KENDİNİ YARGILAMAKTAN KURTULMAK İÇİN 3 TEKNİK

Herhangi bir başarısızlık durumunda ya da bir hata yaptığınız zaman içiniz içiniz yer mi?

Başkalarının beni eleştirmesine gerek yok.

Ben zaten kendi kendimi yerden yere vururum mu diyorsunuz?

Kendi kendinize ah aptal kafam, ah Özlem, ne kadar aptalsın, nasıl böyle bir hata yaparsın, işe yaramazın tekisin ve benzeri gibi yıkıcı, yargılayıcı içsel konuşmalar yapıyorsanız,

kendi kendinizi çok fazla eleştiriyorsanız, yargılıyorsanız ruhsal sağlığınız için pek de iyi bir şey yapmıyorsunuz.

Zira yapılan çalışmalar bu tarz yıkıcı iç konuşmalara sahip kişilerin depresyona yakalanma ihtimallerinin üç kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Bu videoda bu tarz yargılayıcı iç konuşmalar ve belki bazı kişilerde bu konuşma şeklinde değil de düşünce şeklinde geçiyor olabilir.

Bu tarz yıkıcı düşüncelerle baş edebilmek için üç etkili teknikten bahsedeceğim.

Efendim, hemen ilk tekniğimizle başlayalım.

Birinci tekniğimiz kök kişiyi bulmak ve o kişiye mektup yazmak.

Kök kişi derken neyi kastediyorum?

Herhangi bir hata yaptığınızda sizi eleştiren, yargılayan o yıkıcı iç ses muhtemelen çocukluğunuzda ya da ergenliğinizde sizin için önemli olan otorite figürü sayabileceğiniz önemli bir kişiye ait.

Bu kişi anneniz ya da babanız olabileceği gibi öğretmeniniz ya da hayatınızda önemli bir arkadaşınız da olabilir.

Bu konuşmalarla zihnimizin aslında yapmaya çalıştığı şey bizi korumaya çalışmaktır.

Beynimiz bizim incinmemiz, kırılmamız ya da mutluluğumuzla çok da ilgilenmez.

Onun tek bir derdi vardır.

Organizmanın canlılığına sürdürmesi.

O yüzden de olası tüm tehditlerden, tehlikelerden bizi korumaya çalışır.

Bunu yaparken de elindeki kayıtları kullanır ve bizi uyarır.

Elindeki kayıtlar ise daha önce çocukluğumuzda bize yapılmış konuşmalardır.

Şöyle bir düşünün, bu yargılayıcı iç ses hangi cümleleri kullanıyor?

Kullandığı kelimeler, ses tonu, tarzı size kimi hatırlatıyor?

Bu kişiyi yani yargılayıcı iç sesinizin sahibini bulduğumuz zaman ki bu birden fazla kişi de olabilir.

Bu kişiler hayatta olabilir ya da olmayabilir.

Şu an onlarla görüşüyor olabilirsiniz ya da olmayabilirsiniz.

Hiç önemli değil.

Bu kişilere onlara olan duygularımızı, onların bu sözlerinin bizim hayatımızdaki etkilerini, nelere yol açtığını, bu sözlerin bizi nasıl etkilediğini, şu anda nasıl hissettiğimizi…

Yani bununla ilgili tüm duygu ve düşüncelerimizi ifade ettiğimiz, açıkça, özgürce yazdığımız bir mektup yazacağız.

Fakat bu mektubu o kişilere vermek zorunda değilsiniz ya da o kişiye göndermek zorunda değilsiniz.

Önemli olan bu duyguların, bu düşüncelerin yazıya dökülmesi.

Bu mektubu yazarken içinizden başka bir ses hemen o mektup yazdığınız kişiyi korumaya çalışabilir.

Ya ne yapsın? İşte o da o kadar biliyordu.

Aslında beni kırmak istememişti.

Aslında niyeti o değildi gibi savunmaya geçebilir.

Böyle bir şey olduğunda hemen bunu fark edin ve bu sesi susturmaya çalışın.

Çünkü bizim amacımız burada var olan tüm duyguları bastırmadan ifade etmek.

Zaten bunu o kişiye göndermeyeceğiz.

Dolayısıyla sıkıntı yok.

Gerekirse küfredin, gerekirse bağırın, çağırın, yargılayın, eleştirin, kızın.

Hiç sıkıntı değil.

Her şeyi dökün yazıya ve rahatlayın.

O duygusal boşalımı sağlayın.

Zaten sadece başlı başına bu etkinlik bile, yani bu mektubu yazmak bile çoğu kişiye çok daha iyi hissettiriyor.

İkinci tekniğimiz, yargılayıcı iç sesinize komik bir isim verin ve devreye girdiği an “hah geldi yine…” deyin.

Üçüncü tekniğimiz, o sesi komikleştirmek.

Neyi kastediyorum?

Kendinize karşı kullandığınız en yıkıcı cümleleri şöyle bir gözlemleyin bir iki hafta ve bunları kaydedin.

Yani kelimesi kelimesine, yazı olarak kaydedin.

Elinizde bir biriksin, bir literatürünüz oluşsun.

Ardından bu cümleleri bir ses değiştirme programında, uygulamasında ki internet üzerinden online olarak ücretsiz yapabileceğiniz siteler de var.

Bu cümleleri okuyun ve sesi komikleştirerek, değiştirerek kaydedin.

Çizgi film karakteri sesi olabilir.

İşte ne bileyim ben, sincap sesine dönüştürüyorum özellikle.

Bu şekilde, bu cümleleri bu şekilde duyduğunuzda sizi epeyce güldürecek.

Ben kendi kendime yaptım.

Birazdan bir örneğini dinleteceğim size.

Ve bir dahaki sefere aynı cümleler zihninize geldiğinde artık bu sesle gelecek ve sizi eskisi kadar etkileyemeyecek.

Şimdi internet üzerinden online olarak bir ses değiştirme uygulamasına, daha doğrusu sitesine girdim.

Ben kendimi yargılarken en çok kullandığım cümleleri söyleyeceğim ve sonra onları komikleştirip dinleyeceğim.

Çok eğlenceli.

Ben voicechanger.io sitesine kullandım.

Bunun gibi pek çok site var.

Aptalın tekisin, yine başaramadın.

Zaten neyi başarıyorsun ki?

Şimdi en sevdiğim sincap karakteriyle bunu dinleyeceğim.

Aptalın tekisin, yine başaramadın.

Zaten neyi başarıyorsun ki?

Bu sesi kaydedip indirebiliyorsunuz.

Dolayısıyla ihtiyaç duyacağınızı zannetmiyorum ama duyarsanız eğer yanınızda olabilir.

Kendinizle barışabilmek, bu yargılayıcı eleştirel iç sesi durdurabilmek ve kendimize öz şefkat gösterebilmek,

dolayısıyla özgüvenimizi artırabilmek için daha pek çok sayıda teknik var bu kanalda.

Eğer bunları merak ediyorsanız ve izlemek istiyorsanız,

kendinle barışma ve özgüven kazanma başlıklı oynatma listemde çok sayıda video ve teknik bulabilirsiniz.

Bu oynatma listesinin linkini en başa sabitlediğim yoruma ekliyorum.

Kişisel gelişim ve psikolojiye eğer ilgi alanınız içerisindeyse,

zorlayıcı duygularla, stresle, kaygıyla, öfkeyle baş edebilmenin yollarını arıyorsanız doğru yerdesiniz.

Bu kanalda bu konularla ilgili çok sayıda teknik bulabilirsiniz.

Hem bedensel hem de zihinsel.

Bunlara ulaşabilmek istiyorsanız hemen kanalın ana sayfasına gidip,

orada oynatma listeleri sekmesine gidebilir ve farklı oynatma listelerini inceleyebilirsiniz.

İhtiyacınız olan çok sayıda video bulabileceksiniz.

Eğer bu konular ilgi alanınız içerisindeyse,

kanala abone olmayı ve bildirim zillerini açmayı unutmayın lütfen.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir