DEĞERSİZLİK YETERSİZLİK UTANÇ HİSSİ İLE NASIL BAŞ EDİLİR?

Ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar içinizde bir türlü gitmek bilmeyen bir değersizlik, yetersizlik, kusurlu olma, dolayısıyla tüm bunların yarattığı suçluluk ve utanç duygularıyla baş etmeye çalışıyorsanız bu videoyu izlemelisiniz. Bir kısmımız bunun farkında, bir kısmımız farkında değil. Ancak pek çoğumuz içten içe yetersiz, değersiz olduğumuz, bir şekilde kusurlu olduğumuz, biz de bir şeylerin yanlış olduğu inancıyla büyüdük. Ve tüm bunların sonucunda da bu inancın sonucu olarak suçluluk ve utanç duygularıyla baş etmeye çalışıyoruz. Utanç bir şekilde siz de bir şeyleri eksik olduğunda ya da bir şeyleri hatalı yanlış yaptığınızda hissettiğiniz o rahatsız edici, ezici duygudur ve bu duygu bir süre sonra o kadar rahatsız etmeye başlar ki, bizler bu utanç duygusuyla baş edebilmek için çeşitli savunma mekanizmaları geliştirmeye başlarız. Kimimiz bununla baş edebilmek için, yani o suçluluk dan kurtulabilmek, kaçabilmek için bunun tam tersini hem kendimize hem de diğerlerine kanıtlayabilme yoluna gideriz ve sanki bu duygunun tam tersini hissediyormuş gibi davranırız. Yani dışarıdan son derece özgüvenli, hatta biraz kibirli bir parça kendini beğenmiş gibi algılanabiliriz. Bu şekilde hem kendimizi hem de diğerlerini bu duygunun olmadığına inandırmaya çalışırız. Kimimiz bu duyguya teslim oluruz. Yani bu inanca daha doğrusu teslim oluruz ve yetersiz ve değersiz olduğumuzu kabul ederiz. Ve bunu diğerleri de anlamasınlar diye insanlardan uzak durmaya çalışırız. Olabildiğince onlarla yakın ilişkiler içerisine girmemeye çalışırız. Çünkü bir kere eğer bize yeterince yakınlaşırlarsa, o zaman aslında bizim ne kadar yetersiz, değersiz olduğumuzu, kusurlu olduğumuzu anlarlar diye korkarız. Kimimiz ise yeterli değerli hissedebilmek için mükemmel olmamız gerektiğine inanmaya başlarız ve mükemmeliyetçilik tuzağına düşmüş oluruz.

Tüm bu durumların, bu inançların nasıl ve neden geliştiği ile ilgili detaylı bilgileri içeren şu videomu izleyebilirsiniz. Dolayısıyla ben burada bunun hani çocukluktaki kökenlerine dair detaylarını bu videoda girmeyeceğim. Bahsettiğim videonun linkini en başa sabitledim, yorumda bulabilirsiniz. Bir kere bu inanca yani bir şekilde değersiz olduğumuz, yetersiz olduğumuz, sevilemez olduğumuz, kusurlu, eksik olduğumuz inancına sahip olmaya başladığımızda bu sefer yaşantımızda bunu destekleyecekmiş gibi olan deneyimleri abartılı şekilde yüksek algılarken, bunun tersini kanıtlayan deneyimleri ise azımsarız yok sayarız. Mesela içten içe sevilemez olduğuna inanan bir kişi bunun tersini kanıtlayan deneyimleri, örneğin bir arkadaşı ona seni çok seviyorum, sana değer veriyorum dediğinde bunu inkar edebilir ya yok canım aslında böyle diyor ama aslında öyle hissetmiyor diye düşünebilir. Ya da tabii ki o benim en yakın arkadaşım, tabi öyle diyecek diye düşünebilir ya da tam tersi bir şekilde birilerinin ondan hoşlanmadığına dair bir deneyim yaşadığında ise bunu aşırı genelleştirebilir. Sanki bütün dünya böyle düşünüyormuş ve bu insanda hep başından beri böyle düşünüyor, hatta ondan nefret ediyormuş gibi algılayabilir. Dolayısıyla ilişkilerde biraz fazlaca kırılgan, alıngan olabilir ve tüm bunların sonucunda da bir şekilde bir türlü nedenini bulamadığımız belki ve sürekli bulunan, bir türlü gitmeyen boşluk, umutsuzluk, mutsuzluk, suçluluk, utanç, kaygı hisleriyle baş etmeye çalışıyor olabiliriz. Ve bir süre sonra bunlar anksiyete, depresyon, takıntılar gibi ya da başka fizyolojik problemler gibi çeşitli sorunlara neden olabilir. Bugün bir şekilde ruhsal ya da bedensel çeşitli sıkıntılarla uzmanlara başvuran kişilerin çoğunda, derinlere indiğimizde aslında içten içe değersizlik ve yetersizlik inancına rastlıyoruz.

Peki yaşamımızı, ilişkilerimizi, sağlığımızı, hem bedensel hem ruhsal sağlığımızı derinden etkileyen bu durumla ilgili olarak neler yapabiliriz? Bir uzmandan destek almanın yanı sıra tabii ki şimdi gelin onlara bakalım. Bu konuda yapabileceğimiz ilk şeylerden biri kendi kendimize ebeveynlik. Şimdi bir şekilde eğer içten içe yetersiz, değersiz, kusurlu olduğumuza inanıyorsak, bu inançların en temelde 0-6 yaş döneminde oluştuğunu düşünürsek, demek ki bu dönemde ebeveynlik konusunda bir sıkıntı yaşamışız. Yani ebeveynlerimizle ilişkimizde bir şeyler ya eksikti ya fazlaydı ya da bir şeyler yanlış yapıldı. Dolayısıyla hayatımızda ister bize bakım veren kişiler olsun, ister bir şekilde hayatımızdaki önemli figürler olsun onlarla olan ilişkimizde bir şeyler yolunda gitmemiş belli ki. Dolayısıyla bizler yeterince görülmemişiz yeterince duyulmamışız. Tüm bunların sonucunda da her ne kadar fiziksel olarak büyüsek de içimizdeki o yaralı çocuk o dönemde takılıp kalmış olabilir. Ama bu bir kader değil. Bu değiştirilebilir. Peki bunu nasıl değiştirebilirim? Bunu değiştirebilmek için kendi kendime ebeveynlik yapabilirim ve o dönemde belki ebeveynlerimin belki iyi niyetle, belki farkında olmadan yaptıkları, eksik bıraktıkları o şeyleri tamamlayabilirim. Tabii bunun için öncelikle kurban rolünden çıkmam gerekiyor. Hep o diğerlerini suçlayan, öğrenilmiş çaresizlikler yaşayan, rolden çıkıp sağlıklı yetişkin rolüne bürünmem ve kendi içimdeki yaralı çocuğa o ihtiyaç duyduklarını verebilmem gerekiyor. Bununla ilgili olarak “İçsel Çocuk” meditasyonu harikadır. Kanalımda bulabilirsiniz. Bu meditasyonun linkini yine en başa sabitlediğim yoruma ekliyorum.

Bu meditasyonda kendi o çocuk halinizi zihninizde canlandırıyorsunuz. Yetişkin halinizle bu ikisi buluşuyorlar ve yetişkin haliniz çocuk halinize. O duymaya en çok ihtiyaç duyup da duyamadığı, çocukluğunda göremediği ilgiyi, şefkati, güveni bir şekilde veriyorsunuz. Çok etkili bir meditasyondur. Bu meditasyon sonucunda çoğu kişi gözyaşlarına boğulur. Bu da çok normaldir. Duygusal bir boşalım yaşarız o sırada. Fakat meditasyondan sonra kendinizi çok daha rahatlamış, hafiflemiş hissedersiniz. Efendim yapacağımız ikinci şey bölgelerimiz ile barışmak. Kendimizi olduğumuz halimizle yeterli ve değerli göremememizin en büyük sebebi çocukluğumuzdan itibaren bize böyle öğretilmiş olması. Sevebilmek değerli, yeterli olabilmek için kusursuz olmamız gerektiği bize öğretildi. Nasıl öğretildi? Bir şekilde toplum, içinde yaşadığımız toplum, ailemiz, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz. İzlediğimiz dizilerden, kullandığımız sosyal medya uygulamalarına kadar bir şekilde bize bizimle ilgili bazı yönlerin eksik, kusurlu, hatalı olduğu öğretildi. Ve tüm bunlar sonucunda da biz kendimize ait son derece doğal, insani bazı parçalarımızı reddettik, yok saydık. Onlar sanki yokmuş gibi davrandık. Fakat biz onları yok saydık, inkar ettik diye onlar orada olmaktan vazgeçmiyorlar. Bir şekilde hala oradalar o parçalarımız ve eğer kendimizi değerli hissedebilmek, yeterli hissedebilmek istiyorsak, öncelikle kendimizi olduğumuz halimizle bir bütün olarak eksiklerimizle, artılarımızla, kusurlarımızla, zayıflıklarımızla, zaaflarımızla bir bütün olarak görebilme cesaretine erişmeniz gerekiyor. İşte kendimizle ilgili bastırdığımız, yok saydığımız, artık neredeyse var olduğunu dahi unuttuğumuz bu yönlerimizi Jung gölge ediyor. Yani kendimi sevebilmek için öncelikle gölge mi fark etmem ve onu kucaklamak gerekiyor. Bu çok derin bir konu, çok önemli bir konu.

Eğer değerli ve yeterli hissedebilmek istiyorsam yola ilk başlamam gereken noktalardan bir tanesi gölgeler. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgiyi şu videomda bulabilirsiniz. Kanalındaki diğer videoları inceleyebilirsiniz. Neden burada bu detaylara girmiyorum, video daha fazla uzamasın diye. Değerli dostlar, değersizlik, yetersizlik, suçluluk, utanç, kaygı gibi hayatımızı son derece derinden etkileyen birtakım duygularla, inançlarla tanışabilmek, bunların nedenlerini analiz edebilmek, bunlarla ilgili adım atabilmek ve hayatımızda birtakım şeyleri değiştirebilmek. Öyle Youtube’da bazı videoları, ne bileyim 5-10 dakikalık videoları çarpı iki hızla izleyerek, bir taraftan da alttaki yorumları okuyarak pek mümkün değil. Bunları yapabilmek için bu konuya ciddi biçimde zaman ayırmak, emek sarf etmek gerekiyor. Yani bu videoyu belki defalarca izlemek yine en başa sabitlediğim yorumdaki bu konuyla ilgili size yardımcı olabilecek diğer videoları izleyebilmek, konuyla ilgili kitapları okumak, araştırmak ve tüm bunların yanı sıra bu bilgiler ışığında kendi hayatıma kendi duygu, düşünce ve davranışlarıma dışarıdan bir gözle bakabilmek ve bunları analiz edebilmek gerekiyor. Bunu her zaman tek başımıza yapamayabiliriz. Bu çok doğal. Bir uzmandan destek alabiliriz. Bazen de belli oranda yapabiliriz bununla ilgili kendine yardım videoları. İşte bunun gibi ve kendine yardım kitapları bize yardımcı olabilir. Ancak dediğim gibi bu işler sadece izlemekle değil, bahsedilen önerileri hayatımıza geçirmekle, bunlar için adım atmakla mümkün olacak. O yüzden lütfen bu iş burada kalmasın. En başa sabitlediğim yorumdaki linklere gidin, videoları izleyin, kitap önerilerindeki kitapları okuyun ve bir şekilde kendiniz için bir adım atın.

LİNKLER:

Videoda adı geçen ve konuyla ilgili diğer videolarım:

1- Yetersizlik Şeması Nasıl Oluşur?: https://youtu.be/zMwifJMnI08

2- İçsel Çocuk- Özşefkat Meditasyonu: https://youtu.be/WP4ZSBi253o

3- İçsel çocuğu iyileştirme teknikleri: https://youtu.be/FzCmNLW9Vfs

4- Nasıl kendim olabilirim: https://youtu.be/n-hZVIK5rBU

5- Gölge : https://youtu.be/MRVaXduw-9Y

6- Öz Şefkat : https://youtu.be/XV6Sj-h0h1M

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir