Mod Terapi İle Kaybettiğin Neşeyi Tekrar Bul

Çocukken içimizde kendiliğinden parlayan o saf neşe nereye kayboldu? Büyüdükçe unuttuğumuz o coşkulu yanımız aslında hala içimizde. Bu videoda mod terapi teknikleriyle o kaybolan neşeyi nasıl tekrar geri kazanabileceğimizi konuşacağız. Hazırsan içindeki o neşeli çocuğu birlikte uyandıralım. Öncelikle çok kısa mod terapi ve modlar hakkında bilgi verelim. Mod terapi çok özetle, çok kısaca kişinin farklı içsel yanlarını tanımasını ve bunları dengelemesini sağlayan bir psikoterapi yaklaşımıdır. Peki nedir bu içimizdeki yanlar ya da modlar? Aslında literatüre baktığınızda mod türleri daha fazla ancak ben bu videoda hem uzatmamak adına hem de sıkmamak adına daha sadeleştirilmiş bir versiyonunu sizinle paylaşacağım. İçimizdeki modları en temelde üç bölümde inceleyeceğiz. Bunlardan ilki ebeveyn modları. Ebeveyn modları bizi yargılayan, bize akıl veren, bize neyi yapıp neyi yapmamamız gerektiğini, hayatı nasıl yaşamamız gerektiğini, nasıl olmamız gerektiğini, yani bu melileri, malıları sürekli bize söyleyen yanımızdır. İçinizde böyle her şeyin en doğrusunu yapmalıyım. Asla hata yapmamalıyım. Yaptığım her işte birinci ben olmalıyım. Her zaman diğer insanları memnun etmeliyim. Asla kimseyi kırmamalıyım. Gerekirse kendi hayatım pahasına, kendi hislerimin, kendi hayatımın bir önemi yok. Önemli olan diğerlerinin duyguları, onların duygularını incitmemek adına, onları memnun etmek adına her şeyi yapmalıyım, hep çalışmalıyım, asla dinlenmemeliyim gibi böyle bir baskı hissettiğinizde, yani sürekli olarak içinizde böyle bir baskı hissediyorsanız, ya da sürekli olarak içinizde sizi yargılayan, sizi aşağılayan, sizi yıpratan… içsel konuşmalar varsa, örneğin işte sen aptalsın, sen beceriksizsin… zaten neyi başardın ki bu hayatta gibi, kendinizi sürekli yargılayan bir iç sesiniz varsa… işte burada ebeveyn modlarınız baskın demektir. Ebeveyn modunun etkisiyle mükemmeliyetçi, aşırı titiz, takıntılı ya da işkolik bir haline dönebiliriz. Ya da aşırı fedakar, hep başkaları için yaşayan, sınır çizemeyen, hayır diyemeyen birine dönüşebiliriz. Çünkü içimizde sürekli olarak bize neyin nasıl olması gerektiğini söyleyen ve bizi böyle olmadığında sürekli yargılayan bir iç ses vardır. İşte bu iç ses ebeveyn modlarımızdan gelir. Ve bu iç ses ona uymadığımızda ne yazık ki bizde çok yoğun suçluluk ve utanç duygularına sebebiyet verir. Bu yüzden de işte bu duygulardan kaçınabilmek için birdenbire kendimizi aşırı titiz, aşırı mükemmeliyetçi ya da aşırı fedakar bir halde bulabiliriz.

İçimizdeki bir diğer mod, yetişkin modumuzdur. Ebeveyn modlarını bitirdik, diğer grubumuza geldik. Yetişkin modumuz ya da sağlıklı yetişkin modumuz da içimizde son derece mantıklı, akılcı, sakin ve dengeli yanımızdır. Bazen de çeşitli olayların ardından bu modumuz aktifleşir ve olaylara gayet sakin ve dengeli yaklaşırız. Hiç kimse hayatının tamamında yüzde yüz sağlıklı yetişkin modunda değildir. Yani yüzde yüz bu modda olmaya çalışmak çok da gerçekçi bir hedef değil. Ancak amacımız bu modda geçirdiğimiz süreyi olabildiğince arttırmak. Aslına bakarsanız pek çok psikoterapide ve kişisel gelişim eğitimlerinde en temel amaç bu sağlıklı yetişkin parçamızı güçlendirmek.

Ve diğer mod türü çocuk modlarıdır içimizdeki. Çocuk modları kendi içinde tabii gruplara ayrılır. Bunlardan biri incinmiş ya da yaralı çocuk modudur. Yaralı çocuk modundayken kendimizi çok çaresiz, çok güçsüz, hüzünlü, terk edilmiş, sevilmemiş, dışlanmış, yalnız hissederiz. Diyelim ki arkadaşlarımın benden habersiz buluştuğunu öğrendim ve birdenbire kendimi çok kötü hissettim. Ardından bu kötü hissetmenin ardından birdenbire içimde bir öfke duygusu oluştu ve sonra arkadaşlarım ilk gördüğüm yerde onlara tepkisel davrandım ya da belki onlara küstüm. Ne oldu? Yaşadığım bir olayın ardından içimdeki çocuk modları aktif oldu. Ve bu çocuk modların ipleri eline aldı ve bu çocuk modların etkisiyle ben tepki verdim. Yani onlara küstüm ya da onlara saldırganlıkla yaklaştım. Belki de bu haberi ilk aldığımda birdenbire kendimi çok kötü hissetmemin nedeni içimdeki o yaralı çocuk ya da incinmiş çocuk modunun aktif olması. Bu mod aktif olduğunda kendimi yapayalnız, sevilmeyen, dışlanmış birisi olarak hissettim. Bu durum bende çok yoğun bir hüzün yarattı. Bu hüzün… Belki ardından öfkeye dönüştü. Nasıl bana bunu yaparlar? İşte öfkeye dönüştüğünde de içimdeki öfkeli ya da kızgın çocuk modu aktifleşti. Çocuk modlarından bir diğeri de kızgın çocuk modudur. Kızgın çocuk modundayken öfkeli, saldırgan, bencil, inatçı davranırız. Pasif agresif davranışlar da yine kızgın çocuk modunun tepkileri arasındadır. Pasif agresif davranış ne demek? Yani öfkemizin dolaylı yollardan ifade edildiği, örneğin işte küsmek, mesafe koymak, tırnak içinde trip atmak, tırnak içinde laf sokmak gibi daha dolaylı yollardan öfkenin ifade edildiği davranışlarda yine kızgın çocuk modundan gelen davranışlardır.

Bir diğer modumuz da mutlu çocuk modumuzdur ki psikoterapilerde güçlendirilmeye çalışılan modlardan biri de budur. Yani psikoterapiler içimizdeki hem sağlıklı yetişkin parçayı güçlendirmeye çalışır hem de mutlu çocuk modumuzu güçlendirmeye çalışır. Mutlu çocuk modundayken içimizden geldiği gibi davranırız. Enerjik, meraklı, keyifli ve neşeliyizdir. Espriler yaparız, oyunlar oynarız, sevildiğimizi, değerli olduğumuzu, yalnız olmadığımızı hissettiğimiz zamanlarda içimizdeki bu mod aktifleşir. Eğer güçlü bir Mutlu Çocuk moduna sahipseniz bu iyi haber, şanslısınız. Ancak ne yazık ki çoğumuz yaş aldıkça içimizdeki bu Mutlu Çocuk parçamızı, Mutlu Çocuk modumuzu fazlasıyla baskıladık ve bu mod da zayıfladı. İşte bu modumuzu tekrar güçlendirerek, bu modla tekrar buluşarak, onu tekrar sıklıkla aktif ederek kaybolan neşemize tekrar geri kavuşabiliriz.

Peki mod terapi bu modu güçlendirmek için bize neleri öneriyor? Aslında çok özetle mod terapi bize diyor ki, mutlu çocuk modunu tekrar güçlendirmek istiyorsan, tıpkı bir çocuk gibi hayatında oyun ve eğlenceye daha fazla yer ayır. Tabii ki burada da bir denge söz konusu. Yani lütfen yanlış anlaşılmasın. Tamamen oyun ve eğlenceden oluşan bir hayat sür demiyor. Yaşantında oyun ve eğlenceye ayırdığım vakitleri biraz daha arttır diyor. Dolayısıyla biraz sonra sayacağım, örneklendireceğim aktiviteleri suçluluk duymadan ya da kendinizi yargılamadan olabildiğince hayatınıza daha fazla katmaya çalışın. İlk başlarda belki biraz zorlanacaksınız. İlk başlarda belki daha az olacak bu aktiviteler. Zaman içerisinde yaptıkça yaptıkça güçlenmeye başladığını göreceksiniz. Bu arada bu önerilerin, biraz sonra sayacağım önerilerin bazıları size çok saçma ve işe yaramaz gibi görünebilir. Böyle olduğunda bilin ki içinizdeki o yargılayıcı ebeveyn modunuz aktifleşmiş. Hemen o modu bir susturun, kenara çekilsin bir otursun. Ve dinleyin bakalım neler var.

Önerilen şeylerden biri yüksek sesle şarkı söylemek ve dans etmek. Bunu en son ne zaman yaptınız? Yüksek sesle şarkı söyleyin, müzik dinleyin ve dans edin. Dışarı çıkın, çocuklarla top oynayın ve üzerinizi kirletin. Bir diğer önerimiz, bunu psikoterapilerde de uyguluyoruz. Kendinize bir oyuncak alın ve onunla oynayın şaka yapmıyorum bugün bir oyuncakçı dükkanına gidin ve oradan gerçekten böyle çok seveceğiniz keyifli bir oyuncak alın. Bunu yaparken muhtemelen İçinizden hemen yine böyle bir ses gelecektir ve ya şunu alayım çocuğum da oynar ya da bunu alayım şu işe yarar gibi. Böyle hani oyuncağı başka amaçlara da amaçlar içinde kullanılabilecek ya da işte ya hiçbir şey olmasa çocuğum oynar gibi böyle mantığa bürüyen çeşitli sesler çıkabilir. O sesleri dinlemeyin. Amacımız sadece ve sadece keyifli bir şekilde oyun oynamak. Belki çocukluğunuzdan içinizde kalan bir oyuncak olabilir. Belki başka bir şey olabilir. Son derece saçma görünebilir dışarıdan. Hiç önemli değil. İçinizdeki o mutlu çocuk modunu aktifleştirecek, eğlenceli bir oyuncak alın ve bununla oynayın. Oyuncağınızı çocuğunuza vermeyin. O sizin oyuncağınız. En az bir hafta bu oyuncakla oynayın. Mod Terapisi isimli kitapta yazarlar mutlu çocuk modunu güçlendirebilmek için bize şu aktiviteleri öneriyor, şu aktiviteleri sıralıyorlar: Kendini sonbahar yapraklarının içine atmak, yüksek sesle şarkı söylemek, çocuklarla iddiaya girmek, taklalar atmak, yağmurda yürüyüşe çıkmak, belki çamurların içinde zıplamak, yastık kavgası başlatmak, diğer insanlara gülümsemek, yavru hayvanlarla oynamak, doğanın sesini dinlemek, kaşıkla kavanozdan çikolata yemek, açık havada oyun oynamak ve örtülerden mesela bir mağara yapmak. Tüm bunları, yani oyun ve eğlenceyi, biraz daha spontan yaşamayı hayatınıza dahil etmeye çalışırken lütfen acele etmeyin, kendinize zaman tanıyın ve şefkat gösterin. Eski neşemize kavuşmanın yollarından biri de içimizdeki o yaralı, incinmiş çocuk modumuzu, yani yaralı çocuk parçamızla ilgilenmek, ona tekrar şefkatli bir ebeveynlik vermektir. Bunun nasıl yapabileceğinizle ilgili çeşitli yolları, yöntemleri, teknikleri anlattığım videoları yaralı çocuğu adım adım iyileştirme başlıklı oynatma listemde bulabilirsiniz. Onun da linkini yine yorumlara ekliyorum aşağıya.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir