniz? Ne yaparsanız yapın sanki yeterli değilim. Bir şeyleri eksik yaptım gibi mi hissediyorsunuz? Belki de içsel çocuğunuz bu şekilde var olmayı öğrendiği içindir bu.

O zaman bu durumda içsel çocuğunuzun olduğun halinle seni seviyorum ve kabul ediyorum. Bütün bunları yapmana gerek yok. Bunlar olmasa da mükemmel olmasan da kusursuz olmasan da, başarılı olmasan da sen olduğun halinle değerlisin sözlerine belki de duymaya ihtiyacı var. İkinci çocuk arketipimiz “Aşırı Başarısız Çocuk”. Bu çocuk da başarısız olmaktan o kadar çok korkuyor ki, denemiyor bile. Başarısız olmanın getirdiği o yoğun utanç duygusuyla baş edemeyeceğini düşündüğü için gerçek potansiyelini ortaya koymuyor, iyi olduğu alanlarda dahi ortaya çıkmıyor, kendini göstermiyor, potansiyelini adeta saklıyor, adeta görünmezliği tercih ediyor. Üçüncü arketipimiz “Bakıcı” arketipi. Bakıcı da sevgiyi alabilmenin, değerli hissedebilmenin tek yolunu, kendi ihtiyaçlarını yok sayarak başkalarına hizmet etmek olduğunu varsayıyor. Böyle aşırı fedakarlık, diğerlerine aşırı düşünmek, adeta kendini yok sayarak diğerlerine hizmet etmek. Bu tür davranışlar yine bu çocuk arketipinin davranışları, içten içe hissettiği o değersizlik ve boşluk duygusuyla baş edebilmek için kendi ihtiyaçlarını yok saymayı ve kendini diğer insanlara adamayı tercih ediyor kişi. Dördüncü arketipimiz “Koruyucu Kurtarıcı” arketipi bakıcı erkek tipine biraz benziyor. Yalnız burada biraz daha böyle büyüklenmeci, biraz daha kahraman bir tavır var. Yani diğerlerini daha böyle yardıma muhtaç gibi görüyor ve kendisini değerli hissedebilmek için, var olduğunu hissedebilmek için, sevgiyi alabilmek için, diğerlerini kurtarmak zorunda olduğunu, diğerlerine yardım etmek zorunda olduğunu düşünüyor. Birilerini kurtarmak, onların sorunlarını çözmek, onlara yardım etmek onun adeta varoluş amacı. Bunun en temel sebebi aslında kişinin çocukluğunda yaşadığı savunmasız duyguları.

Bu savunmasızlık duygularını şimdi iyileştirebilmek için işte kahraman rolüne soyunup çevresindekileri kurtarmaya çalışıyor. Ancak bu şekilde var olduğunu, değerli olduğunu hissedebiliyor. Hem bakıcı hem de kurtarıcı çocuğun belki de şunları duymaya ihtiyacı var. İyi hissedebilmek için var olduğunu, değerli olduğunu hissedebilmek için etrafındakilere yardım etmen gerektiğini iyi hissettirmek gerektiğine, rahat ettirmek gerektiğine inanıyorsun ve bu çoğu zaman oldukça yorucu. Çünkü bu senin kontrol alanında olan bir şeyi değil. Her şey senin elinde değil. Sen ne yaparsan yap, yine de insanlar zaman zaman kötü hissedebilirler. Ya da onlara yardım edemeyebilirsin, kurtaramayabilirsin. Öte yandan var olmak için, değerli olmak için, sevilmek için bunu yapmak zorunda değilsin. Kendinle ilgilensen de kendi isteklerin ve ihtiyaçlarıyla ilgilensen de ve diğerleri için her seferinde bu kadar çok kendini yok sayma pahasına çabalamasan da yine de değerlisin ve sevilebilirsin. Beşinci arketipimiz “Ortamın Neşe Kaynağı” sizin de böyle sürekli mutlu görünmeye çalışan ya da mutlu olan, cıvıl cıvıl, zor şeyler yaşasa bile asla yüzünü asmayan, o yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeyen, her şeye rağmen güçlü bir şekilde ve mutlu bir şekilde ayakta duran, sürekli mutlu olan ve diğerlerini mutlu etmeye çalışan arkadaşlarınız var mı? Yoksa o kişi siz misiniz? İşte bu çocuk arketipine ortamların neşe kaynağı diyoruz. Ortamların neşe kaynağı, çoğunlukla çocukluğunda olumsuz olarak adlandırılan öfke ya da üzüntü gibi duyguları gösterdiğinde eleştirilmiş, yargılanmış, suçlanmış, utandırılmış çocuktur. Dolayısıyla bu gibi duyguları ifade etmenin, göstermenin zayıflık olduğunu düşünür.

Bu yüzden de sürekli her şeye rağmen güçlü ve mutlu olmaya çalışır ve diğerlerini de mutlu etmeye çalışır. Belki de bu çocuğun da duymaya ihtiyaç duyduğu şey, içindeki duygu her ne ise onu hissetmeye izinlisin. Bizler duygularımızla birlikte varız, iyi ya da kötü duygu diye bir şey yoktur. Duygu duygudur. Üzüle de bilirsin, utana da bilirsin, korka da bilirsin, öfkelene de bilirsin ve bunları gösterebilirsin. Ve buna rağmen, bununla beraber daha doğrusu yine de sen değerlisin ve sevilebilirsin. Altıncı arketipimiz “Her Şeye Evet Diyen”. Birisi sizden bir şey istediğinde bu size uymuyorsa hayır diyebiliyor musunuz rahatlıkla? Yoksa böyle bu sizin için çok zorlayıcı bir şey mi? Hayır derken zorlanıyor musunuz? Ya da Hayır diyemiyor musunuz? Hayır diyemeyip, bu şey size sıkıntı verse dahi boyun eğip yine de evet, tamam, olur mu diyorsunuz? Adından da anlaşılacağı üzere bu arketip tıpkı bakıcı arketipinde olduğu gibi sevilebilmek, kabul edilebilmek, değerli olduğunu, var olduğunu hissedebilmek için her şeye evet demek zorunda olduğunu hisseder. Hayır derse kötü bir insan olacağına inanır. Diğerlerinin onu sevmeyeceğine, yargılanacağına, kabul etmeyeceğine inanır. Eğer bir şeyi sana uymuyorsa hayır demeye hakkın var. Ve hayır derken de sevilebilirsin. Yedinci arketipimiz “Kahramana Tapınan”. Bu arketipte kişi, yaşamda var olabilmek değerli, yeterli hissedebilmek için her zaman kusursuz ya da kahraman gibi gördüğü bir rol modele ihtiyaç duyar ve kendini yok saymak pahasına onu takip eder, onu izler, onu dinler. Kendi kararlarını kendisi veremez.

Bu anlamda hep bir rehbere, bir bilirkişiye ihtiyaç duyar. Diğerleri ondan daha iyi biliyormuş gibi hisseder ve hep böyle birileri gelsin işte, bana yol göstersin, benim elimden tutsun, beni götürsün ihtiyacı hisseder. Bu arketipin sebebi çoğu zaman aşırı koruyucu, kollayıcı ebeveyn tiplerdir. Bunlar çocuklukta o kadar çok çocuğun sorunlarıyla uğraşıp onun yerine bu sorunları çözerler ki, sürekli çocuğun yolunu açarlar. Dolayısıyla çocuk hayatla nasıl baş edilir, problemler nasıl çözülür, nasıl insan kendi kendine ayakları üzerinde durabilir, bunu bilemez, deneyimleyemez. Bu yüzden de yetişkinliğinde hep bir diğerinin varlığına, rehberliğine ihtiyaç duyar. Evet, içsel çocuk arketiplerimiz bu videoda bahsedeceklerimiz bu kadar. Siz bu arketiplerden hangisi ya da hangilerinde en çok kendinizi gördünüz merak ediyorum. Yorumlarda eğer yazarsanız sevinirim. Arketipimizi keşfettiğimize göre sıra geldi içimizdeki çocukla tanışmaya ve o çocuğa duymaya ihtiyaç duyduğu şeyleri söylemeye ona bunları yapmasa da bunlar var olmasa da yeterli değerli olduğunu, var olduğunu söylemeye geldi sıra. Peki bunu nasıl yapacağız diyorsanız eğer, şu videom size yardımcı olabilir. Bu videoda içimizdeki çocukla iletişime geçiyoruz. Yönlendirmeli bir meditasyon yardımıyla o çocuğa duymaya ihtiyaç duyduğu şeyleri iletiyoruz. Kişisel gelişim ve psikoloji eğer ilgi alanınız içindeyse kendinizi daha yakından tanıyabilmek ve ruhsal problemlerle, sıkıntılarla baş edebilmek, daha da iyi hissedebilmek adına çeşitli teknikleri öğrenmek istiyorsanız doğru kanaldasınız. Bu kanalda bu konularla ilgili her hafta yepyeni videolar paylaşıyoruz. Eğer bu videolardan haberdar olabilmek istiyorsanız lütfen kanala abone olmayı ve bildirim zilini açmayı unutmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir