BAŞARI VE MUTLULUĞUNUZU ÇALAN 5 ÇEKİRDEK İNANÇ

Şu yarım bırakılan cümleleri nasıl tamamlarsınız, aklınıza ilk gelenleri videoyu durdurarak yorumlar kısmı yazın lütfen. Bence hayat… Bence insanlar… Bence ben… Yazdıklarınızın aslında ne anlama geldiği, sizinle ilgili neler söylediği ve hayatta farkında olmasak da başarımızı ve mutluluğumuzu çalan çekirdek inançlarımızdan beş tanesini bu videoda konuşacağız. Çekirdek inançlarımız, kendimiz, başkaları ve hayat hakkında gerçek kabul ettiğimiz varsayımlardır. Bu varsayımlar kararlarımızı, seçimlerimizi dolayısıyla da hayatımızı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Zararlı çekirdek inançlarınız eğer fark etmek istiyorsanız kendiniz, diğerleri ve hayat hakkındaki düşüncelerinizi, yargılarınızı biraz daha incelemeniz gerekir. İşte bu videoda tam da bunu yapacağız. Peki bazı zararlı çekirdek inançlara bir bakalım. 1. Bence hayat çok zor ve tehlikelerle dolu. Sürekli tetikte olmam lazım. Hayatta kalabilmek için çok dikkatli olmam lazım. Sürekli tetikte olmam lazım. Her an her şey olabilir. Bu çekirdek inanç sizi sürekli bir güvenli alan aramaya doğru iter. Gerçekten ne istediğinize göre değil. Neyin daha güvenli, neyin daha sağlam olduğuna göre seçimler yaparsınız ve sonuçta da aslında olmasını istediğiniz gibi bir hayat değil. Yaşamak zorunda olduğunuzu düşündüğünüz şekilde bir hayat sürerseniz, bu inancın bir diğer etkisi de sizi bir kontrol manyağına dönüştürme olasıdır. Sürekli olarak kendinizi daha güvende hissedebilmek için her şeyi, hayatı, diğer insanları kendinizi kontrol altında tutmaya çalışırsınız ki bunlar çoğu zaman gerçekte kontrol edemeyeceğiniz şeylerdir. Bu imkansıza yakın bir şey olduğu için de ne yazık ki bu son derece yorucu ve zararlı bir inançtır. Eğer bir kontrol manyağı olup olmadığınızı merak ediyorsanız, şuradaki videoma bakabilirsiniz.

Tabii tüm bunların anlamı tamamen plansız yaşayalım, salıverelim kendimizi demek değil. Hayat aslında ne çok zor ne de çok kolay. Hayat, hayat ve kimi zaman zor, kimi zaman kolay. Önemli olan benim bu zorluklara ya da kolaylıklara karşı ne kadar esnek olabildiğim. Siz de lütfen bence diye başlayan cümleleri nasıl devam ettirdiğinize şöyle alıcı gözle bir bakın. Bu düşünce tarzı hayatınızı kolaylaştırıyor mu yoksa zorlaştırıyor mu? Bu düşünce tarzı sizin kararlarınızı, seçimlerinizi, ilişkilerinizi, davranışlarınızı nasıl etkiliyor? Faydaları neler? Zararları neler? Bir düşünün ve analiz edin. İkinci zararlı çekirdek inancımız. Bence insanların çoğu kötü. Hiç kimseye güvenmeceksin bu hayatta babana bile güvenme. Eğer insanlara güvenirsem beni yarı yolda bırakırlar. Şimdi bu düşünce tarzı sizi belki bazı tehditlerden koruyabilir gerçekten de ancak fazlası tabii ki her şeyde olduğu gibi bunda da zararlı. Gerçekten samimi ve yakın ilişkiler kurmanızı önüne set çekebilir bu inançlar. İhtiyaç duyduğunuz sevgiyi ve yakınlığı alamamanıza neden olabilir. Örneğin böyle düşünen bir kişi, ikili ilişkilerde gerek romantik ilişkilerde gerek arkadaşlık ilişkilerinde gereğinden fazla şüpheci olabilir. Yine böyle düşünen bir kişi, yani bu çekirdek inanca sahip olan kişi ilişki başlatmaktan çekilebilir. Çünkü reddedilmekten çok korkutabilir ya da aldatılmaktan çok korkutabilir. Dolayısıyla ilişki yaşamak konusunda çekinceli olabilir. Yine ilişkiye başlasa bile ilişkinin erken dönemlerinde nasıl olsa eninde sonunda terk edileceğim diyerek o ilişkiyi sonlandırabilir. Aslında sahip olduğumuz çekirdek inançlar tıpkı bir gözlük gibi gerçeği görüşümüzü değiştirirler.

Hayat diğer insanlar ya da ben aslında olduğu gibidir her şey. Ancak biz bu gözlüğü takarız ve bu gözlüğün camı nasılsa dünyayı da ve diğer insanları da öyle görürüz. Tıpkı şu hikayedeki gibi. Bir Çinli köylü baltasını kaybeder ve komşusunun oğlunun onu çaldığından şüphelenir. Çünkü çocuk bir hırsız gibi yürüyor, konuşuyor ve davranıyormuş. Ertesi gün tarladaki aletlerinin arasında baltasını bulmuş. Meğerse çocuk hırsız değilmiş. Çocuğu tekrar görmüş. Ancak çocuk bu sefer tıpkı diğer çocuklar gibi yürüyor, konuşuyor ve davranıyormuş. Üçüncü zararlı çekirdek inancımız. Bence ben yetersizim, kusurluyum, eksiğim, yeterince iyi değilim, aptalım artık ne ise yani bence benin ardından gelen tüm olumsuz sıfatlar zararlı çekirdek inançlardan bir tanesi. Hayatta başkasına belki bu sözleri söyleyemezsiniz. Peki kendinize neden bunları söylüyorsunuz? Çocukluk yaralarınızın sizi ve hayatınızı derinden etkilediğini gösteren en önemli işaretlerden bir tanesidir bu. Sizin kendinizle ilgili düşünceleriniz? Kendinizi nasıl gördünüz? Kendinizi içten içe o kadar kusurlu görürsünüz ki, gerçek sizi tanısa kimse sevmez diye düşünürsünüz. Ve bu yüzden ya kişilerle yakınlaşmaktan kaçarsınız çünkü çok yakın olurlarsa gerçek sizi görürler, bunu istemezsiniz ya da bambaşka bir maske takarsınız. Mış gibi davranarak insanlarla ilişki kurarsınız, yeterince iyi olmadığınız anlaşılmasın diye bazen işi mükemmeliyetçiliğe de vurabilirsiniz. Bu inançla baş edebilmek için ve kendinize karşı daha fazla şefkat gösterebilmek için şuradaki videolarından faydalanabilirsiniz. Sevilmek için hep iyi ve fedakar olmam lazım. Bence ben çok fedakarım. Bence insanlar fedakar olmalıdır. Belki de sizde de önceki videolarda bahsettiğimiz Altın Çocuk Sendromu var.

Çocukluk yıllarında sadece uslu durduğunda kurallara uyduğunu da ya da başarılı olduğunda ilgi gören çocuklar, yetişkinliklerinde de kabul görebilmek ve sevilebilmek için diğerlerini hep mutlu etmek zorunda olduklarını düşünebilirler. Dolayısıyla bu yüzden kendi ihtiyaçlarını ifade etmekten çekinebilirler, aşırı fedakarlıklar gösterebilirler. Diğerlerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önünde tutabilirler. Çünkü kendi ihtiyacını ifade etmek onlara bencillik gibi gelebilir ve diğer insanlarla olan ilişkilerinde sınır çekemeyebilirler. Mesela hayır diyememek gibi. Sonuç bir parçası sevgi ve biraz değerli hissedebilmek için aşırı fedakarlık ve başkalarına harcanmış bir ömür. Efendim beşinci inancımız ya birden fazla inanç sayacağım. Bunlar aslında öğrenilmiş çaresizlik ifadeleri olacak mesela boşuna uğraşma ya bence olmaz o iş. Yok ya ben ne yapabilirim ki? Hayatta değiştirmem, ne yaparsam yapayım sonucu değiştirmem. Yok ya hayatta ben o bölümü kazanamam. Ya zaten şans ne zaman bana güldü ki? Bunlar tipik öğrenilmiş çaresizlik ifadeleri. Yaşamda bazı şeyleri defalarca deneyip her seferinde başarısızlıkla karşılaştığımızda sonuçta zihnimizde o şeyi yapamayacağımıza dair güçlü bir inanç oluşur. Tabii bu inancın oluşmasının tek yolu direkt kendi deneyimlerimiz olmayabilir. Bazen de bunu deneyimleyen ve başarısızlığa ulaşan kişileri gözlemleyerek de bu inancı öğrenebiliriz. İşte bunlara öğrenilmiş çaresizlikler diyoruz. Aslında çaresiz değiliz ancak öyle olduğumuzu düşünüyoruz. Bazen de birileri bize kendi öğrenilmiş çaresizliklerini empoze etmiştir. Yani aslında çaresiz değilizdir ama sürekli birileri bize dışarıdan yok ya yapamazsın, edemezsin, olmaz o iş diyerek kendi çaresizliklerini bize bulaştırır adeta. Eğer öğrenilmiş çaresizlikle ilgili daha detaylı bilgi almak istiyorsanız yine şu videomdan faydalanabilirsiniz.

Öğrenilmiş çaresizlikler sonucu oluşan çekirdek inançlar adeta elimizi kolumuzu bağlar. Potansiyelimiz olduğu halde harekete geçmemizi engeller. Çünkü nasıl olsa yapamayacağım diye düşünürüz. Sadece harekete geçmemizi engellemekle kalmaz, aynı zamanda kendimiz için kendi potansiyelimizi uygun hedefler belirlememize de izin vermez. Yani aslında benim potansiyelim belki budur. Ancak ben şuralarda hedefler belirlerim öğrenilmiş çaresizliklerimi sonucunda. Bir şekilde yüksek bir hedef belirlesem bile o hedefe doğru harekete geçtiğimde, herhangi bir engelle karşılaştığımda eğer bir öğrenilmiş çaresizliğim varsa çabucak pes ederim. Yani ilk engelde hemen bırakırım. Dolayısıyla pes etme ihtimalimi de arttırır öğrenilmiş çaresizlik. Bir diğer etkisi de öğrenilmiş çaresizliğin herhangi bir problemle karşılaştığımda sorunlar için alternatif çözümler üretmemi engeller. Çünkü bakış açımı kısıtlar. Yani sadece ağaca odaklanırım ormanı göremem öğrenilmiş çaresizliklerim yüzünden. Dolayısıyla alternatif çözüm yollarını da göremem sorunlar karşısında. Eğer öğrenilmiş çaresizlikleriniz varsa bunları bir an önce fark edip bunları değiştirebilmek, düzenleyebilmek sizin elinizde. Tabii bunun için kendinize doğru bir yolculuğa çıkmanız gerekiyor. Bu kanalda bununla ilgili çok sayıda videomuz mevcut. Kişisel gelişim ve psikoloji eğer ilgi alanınız içerisindeyse doğru kanaldasınız. Bu kanalda sizlerle her hafta. Bilimsel kaynaklara dayanarak hazırladığımız iki adet videoyu paylaşıyoruz. Bu videolardan haberdar olmak istiyorsanız lütfen kanala abone olmayı unutmayın. Aynı zamanda eğer kanalın daha fazla sayıda kişiye ulaşmasına destek vermek isterseniz kanalımıza katıl üyesi olabilirsiniz. Abone olabilirsiniz. Ya da aşağıya yorum yaparak bize destek verebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir