TERKEDİLME KORKUSU – KENDİNDEN UZAKLAŞTIRMA – KAYBETME KORKUSU – Terkedilme Şeması- Nasıl Baş edilir

Size de şu cümlelerden biri ya da birkaçı tanıdık geliyor mu? Sevdiğim insanların sonunda beni terk edeceğine ya da öleceğine dair çok fazla endişe duyarım. İnsanların beni terk edeceği endişesiyle bazen onlardan uzak dururum. Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ederim. Ya da tam tersi fazlasıyla ısrarcı olabilirim. Yapışabilirim. Sonunda yalnız kalmaktan çok korkuyorum ve içten içe en sonunda yalnız kalmanın benim kaderim olduğunu düşünüyorum. Yapa yalnızım ve kimsem yok. Aşırı derecede kıskanç ve sahipleniciyim. Eğer genellikle bu şekilde düşünüyor ya da hissediyorsanız sizde de terk edilme şeması olabilir. Peki nedir bu terk edilme şeması ve nasıl baş edebiliriz? Detaylar bu videoda. Şema kavramı, bilişsel psikolojide yaşamın ilk yıllarında öğrendiğimiz, kendimiz, diğerleri ve dünya hakkındaki katı inançlarımızı anlatan bir kavramdır. Şemalar kabaca dış dünyayı diğerleri ve kendimizi nasıl gördüğümüzü belirleyen pencereler olarak da tanımlanabilir. Bu pencerelerden dış dünyayı görürüz, kendimizi görürüz, diğerlerini görürüz ve değerlendiririz ve çocukluktan itibaren oluşturduğumuz bu şemalar algılarımızı, düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı etkiler. Çocukluktaki deneyimlerimiz ve sınırlı bilincimizle geliştirdiğimiz bazı şemalar yaşantımızı olumsuz yönde etkileyebilir ve yetişkinlikte de tekrarlayan bazı sorunlar yaşamamıza sebebiyet verebilir. Mesela her ilişkisinde aynı problemi yaşama ya da sürekli tekrar eden bir şekilde benzer problemlere maruz kalmak gibi işte yaşamı olumsuz olarak etkileyebilecek şemalardan biri de terk edilme şemasıdır. Bu şemaya sahip bireylerin sevdikleri insanların onları terk edeceğine ve sonsuza dek yalnız kalacaklarına dair çok temel bir inançları vardır.

Sevdikleri insanlar ya onları terk edecektir ya ölecektir ya onları kendilerinden uzaklaştıracaklardır ve kişi sonunda yalnız kalacaktır. Kaçınılmaz kaderinin bu olduğunu düşünür. Şemalar o kadar güçlüdür ki dış dünyayı algılarken onları temel bir kriter olarak düşünürüz ve dış dünyadaki algıladığımız her şeyi onlara bir kanıt olarak yerleştiririz. Yani eğer sizin bir terk edilme şemanız varsa karşı tarafın davranışlarında bu perspektiften izleyeceksiniz ve aslında onların yapıp ettikleri her şeyi buna göre değerlendireceksiniz. Aslında karşı tarafın böyle bir niyeti olmasa bile en ufak bir şüpheniz de bak gördün mü? Beni terk edecek, benden uzaklaşıyor diye yorumlayabilirsiniz. Bu şema size aşk hakkında umutsuzluk hissi verir. Bazı şeyler iyi gidiyor gibi görünse de içten içe eninde sonunda bu ilişkinin biteceğini inanırsınız. İlişkiniz tutarlı bir ilişki olsa dahi karşı tarafa güvenmek ve sizi asla terk etmeyeceğini ve her koşulda yanınızda olacağına inanmak zordur. Çoğu kişi için ilişkilerindeki kısa ayrılıklar ya da tartışmalar onları çok fazla etkilemez. Çünkü bu tartışmalardan ya da bu ayrılıklardan sonra da ilişkinin devam edeceğine inanırlar. Ancak terk edilme şemasına sahip bir birey için bunlar, yani karşıdaki kişinin ondan uzaklaşması, kısa ayrılıklar ya da tartışmalar bir ölüm gibidir. Bu yüzden bazen romantik ilişkilerde bu şemaya sahip bireyler bu gibi durumlarda karşı tarafa fazlasıyla yapışabilirler ve bunaltıcı olabilirler. Bazen de bu şemaya sahip bireyler ayrılık onlara ölüm gibi geldiği için terk edilme, ölüm gibi geldiği için bundan korunmak için ilişkilerden kaçınmayı tercih edebilirler. Peki ne oluyor da biz bu şemaya sahip oluyoruz? Ah Özlem Hanım ah! Ben böyle değildim.

Beni bu hale getirenler utansın! Demeyin. Çünkü bu şema çoğunlukla yaşamın ilk yıllarında. Daha konuşmayı bile öğrenmeden gelişir. Bazı kişilerde ise daha sonra yaşanan bazı kayıplar ve travmalar sonucu gelişebilir. Bu şemanın gelişme yollarından birkaçını değinelim. Mesela bunlardan birinde yaşamın ilk yıllarında eğer çocuk bedenen orada ama ruhen orada olmayan bir ebeveyne sahipse. Yani anne var ama yok gibiyse bu durumda terk edilmiş hissedebilir ve bu şemayı geliştirebilir. Örneğin anne depresyonda olabilir ve çocuğuyla ilgilenemiyor olabilir. Anne hasta olabilir. Anne mecburen çok çalışıyor olabilir ya da anne tercihen çalışmayı çocuğunun ihtiyaçlarının önünde tutuyor olabilir. Her halükârda bir şekilde eğer çocuk yeterli ilgiyi ve bakımı göremezse yaşamın ilk yıllarında anneden bir şekilde terk edilme duygusu geliştirebilir ve bu şema karşısına çıkabilir yetişkinlikte. Bu şemayı geliştirmek için illaki ilgisiz bir anneye ya da babaya ya da bir bakım vereme sahip olmanız şart değil. Bazen de tam tersi ebeveynler bu şemaya yol açar. Neyi kastediyorum? Aşırı koruyucu, kollayıcı anne babaları kastediyorum. Çocuğun her ihtiyacını onun yerine halleden. Çocuğun hiçbir şekilde zorluk yaşamasına izin vermeyen, çocuklarını aşırı derecede koruyan anne babalar, bir süre sonra çocuklarında kendi işlerini yapabilecek kadar yetenekli olmadıklarına, kendi işlerine halledilebilecek kadar, yani bu hayatta tek başlarına var olabilecek kadar güçlü olmadıklarına dair bir inanç yerleşmesine sebebiyet verirler. Bazen de çocuğun ebeveynlerinin tutarsız yaklaşımı buna sebebiyet verebilir. Mesela anne ya da baba ya da bakım veren bir gün çok ilgilidir.

Ancak diğer günler tamamen ilgisizdir yani dengesiz, tutarsız ilişkiler de bir şekilde bu şemanın gelişmesine yol açabilir. Bazen de sık sık değişen, bakım veren figürü bu şemaya yol açabilir. Mesela sık sık değişen bakıcı. Özellikle yaşamın ilk yıllarında sık sık değişen bakıcı ya da değişen kreş öğretmenleri de yine çocukta terk edileceğine dair bir şemanın oluşmasına sebebiyet verebilir. Terk edilme şeması çok aşırı olan kişiler, en basit ayrılıklara dahi terk edilmiş küçük bir çocuğun duygularıyla tepki gösterebilirler. Yani en ufak ayrılıkta bile sanki annesi babası tarafından terk edilmiş küçük bir çocuk gibi umutsuz, yapayalnız. Böyle bir uçurumun kenarında bir boşluktaymış gibi hissediyorsanız eğer, siz de bu şema olabilir. Bu şemaya sahip çoğu kişi aslında ortada gerçek bir terk edilme tehdidi olmamasına rağmen her türlü ayrılık sinyalini bir terk edilme işareti olarak görebilir ve aşırı tepkiler verebilir. Örneğin mesajımı neden cevap yazmadı? Bunca saattir neden aramadı? Kesin benden uzaklaşıyor kesin beni terk ediyor. Yalnız başına kalmak istedi. Demek ki artık beni sevmiyor gibi düşüncelere sahip olabilir. Bu şemaya sahip biriyseniz sizi terk etme olasılığı güçlü sorunlu ilişkilere doğru adeta çekilirsiniz. Bu tarz ilişkiler size çok cazip gelir. Örneğin karşı taraf evli olabilir ya da sık sık iş seyahatlerine çıkan ya da işkolik olan. Bu yüzden de çok size vakit ayıramayacak, aslında sağlıklı bir ilişki yaşayamayacağınız türden bir kişi olabilir. Duygusal olarak dengesiz bir kişi olabilir. Mesela bir gün size iyi davranıyordur bir gün kötü davranıyor.

Bir gün sizi çok seviyormuş gibidir. Ama öbür gün asla hayatında sizi istemiyormuş gibidir. Dolayısıyla bu gibi dengesiz durumlar, dengesiz kişiler daha çok size çekici gelir. Terk edilme olasılığı yüksek bu kişilere doğru çekilme durumunuza şema kimyası deniyor. Peki bu şemaya sahip kişiler neden bunu tercih ediyorlar? Neden bile bile lades diyorlar? Şema kimyası neden işliyor? Şemalar çocuk zihnimizde bilinmezliklerle dolu dünyada neyin nasıl olması gerektiğine dair bir çerçeve sunar. Bilinç altında bilinmezlik kötüdür, tehlikelidir. Seni nasıl hayatta tutacağını bilemez bilinmezlik ortamında. Oysa gerçekte kötü bile olsa bilindik, tanındık bir ortam. Bilindik, tanıdık bir durum güvende hissettirir. Bu yüzden de uyumsuz bile olsa, hayatımda olumsuzluklara neden olsa dahi geliştirdiğim, çocukluktaki zihnimde geliştirdiğim o katı inanca yapışırım. Çocuk zihnimiz ile geliştirdiğimiz bu inançlar, hayata dair, ilişkilere dair, kendimize dair hatalı bile olsa çocuk zihnimiz ile geliştirdiğimiz bu inançlar bir süre sonra o kadar katılaşır ki, o kadar güçlenir ki bir süre sonra artık sen osundur ve ondan vazgeçmek demek kendinden vazgeçmek demektir. Adeta o inanç olmazsa ne yapacağını bilemezsin. Bu yüzden yetişkinliğinde de canını yaksa dahi bu inanca yapışırsın. Bu inanç yıkıcı olsa da tanıdık bir bilindiktir. Bu yüzden tuhaf bir biçimde seni evinde hissettirir. Bu yüzden neredeyse herkes çocukluklarında geliştirdikleri bu olumsuz kalıpları yaşamları boyunca fark etmeden tekrar eder durur. Örneğin kusurlu olduğunuza dair bir inançla mı büyüdünüz, sizi kusurlu hissettirecek kişilere ya da ortamlara doğru adeta çekilir siniz. Terk edileceğinize dair bir inançla mı büyüdünüz sizi terk etme olasılığı yüksek insanlara doğru çekilirsiniz.

Öyle insanlar olmasa bile onları öyle bir davranırsanız ki bir süre sonra ilişkiyi o noktaya getirirsiniz. Yani çocukluğunuzdan aşina olduğunuz o duyguyu tekrar tekrar kendinize yaşatırsınız. Freud buna “tekrarlanma zorlantısı” diyor. Ona göre çocukluk acılarımızı sürekli tekrarlarız. Örneğin alkolik bir babanın çocuğunun ileride bir alkolik ile evlenmesi ya da istismara uğramış bir çocuğun ileride kendisinin de istismarcı olabilmesi gibi. Dolayısıyla dengesiz bir aşk ilişkisi bir taraftan size acı veriyorken diğer taraftan da tanıdık ve güvenli gelir. Çünkü çocukluktan itibaren bildiğiniz, aşina olduğunuz, size tanıdık gelen şey budur. Bu duygudur. Bu yüzden bu şema tetiklendikçe daha da güçlenir. Yani bu şemayı tetikleyecek insanlarla birlikte oldukça şemanız daha da güçlenmeye başlar. Peki iyi, güzel, hoş terk edilme şeması diye bir şey var ve bizlere bu şemadan var diyelim ki ne yapmamız lazım? Çözüm ne? Efendim çoğu zaman bu şemalar aslında bir uzmanla çözümlenmesi gereken şemalardır. Çünkü bunların altında yatan temel dinamikler sizin efendim yatkınlığınız sizin geçmişte yaşadıklarınız tüm bunlar bir uzman tarafından dinlenip değerlendirilip bir uzman eşliğinde çok daha sağlıklı bir biçimde baş edilebilecek konulardır. O yüzden eğer bunu fark ettiyseniz, uzman bir klinik psikolog ile çalışmanızı öneririm. Özellikle şema terapisi de dahil olmak üzere çok sayıda terapi eğitimi almış. Olaylara bütüncül olarak bakabilen tecrübeli, uzman bir klinik psikolog size faydalı olacaktır. Peki bunun dışında neler yapabiliriz? Birkaç minik öneriyi yine vereyim. Efendim birinci aşamamız fark etmek ve yüzleşmek, fark etmek derken zaten bu videoyu izlediğinizde eğer böyle bir şemamız varsa belki fark etmiş olabiliriz. Dolayısıyla fark etmek güzel bir şey. Fark etmek aslında bir şeyleri değiştirmenin ilk adımı. Genellikle terk edilme şemamız tetiklendiğinde o kaderimiz olduğuna inandığımız duyguyu yaşamamak. Yani o yalnız kalmak ve yalnız kalmanın yarattığı o ölümcül duygularla karşılaşmamak için elimizden geleni yaparız. Yani bu durumdan kaçarız, bu duygulardan kaçarız. Bu duygulardan kaçarken bazen bunu ilişkilerden kaçarak yaparız, bazen de ilişkiyi yaşarız. Ancak karşımızdaki insanı kaybetmemek için fazlasıyla yapışırız. Yani bunaltıcı derecede karşı tarafa ilgi gösterebiliriz. İlişkiyi didikleyebiliriz. Dolayısıyla aslında bu şeyden kaçmayı bırakmak ve aslında kaçtığımız o şeyin o kadar da korkunç olmadığını görmek iyi bir fikir olabilir. Yani o korktuğum şey ne? Yalnız kalmak, yalnız kalmanın aslında çok da kötü bir şey olmadığını, hayatın sonu olmadığını, hatta bazen keyifli bir şey bile olabileceğini fark etmek yine beni daha iyi hissettirebilir. Bunun için mesela yalnız kalmaya çalışın. Bu yalnız kaldığınız zamanlarda keyifli şeyler yapın. O anın tadını, keyfini çıkarmaya çalışın. Zaten anın tadını çıkarmaya başladıkça ve yalnız kalmaya belki de biraz alışmaya başladıkça aslında bunun bu kadar da korkunç bir şey olmadığını deneyimleyecek ve bu kaygınız eskiye oranla biraz daha azalmaya başlayacaktır. Efendim, hayatımızdaki terk edilme şeması ile ilgili örüntüleri görebilmek için yapabileceğimiz bir farkındalık çalışması da kağıt kalemle yapılabilecek bir çalışma. Bu çalışmada alın kâğıdı kalemi önünüze ve hayatınıza girmiş ya da bir şekilde bir şeyler hissettiğiniz insanların ya da ilişki yaşadığınız insanların bir listesini yapın ve bu kişilere şöyle bir bakın.

Bu kişilerin ortak noktaları var mı? Mesela bu kişiler genellikle tutarsız kişiler mi? Mesela bu kişiler genellikle terk etme olasılığı yüksek kişiler mi? Peki yaşadığınız ilişkilerde genel olarak neler ters gitti? Yani ilişkilerinizin bitme sebepleri genel olarak nelerdi? Yaşadığınız ilişkiler, ilişkilerde yaşadığınız sorunlar ve seçtiğiniz kişiler arasında ortak noktalar var mı? Benzer örüntüler var mı? Tüm bunları bu soruların cevaplarını düşünün. Yazın ve fark edin bir şeyleri kâğıda döktüğümüzde somutlaştırdığımızda şöyle kuşbakışı baktığımızda görmek daha kolay olabilir. Bağlanamayan tutarsız eşlerden, tutarsız kişilerden uzak durmaya çalışın. Biliyorum size çok cazip geliyorlar, çekici geliyorlar ama aslında olan şey şema kimyası yani şemanızın tetiklenmesi durumu sizi terk etme olasılığı yüksek kişileri doğru yaşadığınız bir çekilme. Tutarlı bir eş bulun ve bulduğunuzda da ona inanın güvenin. Bu şemaya sahip kişiler tutarlı bir eş bulsalar dahi ona inanmakta güvenmek ve çok zorluk çekerler. Bu yüzden tutarlı bir ilişki yaşadığınızda, tutarlı bir eş bulduğunuzda ona inanmaya güvenmeye çalışın. Çünkü ilişkinin sağlıklı bir şekilde yürümesinin temel gereklerinden biri bu. Efendim, karşı tarafa yapışmamak, aşırı kıskanç ve sahiplenici tavırlarımızla onları darlamamak ve kendimizi yönetebilmek adına acil durumlarda çantamızdan çıkarıp kullanabilmek üzere başa çıkma kartları hazırlayın. Peki bu kartlara neler yazabiliriz? Bunun için örnek bir kartı size Jeffrey Young ve Janet Klosko’nun “Hayatı yeniden keşfedin” kitabını da yazan örnek bir kartı okuyacağım. Bu kitap aynı zamanda bu videoyu hazırlarken kullandığım kaynaklardan bir tanesi. Özellikle bu konu ilginizi çektiyse ve hayatınızda yer alan diğer şemaları fark edebilmek istiyorsanız öneririm.

Güzel bir kitap mesela örnek bir terk edilme başa çıkma kartı. Ne yazmış yazarımız? Şu anda çok yıkılmış hissediyorum. Çünkü Richard benden uzaklaşıyor ve sinirlenmeye ve kendimi muhtaç hissetmeye başlıyorum. Ancak bunun benim terk edilme şemam olduğunu ve şemamın sadece geri çekilmenin en ufak bir kanıtı ile tetiklediğini biliyorum. İyi ilişkisi olan insanların geri çekildiğini ve bu geri çekilmenin iyi ilişkilerin doğal ritminin bir parçası olduğunu hatırlamalıyım. Eğer öfkeli ve yapışık bir şekilde hareket edersen Richard’ı daha da uzaklaştırırım. Richard’ın ara sıra uzaklaşma hakkı var. Yapmam gereken şey, ilişkimizi uzun vadeli bir bakış açısıyla bakabilmek için düşüncelerimle çalışmalıyım. Hislerim gerçek değil. Hislerimin acısına dayanabilir. Büyük resme bakıldığında Richard ve ben hala bağlıyız ve ilişkimiz iyi. Bu sadece kısa bir ayrılık. Kendime yapacağım en iyi yardım dikkatimi kendi hayatıma ve kendimi geliştirme yollarına çevirmek. Tek başına ne kadar daha iyi olursam, ilişkide de o kadar iyi olacağım. Evet, hani demiştim ya. Öncelikle tek başına vakit geçirmeyi aslında öğrenmek gerekiyor. Tek başıma ne kadar sağlıklı ne kadar güzel vakit getirirsem bir ilişki yaşadığımda da bu ilişkinin kalitesi aslında o kadar iyi oluyor. Efendim kanalımız 100 bine doğru ilerliyor. An itibariyle sizin desteklerinizle beraber ancak bizim hedefimiz daha büyük. Hedefimize ulaşabilmemize yardımcı olmak için lütfen abone olmayı unutmayın ve abone olduktan sonra her hafta yüklediğimiz 2 tane yepyeni videodan haberdar olabilmek için bildirim zilini açmayı lütfen unutmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir