SENİ TÜKETEN 5 ŞEY – Sürekli Yorgunluk Halin Bundan Kaynaklanıyor Olabilir mi?

Son günlerde çoğu kişi kendini yorgun, bitkin ve tükenmiş olarak hissediyor. Bunun elbette biyolojik ve toplumsal pek çok sebebi var. Ancak psikolojik sebepleri de olabilir. İşte bu psikolojik sebeplerden farkında olmadan ancak seni tüketen, yorgun, bitkin ve mutsuz hissetmene sebep olan 5 Alışkanlık ve bununla ilgili çözüm önerilerimiz bu videoda. Aslında hiçbir şey bizden fiziksel ya da ruhsal sağlığımızdan daha önemli değil. Ancak bazen bunu unutabiliyoruz ve kendimizi o kadar hoyrat davranıyoruz ki bir süre sonra tükenmiş bir hal alabiliyoruz. Peki bunu nasıl yapıyoruz? Efendim birinci maddemiz bunu yaparken mutluluğu başkalarının belirlediği kriterlerde aramak. Çoğumuz aslında bizi gerçekten neyin mutlu edeceğini bildiğimizi varsayar. Evet, ben şu olsaydı kesin mutlu olurdum ya da bu olursa evet mutlu olabilirim diyebilirsiniz. Ama acaba gerçekten de bu söylediğiniz şeyler sizi mutlu edecek şeyler mi? Ve bu kriterler acaba gerçekten sizin öz kriterleriniz mi? Sizin öz değerlerinizle mi ilgili? Neyi mi kastediyorum? Doğduğumuz andan itibaren her birimiz daha çok ödüllendirilen, daha çok sevilen, daha çok kabul gören birtakım davranışları, meslekleri, giyim tarzlarını, dış görünüşü, ne bileyim hayat tarzlarını gözlemleriz ve öğreniriz. Ve deriz ki ha evet bak eğer böyle olursam daha çok sevilirim. Eğer böyle olursam mutlu olurum. Eğer böyle olursam daha çok takdir toplarım ve bunun üzerine kendi kriterlerimizi oluşturmaya başlarız. Ya da başladığımızı zannederiz. Şöyle bir bakarız etrafımıza eğer yakışıklıysan ya da güzelsen evet daha çok seviliyorsun demek ki o zaman mutlu olmak için güzel olmalıyım. Mutlu olmak için fit olmalıyım. Mutlu olmak için şu meslekte olmalıyım. Şu yaşta evlenmeliyim.

Ya da evlenmeliyim. Şu yaşta çocuk sahibi olmalıyım, şöyle bir evim olmalı, şöyle bir arabam olmalı gibi birtakım kriterler belirleriz yaşama dair ve kendimize dair. Şöyle bir bakarız etrafımıza. Mesela dışa dönük insanların daha girişken, dolayısıyla daha başarılı olduğunu gözlemleriz ardından kendimiz yapı olarak buna uygun olmamamıza rağmen belki de ya da böyle bir karakterimiz olmamasına rağmen dışa dönükmüş gibi davranmaya başlarız ve kendimizi böyle bir maske takarız ve ardından bu maske bir süre sonra o kadar çok inanırız ki. Acaba ben gerçekten bir dışa dönük müyüm yoksa içe dönük muyum? Bunu bile ayrımını yapamayabiliriz. Aslında mutluluğa dair belirlediğimiz bu kriterler çoğu zaman kendi öz isteklerimiz, öz kriterlerimiz değil. Toplum, anne babamız, öğretmenlerimiz, çevremizdeki diğer insanlar tarafından bize empoze edilen değerlerdir. Bunlar bazen direkt olarak söylenerek empoze edilirken, bazen de ne bileyim bir filmde, bir programda, sosyal medyada görürüz ve bunlardan etkileniriz ve gerçekten mutlu olabilmek için bunlara ihtiyacımız olduğunu zannetmeye başlarız. Aslında gerçekte seninle senin öz değerlerin ile ilintili olmayan birtakım davranışlar, ne bileyim bir meslek ya da bir yaşam tarzı en sonunda o hedefe ulaşsan dahi seni mutlu etmeyebilir. Çünkü aslında gerçekte senin istediğin şey o değil belki de bunlar toplum tarafından ya da annen baban diğer unsurlar tarafından sana empoze edilen kriterler. Ve bir de bakarsın ki her şeyim var. Peki ben neden mutlu değilim derken kendini bulmuşsun. Öte yandan başkalarının istediği gibi davranmak, başkalarının belirlediği kriterlere uygun olabilmek için eğer kendi özüme, kendi yapıma uygun olmayan bir şekilde davranmaya başlarsam, bu bir süre sonra gerçekten de çok yorgunluk verici olabilir.

Düşünsenize yani sürekli üstünüze olmayan mesela size dar gelen bir pantolonun içerisine sürekli girmek ve bir ömür bunun içinde yaşamaya çalışmak gibi bir şey aslında gerçekte sen olmayan bir yolda ilerlemeye çalışmak, sırf bir parça onay alabilmek, bir parça takdir alabilmek için. Peki sizin mutluluk kriterleriniz neler? Ne yapmak ya da nasıl bir yaşam sürmek sizi gerçekten mutlu ederdi ve var olduğunuzu hissederdiniz? Cevaplarınızı merak ediyorum yorumlarda paylaşırsanız sevinirim. Bu arada gelecek cevapların çoğunda şunu söyleyeceğinizi tahmin edebiliyorum. Çok param olsaydı çok mutlu olurdum. Aaaa yani şöyle mutluluk ve para ilişkisine baktığımız zaman evet, sonuçta kendi yaşantımızı devam ettirebilmek, ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için belirli bir miktar paraya ihtiyacımız var. Fakat bu miktarın üzerine geçen miktarlar mutluluğun da aynı oranda artacağını garanti etmiyor maalesef. Eğer öyle olsaydı hiçbir zengin depresyona girmezdi ya da intihar etmezdi. O zaman demek ki mevzu sadece para değil. Şöyle diyelim o zaman sizin için de diyelim ki para sorununuzu hallettiniz ve bir şekilde hayatınızı sürdürmenize yardımcı olacak. Hatta belki de belirli bir miktar birikim yapmanıza dahi yetecek bir para hesabınızda mevcut. Sürekli olarak yatıyor hesabınıza. Böyle bir durumda yani para kazanmak zorunda olmasaydınız ne yapmak sizi gerçekten çok mutlu eder? Peki bu verdiğiniz cevap gerçekten sizin cevabınız mı? Yoksa toplum tarafından, sosyal medya tarafından. Anneniz, babanız diğer insanlar tarafından empoze edilmiş bir kriter mi? Bunun ayrımına varmanızı istiyorum. Eğer kendi öz değerlerinizi keşfetmek ve ben kimim? Ben ne istiyorum? Beni gerçekten ne mutlu eder? Gibi soruların cevabını öğrenmek istiyorsanız bu konuda size yardımcı olabilecek çok etkili bir tekniği videomda anlatıyorum.

Başka bir videomda şuradan o videoma gidebilirsiniz. Ayrıca bu videonun linkini aşağıya yorumlar kısmına da ekleyeceğim. Kendinizi sürekli başkalarını memnun etmeye çalışmak, sürekli onların takdirini, onayını, sevgisini kazanmaya çalışırken buluyor musunuz? Herkesin yardımına koşarsın. Herkesin istediğini vermeye çalışırsın. Herkesin istediği gibi bir insan olmaya çalışırsın. Hatta bazen öyle bir insan olmasan dahi öyleymiş gibi davranırsın kendini zorlarsın. Çoğu zaman taleplerde bulunduklarında sırf üzülmesinler, kırılmasınlar senden sevgilerini esirgemesinler diye hayır diyemezsin. İnsan kendini başkasında var eden bir varlık. Yani kendimizi dair varlık algımızı dahi onların tepkisi üzerinden belirliyoruz. O yüzden sosyalleşmek en büyük ihtiyacımız. Diğer insanlarla iletişimde olmak. Elbette ki en büyük ihtiyacımız. Kim sevilmeye ihtiyaç duymaz ki? Bu çok normal. Ancak normal olmayan bunu herkesten beklemek. Herkes beni sevmeli. Herkes bana saygı duymalı gibi bir düşünce tarzınız varsa eğer, o zaman bu hayat sizin için çok yorucu olabilir. Gerçek şu ki ne yaparsanız yapın birileri sizi sevmeyecek, birileri ise sevecek. Bu durumda herkesin ama herkesin bizi sevmesini beklemek oldukça anlamsız, beyhude ve yorucu bir çaba. Sıklıkla kendinizi tek bir kişi bile sizden hoşlanmasa, kötü hissederken ve bunu kafaya takarken buluyor musunuz? Eğer böyle bir huyunuz varsa, yani herkesin sizden hoşlanmasını, sizi sevmesini istiyorsanız, bu durumda kendinize şu soruyu sormayı deneyin. Gerçekten kimlerin sevgisi benim için önemli? Biraz daha azalttığımızda, yani enerji harcadığımız, çaba harcadığımız insan sayısını gerçekten değerli ve önemli olanlar olarak azalttığımızda gereksiz yere yorulmamızı ve gereksiz yere enerji harcamamızı da engellemiş oluruz.

Yine tabii ki bunun en temeldeki sebebi değersizlik inancımız. Kendimizle ilgili sahip olduğumuz değersizlik inancı, değersizlik inancına sahip olduğumuzda ne yazık ki kendi değerimizi diğerlerinin düşüncelerine göre belirleriz. Herkes beni seviyorsa demek ki sevilmeyi hak eden değerli bir bireyim. Değerli olmamız bir koşula bağlıdır. O koşul da herkesin bizi sevmesi, bize değer vermesidir. Bunu hak edebilmek için de bunun olabilmesi için de elimizden geldiğince onların istediği gibi bir kişi olmaya çalışırız ve bu da oldukça yorucudur. Siz olduğunuz halinizle değerli ve sevilmeyi hak eden bireylersiniz. Yeter ki buna öncelikle siz inanın yani kendi öz değerinizi kendinize göre belirleyin. Eğer bunu yapmakta zorlanıyorsanız bununla ilgili bir çalışmaya ihtiyacınız varsa uzman bir klinik psikologla bu konuyla ilgili oldukça yol alabilirsiniz. Bunu yaparken size yardımcı olabilecek videolarım da var elbette. Özellikle değersizlik duygusuyla baş etmek. Yetersizlik duygusuyla baş etmek gibi videolarım yine bu konuda size yardımcı olacak. Bu videoların da linkini yoruma bırakacağım. Düzenli molalar vermek, tatile gitmek, arada bir kendi kendine kalmak, kendine zaman ayırmak. Mesela hobilerine vakit ayırmak. Bunlar sana göre gereksiz mi geliyor? Ya da bunlara ayıracak vaktim yok mu diyorsun? Biliyorum çok çalışıyorsun çünkü yetiştirmek gereken tonlarca iş var. Ödemen gereken bir sürü fatura var. Bu yüzden ancak yetiştiririm diyerek çoğu zaman mola vermeden çok sıkı bir şekilde çalışıyorsun. Eğer senin için de durum böyleyse şunu bil ki düzenli bir şekilde mola vermeden, aralar vermeden çok yoğun olarak çalışıyorsan bir süre sonra fiziken ve ruhen tükenmeye başlarsın ve bir süre sonra vücudun öyle bir hastalık çıkartır ve seni yatırır ki senin o vermediğin molayı senden zorla alır.

Mola vermek de en az çalışmak kadar önemlidir. Şöyle bir günlük, aylık ya da haftalık çalışma planına bakmanı istiyorum. Molaya yani dinlenmeye ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu bir gözden geçir. Belki de zaman yönetimi konusunda bir eğitim almak, yeni teknikler öğrenmek, gününü daha verimli planlamana ve mola vermeye de vaktinin kalmasına izin verebilir. Zaman yönetimiyle ilgili teknikleri anlattığım videoma şuradan ve yorumlardan ulaşabilirsin. Arkadaşlarınız, aileniz ya da sizin için önemli olan diğer insanlarla ilişkilerinize baktığınızda eğer mutlu olmadığınızı, takdir edilmediğinizi, bir şekilde bu ilişkiden tatmin olmadığınızı düşünmeye başladığınızda artık o ilişkiyle ilgili bir ilişkinin dinamiğine bakmanın vakti gelmiş olabilir. Belki de sana uygun insanlar değiller ve birtakım değişiklikler yapmanın vakti gelmiş olabilir. Bazen sosyal ilişkiler, bu ilişkilerin kalitesi de son derece yorucu ve tüketici olabilir. Ve bazen bir şeyleri ısrarla bırakmamak aslında vaz geçmekten daha çok üzücü ve zarar verici olabilir. Acaba çevremdeki ilişkiler zehirli mi yoksa değil mi? Bunu merak ediyorsan, bununla ilgili ipuçlarını paylaştığım videoma şuradan ve yorumlardan ulaşabilirsiniz. Bir şeyler ters gittiğinde kendi kendinize ne söylüyorsunuz, kendi kendinize yaptığınız iç konuşmalarda. Mesela şöyle şeyler diyor musunuz? Ne kadar da aptalım ya, aptalın tekiyim ne kadar beceriksiz bir insanım ben ya. Of hiçbir şeyi beceremiyorum. Hayat berbat. Her şeyi mahvediyorum. Kimse beni sevmiyor. Zaten neyimi sevsinler ki? Peki diyelim ki çok sevdiğiniz bir arkadaşınız başarısız oldu. Herhangi bir konuda bir sıkıntı yaşadı ve zor bir dönemden geçiyor. Aynı cümleleri sevdiğiniz arkadaşınıza söyler miydiniz? Mesela aptalsın sen! Hiçbir şeyi beceremiyorsun!

Kimse seni sevmiyor! Zaten niye sevsinler ki? Düşünsenize çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza bunları söyler miydiniz? En azından büyük bir çoğunluğunuzun hayır dediğini varsayıyorum. Peki neden söylemezdiniz? Onu kırmak ya da üzmek istemezdiniz değil mi? O sizin için değerli. Peki arkadaşınızı söylemediniz şeyleri kendinize neden söylüyorsunuz? Kendinizle iyi geçinin. Zira uzun yıllar birlikte olacaksınız. Kendimizi bu şekilde yargılamak, kendimize şefkat ve anlayış göstermemek gerçekten bedensel ve ruhsal sağlık için oldukça tüketici bir şey. Yapılan araştırmalar, kendileri hakkında olumsuz düşüncelere sahip insanların diğerlerine oranla depresyona girme ihtimalinin en az üç kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla eğer kendinizi tüketmek istemiyorsanız, kendinizi sürekli yorgun hissetmek istemiyorsanız, belki de yapmanız gereken şey kendinize karşı biraz öz şefkat göstermek ve kendinizle barışmak olabilir. Peki ama nereden başlayacağım? Bunu nasıl yapabilirim diyorsanız, elbette yine bu konuda uzman bir klinik psikolog ile çalışmak özellikle şema terapileri mesela yardımcı bir model olabilir. Bu konularda eğitim almış donanımlı bir psikolog yine size yardımcı olabilecekken aynı şekilde yine kanalımdaki çeşitli videolardan da destek alabilirsiniz. Bunların hangileri olduğunu yine yorum kısmına yazacağım. Yorgun olmakla ilgili bu sebeplerin hiçbirisi bende yok diyorsan eğer, o zaman belki de sürekli yorgun hissetmenin yedi sebebi ve olası çözümüyle ilgili bir diğer videomu izleyebilirsin. Ona da şuradan ulaşabilirsiniz. Orada da yine sürekli yorgun hissetmenin psikolojik bazı sebeplerinden bahsediyorum. Evet, her hafta kişisel gelişim ve psikolojiye dair iki tane yeni video yüklüyoruz bu kanala. Kanala abone olarak ve bildirim zillerini açarak yeni yüklenen videolardan haberdar olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir