Kansere En Yatkın Kişilik Tipi C Tipi Kişilik Olabilir misin?

Bazı kişilik özellikleri ve davranış kalıpları ile çeşitli hastalıklar özellikle de kanser arasında bir ilişki var mı? Bu alanda yapılan birtakım çalışmalar bize bir ilişki olabileceğini söylüyor. Literatürde kansere yatkın kişilik olarak da adlandırılan C tipi kişilik nedir? Bu kişiliğin özellikleri nelerdir? Ve eğer sizde de varsa bunları değiştirebilmek adına neler yapabilirsiniz? Bu videoda. Baştan söyleyeyim, bu videoda amacım sizi korkutmak ya da kodlamak değil. Zira bundan bir çıkarım da yok. Ancak benim temel amacım, eğer sizde de bahsedeceğim kişilik özelliklerinin bazıları ya da belki de hepsi varsa bunu buna ve bunun sağlığınızı etkileri üzerine farkındalık yaratmak ve bunları değiştirebilmek adına naçizane birtakım önerileri paylaşmak. Kişilik özellikleri ve hastalıklar arasındaki bağlantı aslında uzun yıllardır araştırılıyor. Bu kapsamda özellikle kalp hastalıklarıyla yakından ilişkili olarak gözüken A tipi kişilikle ilgili daha öncesinde bir video çekmiş ve sizinle paylaşmıştım. Bu videoda A tipi ve B tipi kişilik özellikleri nelerdir? Bunu anlatmış ve acaba size hangisi daha baskın? Bunu görebilmeniz için mini bir test uygulamıştım. Şuradan ulaşabilirsiniz. Tekrar bahsetmek gerekirse. Kısaca A tipi kişilik özelliklerine sahip bireyler öfkeli, gergin, sabırsız, işkolik, aceleci, rekabetçi ve kontrolcü kişiliklerken, B tipi kişilikler ise daha sakin, daha ılımlı, biraz daha yavaştan alan duygularını böyle çok da duygu patlamaları, öfke patlamaları şeklinde değil, daha sakin yaşayabilen bireylerdir. Kanser ve kişilik arasındaki ilişki ise 1960 yılının ortalarından beri araştırılıyor. Bu konuda günümüze kadar ve günümüzde de hala pek çok araştırma yapılıyor ve bu araştırmaların sonucunda görülmüş ki bazı kişilik özellikleri özellikle kanser hastalarının çoğunda yüksek oranda görülüyor. Bu yüzden de bu kişilik özelliklerine C tipi kişilik özellikleri denmiş ve literatürde C tipi kişilik, kansere yatkın kişilik olarak adlandırılmış.

Peki nedir bu kişilik tipinin özellikleri? Birinci özelliğimiz “Aşırı Fedakarlık”, kendini feda etme. Diğerlerinin isteklerini ve ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önünde tutma. Adeta diğerleri için yaşama. İkinci özellik “Hayır Diyememe”. Genellikle mülayim ve uyumlu bir izlenim çizmek için çok çaba harcama ve diğerlerinin istekleri ona uymasa bile hayır diyememe. Kendi istek ve ihtiyaçlarını ifade etmekte güçlük çekme. Üçüncü özellik “Boyun Eğmeci Davranış”. Yani diğerlerine, isteklerine ve ihtiyaçlarına ona ters gelse bile hayır diyemediği için boyun eğmek. Çatışmalardan genellikle kaçınmak. Çatışmalarda kendi haklılığını ya da kendi istek ve ihtiyaçlarını savunmada zorluk çekmek. Dolayısıyla çatışmadan kaçınmak için elinden geleni yapmak. Aman aman sıkıntı olmasın da ben gerekirse tamam boyun eğerim demek ya da bir şekilde çatışmaya girildiyse de yine karşı tarafın isteklerine boyun eğmek. Ve bir diğer özellik duyguları bastırmak, reddetmek, yok saymak, öfke, üzüntü, kaygı, korku gibi zorlayıcı duyguları dışarıya göstermemeye çalışmak. Dolayısıyla hatta bir süre sonra bu dışarıya göstermemeye o kadar alışıyor ki kişi. Kendisi bile artık bir süre sonra bu duyguların farkında olmuyor. Olabildiğince her şey yolundaymış gibi davranmaya çalışmak, dışarıya hiç belli etmemeye çalışmak. Hatta artık kişi bunu o kadar çok benimsemiştir ki ya ben hiç belli etmem dışarıya duygularımı sözünü adeta bir artı özellikmiş gibi kullanır. Ve bir diğer özellik düşük duygusal farkındalık. Tabii bu duyguları bastırmanın bir sonucu. Yani biz yaşadığımız duygulardan, içimizde hissettiğimiz o duyguları. Daha doğrusu duygular vücudumuza geldiğinde, onları hissetmeye izin vermezsek, onları yok sayarsak, onları reddedersek bu durumda tabii ki bir süre sonra kendimize, bedenimizi ve bu duygulara karşı yabancılaşmaya başlıyoruz. Ve duygusal farkındalık ne demek? Kişinin içine girdiği duygu durumunu fark etmesi, onu doğru adlandırması ve onun nedenlerini ve sonuçlarını analiz edebilmesi demektir. Eğer ki ben içine girdiğim duygu durumunu sürekli reddedersem, yok sayarsam bastırırsam, üzüntülü olduğum halde gülmeye çalışırsam, ne bileyim kaygılı olduğum halde “yok yok, hiçbir şeyim yok” Cesur gözükmeye, güçlü gözükmeye çalışırsam sürekli, sürekli ve sürekli bir süre sonra artık kendime ve kendi duygularımı da yabancı taşırım. Yani bu insana “Nasılsın?” Diye sorduğunuzda size cevap vermekte de zorlanır. Çünkü nasıl hissettiğini artık kendisi de çok farkında değildir. Ve bir diğer özellik “Umutsuzluk Çaresizlik”, hislerini çok yoğun biçimde yaşamaya yani zorluklarla karşılaştığında hemen karamsarlığa kapılma, umutsuzluk ve çaresizlik, duygularına yenik düşme ve bunlara kapılıp gitme. Tekrar belirtmek isterim. Bu videoyu yapmaktaki amacım bir şekilde sizi korkutmak ya da kodlamak değil. Aksine kendi duygularınızı yaşamaya izin vermediğinizde, duygularınızı bastırdığınızda, reddettiğinizde ifade etmediğiniz de ya da kendinizi çiğnemek pahasına başkaları için yaşadığınızda bunun sizin bedensel ve ruhsal sağlığınıza olan etkileri konusunda bir farkındalık yaratmak ve belki de bunları değiştirebilmek adına bir adım atmanızı sağlamak. Zira kanser hastalarıyla yapılan bir çalışmada kanser hastalarını duygularını ifade etmeye yönlendirecek çalışmalar yapmanın, gerçekten de onların hastalık süreçlerine uyum sağlamada ve psikolojik durumlarını iyileştirmede faydalı olduğu tespit edilmiş. Bu arada bu bahsettiğim çalışmalardan bazılarını açıklama kısmına bilgilerini ekleyeceğim. Merak edenler oradan inceleyebilirler.

Peki eğer bizde de bu davranış özelliklerinden bazıları ya da belki hepsi varsa ne yapabiliriz? Gelin birazcık da bunu konuşalım. Biliyorsunuz, herhangi bir uygulamada birinci adımımız fark etmek. Fark etmek için zaten bu video belki biraz size yardımcı olmuş olabilir. Şöyle bir düşünün. Boyun eğme, hayır diyememe, aşırı fedakarlık, duyguları bastırma, yok sayma, nasıl olduğu hakkında konuşamama, kendi duygularını ifade etmede zorlanma. Bu gibi özellikler sizin hayatınızda ne kadar var? Örneğin hangi davranışlar, hangi alışkanlıklarınız bu başlıkların altına giriyor? Bir düşünün ve bunları gerekirse kağıt kalemle çalışın. Yani oturun kağıda yazın. Kağıt kalemle çalışmak her zaman iyidir. Somutlaştırır, algılamamızı kolaylaştırır, fark etmemizi kolaylaştırır. İkinci adım ise bu davranışları analiz etmek. Yani bu davranışların altında yatan temeldeki ihtiyacım ne? Neden ben hayır diyemiyorum. Neden ben aşırı fedakarım? Neden ben sürekli onay alma ihtiyacı duyuyorum? Bunu yapmadığımda, ne olmasından korkuyorum? Bunu daha iyi analiz edebilmek için şemalar ile ilgili videolarımı izlemenizi öneririm. Ve tabii ki üçüncü adımda bir şeyleri fark ettikten sonra. Yani ben de var mı yok mu, varsa somut davranış örnekleri neler? Bunların altında yatan temel nedenler neler olabilir? Bunları fark ettikten sonra bunları değiştirmek adına adım atmak, yani bundan sonra kendi duygularımı artık ifade edebilmek, bundan sonra gerekirse hayır diyebilmek. Bundan sonra gerekirse evet fedakarlık belki bir yere kadar güzeldir ama aşırı fedakarlığın önüne geçebilmek için adım atabilmek. Bu noktada kanalımdaki pek çok video size yardımcı olabilir. Hayır diyebilmek ile ilgili yine video şuradan ulaşabilirsiniz. Şemalar ila ilgili videolarımda zaten yine baş etmek için birtakım önerileri de sizlerle paylaşıyorum.

Ama benim bu videoda özellikle üzerinde durmak istediğim bir nokta var ki o da duyguları bastırmamak, reddetmemek ve yok saymamak. Bastırılan her duygu, reddedilen, yok sayılan her duygu, siz bastırtınız diye orada olmaktan vazgeçmiyor. Çok daha güçlenerek ve farklı şekillere bürünerek kendini ifade etmeye devam ediyor. Ta ki siz onu anlayıp, kabul edip ifade edinceye kadar. Bu bazen ağrılar, bazen hastalıklar, bazen de çok farklı bedensel ya da ruhsal sıkıntılar şeklinde kendini gösteriyor. O yüzden duyguları tanımak, duygusal farkındalığımızı arttırmak ilk adımımız olsun. Bununla ilgili neler yapabileceğinizi dair çeşitli önerilerimi paylaştığım videom Zor günlerle baş ederken önemli bir beceri duygusal çeviklik. Ona da şuradan ulaşabilirsiniz. Bu videoların her birini yine açıklama kısmına da link olarak ekleyeceğim. Bu linklerden ilgili videolara ulaşabilirsiniz. Şimdi farklı farklı videolara yönlendirdim diye bazen eleştiriyor izleyicilerimiz. Fakat genellikle çoğumuz da şöyle bir eğilim var. Bu da tabii kolaycılıktan geliyor. Ya ben uğraş mıyım? Ya sen bana şuradan bir şey söyle, bir öneri ver. Hap gibi bir şey olsun bu. Ben onu hop tutayım, iyileşeyim, hop yutayım artık daha iyi hissedeyim. Böyle bir şey yok. Hepimiz farklı kişiliklere, farklı geçmiş tecrübelere, yaşantılara farklı aile ortamlarına sahibiz. Dolayısıyla her birimiz için farklı farklı çözüm yolları var. Burada hangi çözüm yolunun size uygun olduğuna karar verebilmek için öncelikli olarak kendinizi tanıyabilmeniz, kendinizi doğru bir yolculuğa çıkabilmeniz gerekiyor. Ve bu yolculuk da öyle kısa bir şey değil. Öyle hemen hoop anladım. Tamam ben bir video seyrettim, hayatım değişti. Böyle bir şey yok. Varsa da kendinizi kandırıyorsunuz. Kusura bakmayın. Bunun olabilmesi için kendinize doğru bir yolculuğa çıkmaya, yani bireysel farkındalık yolculuğuna çıkmanız gerekiyor ki bu uzun ve sancılı bir süreçtir ve bu süreçte de kendime doğru çıktığım yolculukta karşılaştığım unsurları analiz edebilmem için de bilgiye ihtiyacım var. İşte bu videolar size yardımcı olabilmek için o bilgileri size sunuyor. Siz bu bilgilerden yola çıkarak kendi içsel yolculuğunuz da karşılaştığınız unsurları belki analiz edebileceksiniz, belki yapamayacaksınız, bir uzmandan yardım alacaksınız. Eğer ben herkes için tek bir formül söylersem bu formül ne yazık ki bazı kişilere uyacak, bazılarına uymayacaktır. Hangi formül kime uygun? Dediğim gibi bunu ancak kişi kendisi kendini tanıyarak karar verebilecek. Bu yüzden de sizden ricam boş vakitlerinizde amaçsız, saçma sapan birtakım içerikleri izlemek yerine kendinize vakit ayırın ve kanaldaki videoları hakikatten odaklanarak, dikkat vererek izlemeye çalışın ve kendi kendinize vakit ayırıp düşünün üzerine. Çünkü bunu ancak siz yapabileceksiniz. Sizin yerinize bir başkası yapmayacak. Dolayısıyla çözüm bulabilmek için bazen birkaç videoyu izlemeniz gerekebilir. Hatta bazen videolarda da çözüm bulamayabilirsiniz. Çok doğal çünkü sonuçta kanalda çektiğimiz videolarda sınırlı her şeyi konu edemiyoruz. O yüzden biraz emek sarf etmek, biraz araştırmak, incelemek, şöyle bir kanalı gezmek, oynatma listelerine bir bakmak, farklı videoları sabredip izlemek gerekiyor.

Bu kanalın daha fazla sayıda kişiye ulaşabilmesine destek vermek istiyorsanız Kanalımıza Katıl üyesi olarak destek verebilirsiniz. Bunun dışında abone olarak eğer beğendiyseniz videoyu beğenerek ve aşağıya yorum yazarak bu videoların çok daha fazla görüntülenmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir