İÇİM SIKILIYOR NE YAPAYIM? CAN SIKINTISI NASIL GEÇER?
Bu videoda içimiz sıkıldığında, daraldığımızda, bunaldığımızda, can sıkıntısı denen şeyi yaşadığımızda böyle bir durumla baş edebilmek için neler yapabileceğimizi konuşacağız.
Hemen başlayalım. İlk olarak böyle bir durum yaşadığımızda yapmamız gereken şey bu durumu yargılamayı ve ona direnmeyi bırakmak. Neyi kastediyorum? İçimiz sıkıldığı zaman çoğu kişi böyle hissettiği için aslında içten içe kendini yargılar.
Bu duruma bir türlü teslim olamaz, direnir ve bunun sonucunda da hissettiği ızdırap artar. Peki niye böyle yapıyoruz? Çünkü bu durumu adeta kendimize yakıştıramıyoruz. Çünkü içten içe bir insanın içinin sıkılmasının, zaman zaman daralmasının, bunalmasının, tırnak içinde onun hasta olduğunu gösterdiğine ya da normal olmadığını gösterdiğine inanırız.
“Ne oluyor ya? Ben niye böyleyim? Neden böyle hissediyorum? Böyle hissetmemem gerekir. Neden ben de herkes gibi değilim?” diye düşünürüz. Ve bu düşüncelerle daha da, daha da fazla sıkıntıya yapışırız.
Çocukluğumuzdan itibaren bu tür duyguların tırnak içinde kötü, olmaması gereken, hissedilmemesi gereken duygular olduğu öğretildiği için bu duygularla birlikte kalamamamız, onları yargılamamız, onlardan kaçmamız, hatta bunların bir süre sonra alışkanlık haline dönmesi ve farkında bile olmamamız çok normal.
Ancak iç sıkıntısı son derece doğal, insani, herkesin ama herkesin yaşadığı ve geçici bir durumdur. Zaman zaman ben de dahil olmak üzere her birimizin içi sıkılır.
O zaman öncelikle bunun normal bir durum olduğunu ve geçici bir durum olduğunu, senin hasta ya da anormal olduğunu gösteren bir işaret olmadığını fark et ve bunu kabul et.
Yargılamayı bırak. Eğer, tabi yine parantez içinde belirtelim, eğer son dönemde kendini kötü hissettiğin, gerçekten çok kötü hissettiğin anların sayısı, kendini daha nötr ya da daha iyi hissettiğin anlardan çok çok daha fazlaysa, o zaman belki bir klinik psikologla görüşüp detaylı bir değerlendirme alabilirsin.
Ancak genel olarak iç sıkıntısı dediğim gibi zaman zaman her birimizin yaşadığı gayet doğal bir durum. Şimdi bu hisleri yargılamakla, onları şefkatle kabul etmeyi biraz daha somutlaştırmak istiyorum. Çünkü insanlar fark etmekle kabul etmek arasındaki farkı ayırt edemeyebiliyorlar.
Bir şeyi fark etmiş olmanız, onu kabul ettiğiniz anlamına gelmiyor. Çoğunlukla bu ikisi birbirine karıştırılıyor. O yüzden burayı biraz daha netleştirmek istiyorum. Ya hocam tamam, farkındayım. Benim içim sıkılıyor. E tamam, kabul ettim. E ne oldu şimdi? Kabul edince geçmedi. Bakın, kabul etmek demek bu değil.
Bu sizin söylediğiniz, sadece bu durumu fark etmek. Kabul etmek demek, şefkatle onun orada olmasına izin verebilmek demek. Kendi bedenimde ve ruhumda o sıkıntıya yer açabilmek demek. Yani onu ittirmek, bastırmak ya da bir an önce apar topar iyi hissetmeye çalışmak yerine, belki onu bir kucağıma almak, belki ona sarılmak ve onunla birlikte biraz oturabilmek.
Tabii tüm bunları yaparken bunun geçici olduğunu kabullenebilmek demek. Bunu birazcık daha somutlaştıralım. Gelin şöyle ben bir görsel hazırladım size, onun üzerinden gidelim. Direnmek demek mesela dışarıdan şöyle görünür: “Kahretsin ya! Bundan nefret ediyorum. Yine içim sıkılıyor. Sıkılmasın ya, niye hep böyle oluyor? Neden hep böyle oluyor? Neden ben de diğerleri gibi değilim?” Bu işin direnmek kısmının görüntüsü.
Şefkatli kabul ise daha çok dışarıdan şöyle görünür: “İçimde bir sıkıntı hissi var. Onu göğsümde bir baskı olarak hissediyorum. Evet, bu zorlayıcı ama bu çok normal ve geçici bir durum. Çoğu insan zaman zaman bunu yaşıyor. Hepimiz hayatta bir şeylerle mücadele ediyoruz ve ben bu duygumla birlikte biraz kalabilirim. Peki şu an kendime nasıl yardımcı olabilirim? Sevgili kendim, şu anda neye ihtiyacın var? Belki bir sarılma, belki biraz yalnız kalma.”
Hangi kaynaklarımdan faydalanabilirim? Efendim, ikinci maddemiz kişisel kaynaklarımızı kullanmak. Şimdi hatırlarsanız az önceki görselde “Hangi kaynaklarımdan faydalanabilirim?” diye bir soru sordum kendime. Kişisel kaynaklar zorlu ve stresli zamanlarda dengemizi bulmamıza yardımcı olan unsurlardır.
Bunlar her türlü şey olabilir. Mesela kimisi için bir arkadaşıyla sohbet etmek olabilir, sosyalleşmek olabilir. Kimisi için duygularını kağıda dökmek olabilir. Kimisi için çıkıp spor yapmak ya da yürüyüş yapmak olabilir. Kimisi için bir hobisiyle ilgilenmek olabilir.
Bunların etkinliği kişiden kişiye göre değişir. Bu yüzden kendini tanıman çok önemli. Seni her ne rahatlatıyorsa ona yönelebilirsin. Örneğin ben böyle durumlarda daha çok duyusal kaynaklardan faydalanıyorum. Ne yapıyorum? Sessiz bir odaya geçiyorum. Şöyle bir rahat uzanıyorum.
Gözlerimi kapatıyorum. Özellikle serin bir zamansa sıcak su torbalarından faydalanıyorum. Çünkü biliyorum ki sıcak bir basınç deri üzerindeki sinir sistemini rahatlatıyor ve gevşetiyor. Özellikle bende bu çok işe yarıyor.
Bunun yanı sıra kuş sesleri ve doğa seslerini dinlemek çok çok iyi geliyor. YouTube’dan bir kuş sesi videosu açıp, gözlerimi kapatıp onları dinleyebiliyorum. Ya da bulunduğum ortamda eğer şanslıysam ve kuş seslerini duyabiliyorsam belki biraz onları dinlemeye yöneliyorum.
Yine kuş sesi de sinir sistemini oldukça rahatlatan bir unsur. Böyle durumlarda bazı aromatik kokular bana iyi gelebiliyor. Mesela eğer varsa bir lavanta yağı ya da belki varsa evde böyle sevdiğim bir tütsüyü yakabiliyorum. Özellikle ıhlamur ve melisa karışımı beni inanılmaz rahatlatıyor.
Bunlar bende işe yarıyor. Bu tabii ki herkes için geçerli olacak diye bir kural yok. Siz de size iyi gelen bu gibi kişisel kaynaklardan faydalanabilirsiniz. Siz bu gibi durumlarda hangi kaynaklarınıza başvuruyorsunuz? Yorumlarda paylaşırsanız çok sevinirim.
Belki sizde işe yarayan bazı unsurlar başkalarına da ilham olabilir. Böylelikle başkalarına da yardımcı olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda kendime “Hadi kalk! Hiçbir şey yokmuş gibi davran. Tamam tamam hadi hadi iyisin” demiyorum. Kendimi zorlamıyorum. Belki de bedenimin dinlenmeye ihtiyacı var diyorum.
Bedenimin ve ruhumun bu durumuna şefkatli ve nezaketle yaklaşıyorum. Bazılarınız şunu diyebilir: “Ee bu söylediklerinizi yaptığımızda yine o sıkıntıdan bir şekilde kaçmış oluyoruz. Bu sıkıntının üzerine düşünmeyecek miyiz? Neden bu sıkıntı bize geliyor? Bunun nedenini analiz etmeyecek miyiz?”
Elbette yapacağız ama o anda değil. Sağlıklı bir analiz yapabilmek için ruhumun ve bedenimin optimal bir düzeyde olması gerekiyor. Optimal bir uyarılmışlık düzeyinde bulunması gerekiyor. İç sıkıntım bu kadar yoğunken bunun üzerine düşündüğüm çok sağlıklı sonuçları elde edemeyebilirim.
O yüzden öncelik rahatlamak, sonrasında belki kendimi daha iyi hissettiğim bir zaman bu gelen iç sıkıntılarının nedeni üzerine düşünüp analiz yapabilirim elbette. İç sıkıntısı ve bunaltı anında, stres anlarında, kaygı, panik atak durumlarında sana yardımcı olabilecek pek çok bedensel ve zihinsel teknik var.
Bu tekniklerle ilgili videolarımı kanalda oynatma listeleri bölümünde bulabilirsin. Ayrıca kanala video eğitimler kategorisinden katıl üyesi olarak stresle baş edebilme, kaygı panik atakla baş edebilme, duygusal zekanı, duygusal dağınıklığını güçlendirebilme gibi başlıklardaki pek çok video eğitimi izleyebilirsin.
İç sıkıntısıyla ilgili diğer videolarımın linklerini en başa sabitlediğim yoruma ekleyeceğim. Bu gibi durumlarda siz neler yapıyorsunuz? Neler yaşıyorsunuz? Yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz. Yeni videolarda görüşmek üzere. Hoşçakalın.