İyi Değiliz Bir Süre de Olamayacağız

Merhabalar herkese Arkadaşlar çok çok zor günlerden geçiyoruz. Hakikaten olağanüstü şeyler yaşıyoruz bu süreçte. Çok sayıda can kaybettik. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabır ve dayanma gücü diliyorum. Bazılarımız bu süreçte bu travmalara birinci dereceden şahit olduk, birinci dereceden yaşadık. Bazılarımız ise şahit olduk. Yani ekran karşısından bu yaşananları izlemek, görmek bile çoğumuz için oldukça etkileyici oldu. Tabii ki çoğumuz gibi şu anda ben de çok iyi değilim. Öte yandan tabii ki iyi olmak zorunda da değiliz. Tıpkı çoğunuz gibi yine. Yaşamın her alanında her an pozitif olmak zorunda olmadığımızı, bu pozitifliğin bazen toksik olabileceğini sizlerle daha önceki videolarımda konuşmuştum. Peki benim buradaki amacım ne? Buradaki amacım sizleri daha da dibe doğru çekmek değil tabii ki. Ancak eğer bugünlerde kendinizi çok iyi hissetmiyorsanız, atlattığınızı düşündüğünüz birtakım ruhsal ya da bedensel sıkıntılarınız tekrarlamaya başladıysa, şu anda ağlamalar, iç sıkıntıları, daralmalar. Kafa karışıklığı, uykusuzluk gibi birtakım sıkıntılar yaşıyorsanız, bunların son derece doğal olduğunu, anormal olan bir olaya normal tepkiler verdiğimizi hatırlatmak istedim. Lütfen eğer bu durumdaysanız bundan dolayı kendinizi yargılamayın. Haksızlık etmeyin kendinize. Çünkü çoğu insan şu an doğal olarak bu durumda. Ya da tam tersi. Bu durumda olmayan insanları da yargılamamak gerekiyor çünkü bazı insanlarda hissizleşerek acıya tepki verebilir. Herkes acıyı farklı şekillerde, farklı tepkilerle yaşayabilir. Dolayısıyla bu süreçte en son ihtiyacımız olan şey birilerinin bizi yargılaması. Bu yüzden ve kendimizin de tabii ki bu anlamda bu süreçte hem kendimize hem de diğerlerine biraz daha zaman tanımak ve şefkat göstermek acıyla birlikte kalabilme dayanıklılığımıza yardımcı olacak.

Bu süreçte enerjimizi daha çok ne yapabiliriz? Kendi çapımızda, kendi imkanlarımız dahilinde biz nasıl yardımcı olabilirize odaklamak yine biraz daha iyi gelecek. Ki bunu zaten çoğu kişi yapıyor. Bu süreçte belki de moralimizi düzelten, bize biraz kalbimizi yumuşatan, iyi gelen şeylerden bir tanesi de çok sayıda insanın hakikaten yardım için gönüllü olması ve yaptığı şeyler oldu. Evet, bu videonun amacı bu zorlu süreçten geçerken bu acıyla birlikte kaldığımız, kalmayı deneyimlediğimiz bugünlerde bu süreci belki biraz daha kolaylıkla, sağlıkla, atlatmanıza yardımcı olabilecek bazı bilgileri sizlerle paylaşmak, daha doğrusu bazı bilgileri size hatırlatmak. Bu süreçte bazı bilgiler işimize yarayabilir. Travma anında beyin bir savunma tepkisi olarak duygularla, duyumlarla, hislerle olan bağlantısını keser. Bunun sonucunda kişi kendini hissiz, uyuşmuş, ortamdan kopuk ya da kendi bedeninden kopuk hissedebilir. Sanki bir film karesindeymiş ya da bir rüyadaymış gibi hissedebilir. Kendinize o ortamdan ya da kendi bedeninizden yabancılaşmış, kopuk hissediyorsanız. Bu sırada topraklama teknikleri biraz işimize yarayabilir. Örneğin bununla ilgili olarak ayaklarımızı sağlamca yere basmak ve zeminin tabanımızda bıraktığı hisse odaklanmak, oturduğumuz yerdeki ağırlığımızı hissetmeye çalışmak, bedenimizdeki hislere, duyumlara odaklanmak, ne bileyim mesela giysinin bedenimizde yarattığı hislere dikkati vermek ya da nefese dikkati vermek. Kollarımızı çaprazlayıp bedenimize minik vuruşlar yapmak. Ve bu vuruşların bedenimizde yarattığı belki hislere odaklanmak yine anlık olarak belki biraz daha bizi rahatlatabilecek.

Zihnimizi, bedenimizi, beynimizi aslında bu ana şimdiye buradaya çekebilecek bazı teknikler. Bu anlamda mindfulnessdaki beden tarama egzersizleri yine işinize yarayabilir. Neden bedensel farkındalık önemli? Beynimizin Mohawk alanı yani Mohikan alanı da denilen bir alanı var. Bu alan pek çok bölgeden oluşuyor ve arkadan öne doğru geliyor. Buna neden mohikan alanı deniyor? Çünkü böyle kafa üzerinde gösterdiğiniz zaman tam olarak da o kızılderili  saç modeli var ya, tam o alanı kapsayan bir bölge. Mohawk Alanı kendilik alanı da denilen bir bölge ve kendimizi hissetmekten, kendimizi algılamaktan sorumlu bölgeler var burada. Ve travma geçirmiş kişilerle yapılan çalışmalar bize gösteriyor ki bu kişilerin beyinlerinde mohawk alanındaki aktivitede bir azalma söz konusu. İşte bu yüzden de kişinin kendi bedenini hissetme, bedensel farkındalığını arttırma ile ilgili yapılan egzersizler, kişinin tekrar normal yaşama uyum sağlamasında oldukça etkili. Örneğin mindfulness, yoga, nefes egzersizleri, tai chi, çigong gibi bedensel farkındalığı arttırmaya ve sinir sistemini dengelemeye yönelik birtakım teknikler bu yüzden normal yaşama adaptasyon da oldukça etkili. Bu kanalda nefes egzersizleri, mindfulness egzersizi yine gücünüzü artırmaya yardımcı olacak bazı meditasyonları içeren özel bir liste oluşturdum. Bir oynatma listesi. Bu oynatma listesinin linkini aşağıda yorumlara ekleyeceğim. Buralara ihtiyaç duyanlar bu linke tıklayarak bu egzersizlere ulaşabilirler. Bu süreçte duyguları ve düşünceleri bastırmamak ve ifade etmekte oldukça önemli. Gerçi az önce saydığım maddedeki unsurdan kaynaklı kişiler duygularını tam anlamıyla hissedemedikleri için ifade etmekte zorlanabilirler.

Aynı zamanda travma anında beynin konuşmadan sorumlu olan Broca alanında da olumsuz bazı etkilenmeler görülür. Bu yüzden kişiler özellikle travma sonrası süreçten konuşmakta, duygularını ifade etmekte zorlanabilirler. Bunu anlayışla karşılamak ve zorlamamak lazım. Ancak kendinizi hazır hissettiğinizde lütfen duygularınızı, düşüncelerinizi, içinizden geçen her türlü hissi olabildiğince somutlaştırmaya çalışarak ifade edin. Kimisi bunu yazarak yapar, kimisi bunu konuşarak yapar. Yakınlarıyla konuşarak, kimisi şarkı söyleyerek, belki ağıtlar yakarak bunu ifade eder, kimisi resim yaparak ifade eder. Bir şekilde o duygunun, o düşüncenin bedeninizden çıkmasını ifade edilmesini sağlayın. Bakın bu olayı birebir yaşamış, yani travmayı birinci elden yaşamış insanların dahi bazen yorumlarını görüyorum. Güçlü görünmek için kendimi tuttum, ağlamadım diyor. Bunu yapmayın, ağlayın. Titreme geliyorsa içinizden titreyin, güçlü görünmek zorunda değilsiniz. Böyle bir şey yok. Bazı özellikle büyüklerimiz işte bak sen güçlü olmalısın, çoluğun çocuğun var, onlara örnek olmalısın gibi birtakım ifadeler kullanarak iyi niyetle aslında bize destek olmaya çalışıyor olabilirler. Ancak ne yazık ki travma atlatmış bir kişinin duymak isteyeceği sözler değil bunlar. Ağlamak, duygularını ifade etmek onun son derece doğal bir hakkı. Dolayısıyla buna engel olmak aksine travmanın bedende ve zihinde depolanmasına sebebiyet verebilir. Bu yüzden aksine kişi olabildiğince eğer kendini ifade edebiliyorsa etsin, bunu desteklemek, dinlemek, yargılamadan, etiketlemeden, akıl vermeden dinlemek, sadece dinlemek ve yanında olmak gerekir. Travma anında sinir sistemimizin tehditle ilgili kısımlarında aşırı bir aktivasyon söz konusudur. Bedenimiz fazlaca gerilir. Bedenimizde fazlaca gerginlik ve adrenalin gibi birtakım o anda salgılanan aşırı derecede salgılanan kimyasallar birikir.

İşte tüm bu sebeplerle sinir sistemini dengeleyici birtakım egzersizler hem bizi anlık olarak rahatlatır hem de travmanın bedenimizde ve sinir sistemimizde kalıcı hasar bırakmasını engelleyebilir. Sinir sistemini rahatlatmak ile ilgili mesela vagus sinirini uyararak parasempatik sinir sistemini destekleyen, gevşememizi sağlayan birtakım teknikleri anlattığım videolar var. Yine bahsettiğim oynatma listesine bu videoların linkini de koyacağım. Tabii tüm bunların üzerine şunu eklemede izin verin lütfen. Travmatik olaylar herkese aynı şekilde etkilemez. Kimi insanlar bundan daha fazla hasar görürken kimileri daha farklı şekillerde atlatabilir. Travmatik olaya maruz kalmış her kişi travma sonrası stres bozukluğu ya da başka birtakım ruhsal bozukluklara yakalanacak diye bir kural da yoktur. Her birey kendi kaynakları çerçevesinde farklı şekillerde zorluklarla baş eder. Kimi insan zorluklarla baş ederken dini inançlarına sarılabilir ve bununla kendini güçlendirebilir. Bununla bir dayanma gücü yakalayabilir. Kimi insan duygularını çeşitli yollarla ifade ederek bunu yapabilir. Kimi insan üreterek bununla baş edebilir. Kimi insan çeşitli fiziksel aktivitelere kendini verebilir ve bunların her biri de kabul edilebilir. Her biri destekleyici şeylerdir. Bunlardan hangisi size iyi geliyor bunu fark etmek ve bu zor günlerle baş ederken bu kendi kişisel ruhsal kaynaklarınızı kullanmak, bunlara dayanmak da yine iyi gelecek. Bu videoda atladığım, unuttuğum şeyler olabilir. Bazı dil sürçmeleri, takılmalar olabilir. Lütfen kusura bakmayın bunu da bu zorlu sürece verin, kafamın karışıklığına verin diyorum. Ve son söz olarak tekrar herkese baş sağlığı diliyorum ve geçmiş olsun diyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir