SOKRATİK YÖNTEMLE KENDİ KENDİNİN YAŞAM KOÇU OL!

Her konuda tasarruf etmeye çalıştığımız şu dönemde kendi kendimize yaşam koçluğu yapmamız gerekebilir. Elbette iyi eğitim almış yetenekli bir Koç kadar olamasa da yine de kendi kendimize yapabileceğimiz şeyler de var. Bunun için sadece bir kağıt, bir kalem ve kendi kendinize kalabileceğiniz sakin bir oda, yeterli. Malzemelerimizi saydığımız görev tarifimize geçebiliriz. Sokratik tekniğin de yardımıyla kendi kendimize nasıl yaşam koçluğu yapabiliriz? Bu videoda. Ünlü antik filozof Sokrates, bilginin doğuştan geldiğine inanırdı ve yöntem olarak sorduğu ustaca sorularla gerçeği karşısındakine buldurturdu. Sokrates bunu kabaca üç aşamada yapardı. Birinci aşamada sorduğu sorularla karşısındakinin neyi bilip neyi bilmediğini ortaya çıkarttırdı. Diyelim ki bu aşamada sizi dünyadaki en kötü şey sence nedir? Diye sorabilir. İkinci aşamada ise Sokrates sorduğu sorularla birinci soruda verilen cevabı çürütecek ya da birinci soruda verilen cevaplarla çelişki yaratacak, çeşitli durumları ortaya çıkartacak sorular sorardı. Diyelim ki siz bir önceki soruya yani “dünyadaki en kötü şey nedir?” Sorusuna Yalan söylemektir diye cevap verdiniz. Bu durumda Sokrates size şunu sorabilirdi. Diyelim ki eli kanlı bir katil bir masumun peşinde ve bu katil sana bu masumun yerini soruyor. Söyler miydin? Bu durumda çoğu kişinin hayır demesini bekliyoruz. Hayır dediğimiz zaman bu durumda birinci soruya verdiğimiz cevapla çelişmiş oluyoruz. Üçüncü yaşamımız doğurtma aşamasıdır. Neden doğurtma? Çünkü bu aşamada Sokrates size sorduğu sorularla adeta içinizdeki gerçeği ortaya çıkartıyor, ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Yani adeta bilgiyi doğurtuyor. Sokrates bu yüzden kendisine “Ben zihinlerin ebesiyim” derdi. Elbette bu metafor da kendi annesinin bir ebe olmasının da rolü vardır. Sokratik sorgulama, bilişsel davranışçı terapiler de ve koçluk da da kullanılır. Ve siz de eğer isterseniz kendi sınırlayan inançlarımızı bir şekilde harekete geçmenizi engelleyen, sizi geride tutan işlevsiz düşüncelerinizi tespit etmede ve bunları geçersizleştirme de Sokratik tekniği kullanabilirsiniz.

Bu süreci minik bir örnekle açıklayalım isterseniz. Hatırlarsanız ilk aşama bilgi toplama aşaması idi. Bu aşamada kendi kendimizi soracağımız, özellikle mesela 5N1K soruları yani kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl gibi sorularla kendi duygu, düşünce, davranışlarımıza dair bazı farkındalıklar yaşayabiliriz. Diyelim ki kendimize şöyle bir soru sorduk. Herhangi bir aksiliğin ardından bir sıkıntının ardından iç sesim bana ne diyor? Diyelim ki bu soruya şöyle cevap verdim. Yetersizsin, beceriksizsin. Bak gördün mü yine yapamadın, işe yaramazın tekisin sen diyor. Diye bir cevap verdiğimi farz edelim. Tekrar kendime soruyorum. Peki bu iç ses kime ait sence? Sana kimi hatırlatıyor? Annen, baban çocukluğundaki hangi figüre ait bu? Ablan, abin, kardeşin, belki ilkokul öğretmenin. Bu soruyu düşünüyorum ve kendi kendime diyorum ki sanırım anneme ait çünkü o sadece yüksek notlar aldığımda benimle ilgilenirdi. Sadece o zamanlar beni sevdiğini hissederdim. Devam ediyorum sormaya kendime ilk aşamada bilgiyi toplarken. Peki iç sesin bu söylediği şey yani yetersiz ve beceriksiz olduğum. Gerçekçi mi? Sence ne kadar doğru? Gerçekten de yetersiz miyim? Bilmiyorum ama öyle düşünüyorum, öyleymiş gibi hissediyorum. Böyle düşünmek bana ne hissettiriyor? Çok üzgün ve çok yetersiz hissettiriyor. Ne sıklıkla böyle düşünüyorum? Çoğu zaman. Bu aşamada aslında işte daha çok nerelerde böyle hissediyorum, yanımda kimler oluyor genellikle gibi. Biraz daha genişletebilir. Bir videoyu çok daha uzatmamak adına burada birinci aşamayı kesiyorum, ikinci aşamada ise birinci aşamada tespit ettiğim o beni sıkıntıya sokan düşüncelerin gerçekliğini sorgulayacak ya da bir şekilde o düşüncelerle çelişki yaratan durumları ortaya çıkartacak sorular sormaya başlıyorum kendime.

Mesela şunu sorabilir bu verdiğimiz örnekle ilgili olarak beni tanıyan insanlara sorsak. Özlem yetersiz mi diye. Bu insanların yüzde kaçı evet yetersizdir der. Düşünüyorum. Yani büyük bir çoğunluğu demezdi, en fazla, en fazla yüzde 10 diyelim. Yüzde 90’ı benim yeterli olduğumu düşünürdü diye cevap verdim kendime. Bakın zaten burada verdiğim ilk cevapla birinci bölümdeki cevaplar arasında bir çelişki yavaştan oluşmaya başladı. Peki yetersiz olduğumu düşünmemin bana sağladığı bir avantaj oldu mu şimdiye kadar? Olduysa ne? Diye bir soru sorabilir mesela kendime. Yoo pek bir avantaj olmadı şimdiye kadar. Belki biraz mütevazi olmamı sağlamış olabilir en fazla. Peki böyle düşünmenin bana, hayatıma zararlı etkileri neler? Bakın bir öncekinde avantajlarını sormuştum. Şimdi dezavantajlarını soruyorum kendime. Evet, çeşitli zararları var, böyle düşünmemin diye cevap verebilirim. İşte kendime uygun hedefler koyamayabiliyorum, belki de başarabileceğim işleri başaramam diye girmiyorum. O kadar üzülüyorum ki böyle düşündüğüm zaman çoğu zaman çözüm gözümün önünde olduğu halde bu çözümü bile göremez hale geliyorum. Devam ediyorum bu düşünceyi sorgulamaya. Peki benim yetersiz olduğumu gösteren kanıtlar neler? Yani neye dayanarak Ben bunun doğru olabileceğini düşünüyorum? Cevap veriyorum kendi kendime diyorum ki mesela iş yerinde son yazdığım raporda bir hata çıktı ve toplantıda rezil oldum. Son terfide benim yerimi arkadaşı seçtiler ve onu terfi ettirdiler. Bunlar benim yetersiz olduğunu gösteriyor bence dedim. Peki sorgulamaya devam ediyorum. Bakın düşünceyi. Peki raporunda hata çıkması yani hata yapmak demek yetersiz olduğunu mu gösterir? Hata yapan her insan yetersiz insan mıdır? Yoksa her insan bazen hata yapabilir mi? Bu soruyu düşünüyorum ve cevaplıyorum. Yo tabii ki. Yani illa her hata yapan yetersiz olmak zorunda değil.

Hatasız kul olmaz. Herkes zaman zaman hata yapabilir. Bakın şu an düşüncem ile çelişen durumları bulmaya başlıyorum yavaş yavaş önceki sorular da dahil olmak üzere. Peki bu düşüncenin aksini destekleyecek, yani aslında senin yeterli olduğunu gösterecek kanıtlar var mı? Bunlar neler? Diye kendime sorduğumda çeşitli cevaplar bulabilir. İşte çok başarılı projelerimi oldu. Şu şu işleri yaptığım gibi kendi kendime aslında bu düşüncenin tersinin de doğru olabileceğine dair kanıtları sıralamaya başladığımda o bende yerleşmiş olan inancı sorgulayıp aslında çelişkiye düşmeye başlıyorum dikkat ederseniz bu da o inancın gücünü zayıflatıyor. Peki şimdi üçüncü aşamaya geçelim. Yani doğurtma aşamasına. Çeşitli verileri elde ettik. Bu verilerin geçerliliğini ya da geçersizliğini sorguladık. Üçüncü aşamada ise kendime şunu sorabilir.  Bu yeni bilgiler ışığında daha gerçekçi bir varsayımda bulunsam bu ne olurdu? İnsanlar her zaman hata yapabilirler ve ben de zaman zaman hata yapabilirim. Ama bu benim tamamıyla yetersiz olduğum anlamına gelmez. Evet, bakın burada daha objektif bir sonuca ulaştık sorularımız sayesinde. Bu örnek üzerinden gidecek olursak yine bu aşamada mesela bir terfi durumu söz konusuydu. Kendime şunu da sorabilir. Diğer arkadaşımın terfi almasını sağlayan, onda olan ve benden olmayan birtakım özellikler var mıydı? Varsa neler? Bu özelliklerini geliştirmek için ben hangi adımları atabilirim? Gibi sorular sorarak yine bu durumla ilgili yeni adımlar atmamı sağlayacak, yeni kararlar almamı sağlayacak soruları da kendime yöneltebilirim. Duygu, düşünce ve davranışlarımızın temelinde yatan birtakım varsayımlarımızı, inançlarımızı, düşüncelerimizi tespit edebilmek, onların ne kadar işlevsel olduğunu ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulayabilmek ve yerlerine daha sağlıklı olanları inşa edebilmek adına. İşte bu kendi kendimize soracağımız sorulardan faydalanabiliriz isterseniz yine kendimizi sorabileceğimiz

bazı örnek sorular üzerinden devam edelim. Bu sefer cevapları vermeyeceğim. Sadece bazı örnek soruları sizinle paylaşacağım. Mesela şöyle bir soru olabilir. En son yaşadığım sıkıntı verici olay neydi? Bu olay nerede yaşandı? Yanımda kimler vardı? Olayın öncesinde tetikleyici bir şey yaşadım mı? Sonrasında neler yaptım? Bu olayın ardından hangi duyguyu ne seviyede yaşadım? Bu olayın ardından otomatik olarak aklıma gelen ilk düşünceler, varsayımlar neler oldu? Yani kendi kendime ne dedim? Peki bu tepkinin altında yatan karşılanmamış temel ihtiyacım neydi acaba? Sevgi mi? Saygı mı, onaylanmak mı? Güven mi? Ya da bambaşka bir şey mi? Bu tepkiyi vermeme sebep olan temel nokta neydi? Neden beni bu kadar etkiledi? Kendimle ilgili ne düşünüyorum? Kendime dair ve hayata dair olumlu ve olumsuz düşüncelerim neler? Olumsuz düşünceleri tespit ettiğimde de kendime şunu sorarak süreci devam ettirebilir tıpkı örneğimizde olduğu gibi bu düşünceleri sürdürmek benim yararıma mı yoksa zararıma mı? Bu inançlar, bu düşünceler gerçekçi mi? Eğer öyleyse kanıtların neler? Peki bu inancımın ya da bu düşüncemin tersini kanıtlayacak elimde hangi veriler var? Gelecekle ilgili en büyük korkum ne? Bu korkum hayatımı, kararlarımı, davranışları mı? Nasıl etkiliyor? Bu korkuya ne zamandan beri sahibim? Diyelim ki işte şu yıldan beri dediniz. Peki o yılda ne oldu? Diyelim ki korkunuzu tespit ettiniz, ardından kendinize sorun. Bu korku gerçekleşirse ne olur? Neden bu kadar kötü? Bu bana benimle ilgili neyi anlatıyor olabilir? Mesela dediniz ki eleştirilmek benim en büyük korkum. Peki insanlar seni eleştirse ne olur? Bu sana senin ilgili neyi anlatır? İşte İnsanlar beni sevmezler. İnsanlar seni sevmezse ne olur?

İşte bu benim değersiz biri olduğumu gösterir. Değersiz biri olduğunu düşünürlerse ne olur? Yalnız kalırım, tek başına acı çekerek hayatımı devam ettirir gibi. Aslında o en temeldeki düşüncelerinize korkularınıza ulaşmanızı sağlayacak bir tekniktir. Dikey ok tekniği dediğimiz bu yöntem. Yani öyle olursa ne olur, o olursa ne olur diye. Giderek daha da derinleştirerek kendinize bunları sormaya devam edebilirsiniz. Diyelim ki bir sıkıntı yaşadınız, ardından kendinize sorabileceğiniz yine sorulardan bir tanesi şu olabilir. Böyle bir durumda bir arkadaşım bana aynı şeyi yaşayıp anlatsa da ona ne derdim? Bu en azından bu olaya dışarıdan bakmanızı, biraz daha olayın dışına çıkıp daha objektif olarak tepki vermenizi kolaylaştıracak bir soru. Yine kendime soru bileceğim bir diğer soru şu olabilir mesela. Diyelim ki bu düşünceyi tespit ettim ya da bana bir şekilde beni geride tutan, bana zararlı olan inancımı tespit ettim. Peki bundan sonraki süreçte daha sağlıklı inançlar geliştirebilmek ve bu düşüncenin benim hayatımı etkilemesini engellemek için ne gibi somut adımlar atacağım? Böyle bir soru sorarak yine kendime tespit ettiğim bu durumla ilgili aksiyon hedefleri yani aksiyon adımlarımı belirleyecek, hedeflerimi belirleyecek sorular sorabilir. Evet, kendinize koçluk eğer ilginizi çektiyse çok etkili başka koçluk araçlarını da anlattığım videoları mı izleyebilirsiniz? Bu videoların linklerini yine açıklama kısmına ve yorumlara ekleyeceğim. Kişisel gelişim ve psikoloji eğer ilgi alanınız içindeyse doğru yerdesiniz, bu kanalda her hafta kendinizi daha yakından tanımak, kendinizi keşfetmek, yaşadığınız bir takım ruhsal sıkıntılarla ilgili sizi rahatlatacak çeşitli yöntem ve teknikleri. Haftada iki video ile paylaşıyoruz. Eğer bunları kaçırmak istemiyorsanız kanala abone olmayı unutmayın. Bildirim zillerini de tümünü açın ki yeni videolar yüklendiğinde haberiniz olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir