DAHA GÜÇLÜ HİSSETMEK, KORKU, KAYGI VE ÜZÜNTÜYLE BAŞ EDEBİLMEK İÇİN ETKİLİ BİR MEDİTASYON

Yaşamdaki zorluklar üstüne üstüne gelirken onlara karşı bir dağ gibi güçlü ve sağlam durabilmek ne güzel olurdu değil mi? İşte birazdan seninle paylaşacağım egzersiz buna yardımcı olacak. Korkular, kaygılar, takıntılı düşünceler, depresif ruh halleri üstüne üstüne geldiğinde, beynine hücum ettiğinde onlarla baş edebilmeni sağlayacak. Kendini daha iyi hissetmenin içindeki gücü keşfetmeni ve bunu kullanabilmeni sağlayacak çok etkili bir egzersiz. Biraz sonra seninle birlikte olacak. Bunun için hazırlık aşamasında hadi şimdi rahatsız edilmeyeceğin bir yere geç bir koltuk ya da bir sandalye olsun bu. Bu koltuk ya da sandalyeye dik bir şekilde otur. Yalnız çok fazla yayılma, dik bir şekilde ve sandalyenin önüne doğru otur. Yani sırtını yaslanma, dik bir şekilde oturmanı sağlayabilmek için şöyle bir metaforu kullanabiliriz. Sanki tepemden bir ip çıkıyormuş ve seni yukarıya doğru çekiyormuş gibi düşün. Omurganı dikleştir ve olabildiğince rahat şekilde yine dik ve rahat bir şekilde otur. Ayakların yerle temas halinde olsun. Ellerin ise kucağında ya da bacaklarının üstünde olsun. Gözlerini kapat ve söylenenleri zihninde canlandırır. Hadi introdan sonra başlayalım. Gözlerin kapalı her zaman zamanki ritminde nefes alıp ver. Nefesini alıp verirken bedenindeki duyumlara odaklan. Nefesi aldığında burnundan geçerken bıraktığı his. Sıcaklık ya da soğukluk. Göğsünün ya da karnının şişip inmesi. Nefesini verirken burnundaki his gibi bedensel duyumlarına odaklan. Dikkatini koltukla temas eden vücut bölgelerindeki duyumlara ver. Vücudunun koltuğa yaptığı basıncı, giysilerinin cildinle temasındaki duyumlarını fark et. Kendini zorlama, zihnini temizlemeye çalışma olduğu gibi doğal biçimde nefesler al ve ver. Şimdi dikkatini ayaklarına yönlendir. Ayaklarının yerle temas kurduğu noktaları fark et. Ayak tabanlarında nasıl bir his var fark etmeye çalış. Belki ayakkabını hissediyorsun, belki çorabını. Belki ayaklarının şu anda sıcak ya da soğuk olduğunu. Başka ne gibi hisler var? Fark etmeye çalış.

Hafif bir karıncalanma, bir sızı, bir gerginlik veya bir yumuşaklık. Belki de hiçbir his yok. Olsun bunu da fark et. Dikkatini karın bölgene götür. Burası nefesle nasıl hareket ediyor? Nefes aldıkça karnın şişiyor mu? Yoksa iniyor mu? Fark Et. Şimdi dikkatini omuzlarına ver. Rahatlar mı? Onları sıkarak yukarı doğru mu çekmişsin? Yoksa gevşemiş durumdalar mı? Fark et. Sadece fark et. Var olan durumu yargılamadan yorumlamadan didiklemeden sadece durumu fark et. Rahat nefesler alıp vermeye devam et. Şimdi heybetli bir dağın görüntüsünü zihnimde canlandırır. Görenlerin hayranlık duyduğu çok görkemli bir dağ. Dağın bütün şeklini detaylarını zihninde canlandırır. Gökyüzüne uzanan zirvesini, yeryüzüne yayılan geniş tabanını, yüzeylerini. Dibindeki ya da eteğindeki ormanları. Belki de eteklerinde evler de var. Tüm bu detayları renkleriyle, kokusuyla, sesiyle dağda esen rüzgarın bedeninde bıraktığı duyumla hissetmeye çalış. Çok büyük ve sağlam, sarsılmaz bir dağ. Bu dağı hem yakından hem de uzaktan görmeye çalış. Üzerindeki ağaçları, mağaraları, şelaleleri, hayvanları gör. Dağa tüm bu bitki örtüsüne ve canlılığa ev sahipliği yapıyor. Her birini içinde barındırıyor. Geniş etekleri yere sağlamca köklenmiş, zirvesi ise bembeyaz karlı. Adeta gökyüzünü deliyor. Oldukça yüksek. Dağın büyüklüğü, ihtişamı ve güzelliği karşısında yaşadığın güzel ve güvenli duyguya odaklan. Hazır hissettiğinde zihnindeki dağı kendi bedenine taşı. Şimdi sen dağ oldun. Burada otururken dağın büyüklüğünü, hareketsizliğini ve ihtişamını hisset. Oturma pozisyonunda yere köklendiğini hisset. Kalçan ve bacakların dağın sağlam tabanı, vücudun bu taban üzerinde yükseliyor. Omuzların ve kolların dağın geniş yüzeyi. Başın ise dağın zirvesi. Bedeninde derinden gelen bir yükselme hisset. Kalçandan omurgan boyunca ilerliyor. Olduğun şey sarsılmaz bir dinginlik, yere eklenmiş sabit, güçlü, heybetli bir varlık. Bir dağ olarak otururken güneşin gökyüzünde hareket ettiğini bulutların, kuşların, rüzgarın gelip geçtiğini ancak dağın yani senin sabit kaldığını keşfet.

Dağ sabit durur. Geceler gündüzleri takip eder. Mevsimler geçer, hava koşulları değişir ama daha hareketsiz ve dingin kalır. Bazen şiddetli fırtınalar, kar ve yağmur veya aşırı sert rüzgarlar ziyaret eder dağı. Yüzeyinde neler yaşanırsa yaşansın, tüm bu hava koşullarından yüzeyinde yaşanan olaylardan etkilenmeden hareketsizce sakin ve dingin oturmaya devam eder. Yazın ve baharda yemyeşil bir örtü kaplayabilir dağı. Kışın beyaz bir kar örtüsü, sonbaharda ise sarı yapraklar. Ancak dağ tüm bunlara uyum sağlarken olduğu yerdedir. Sabittir. Kendisidir. Sert fırtınalar vursa da yaz sıcağı kavursa da kar her yeri dondursa da her şeye rağmen dağ sapasağlam hala oradadır ve öylece dimdik durmaktadır. Sen de meditasyonda otururken dağ gibi olmayı deneyimle. Bu dağın bilgeliğini kendi zihnine taşı. Aslında biz de kendi yaşamımızda değişen anlara şahit oluruz. Zihnimizde ve bedenimizde neşe ve yükselme anlarının yanı sıra şiddetli rüzgarlarla, soğuk ve yağmurla yıpranan karanlık ve acı dolu dönemler yaşarız. Kendi yaşamımızda saniyeler, saatler yıllar geçtikçe her şey değişirken, tüm bunların gerisinde aynı merkezde kalmayı, sarsılmaz dinginliği ve köklenmeyi hisset. Yaşamdaki sorunlar. Takıntılı düşünceler. Kaygılar, korkular tıpkı dağın üzerinden geçen bulutlar gibi gelirler ve geçerler. Sen ise tüm bu süreçte tıpkı bu heybetli dağ gibi sakin, kararlı, dingin ve heybetlisin. Bulutlar gelir geçer. Mevsimler gelip geçer. Ancak dağ hala oradadır. Belirsiz zamanlar, kaygılı anlar, üzüntülü anlar, karanlık ve acılar ya da tam tersi neşeli anlar. Her biri gelsin ve geçsin. Sen bir daha gibi güçlü ve istikrarlı durabilirsin? Bu bilgeliği, bu bilgeliğin zihninde ve bedeninde yarattığı duyguyu hisset ve deneyimle. Şimdi bulunduğun odaya yavaş yavaş geri dön. Bedensel duyumlarına odaklan. Derin Bir Nefes al. Nefesini fark et. Ve yavaş yavaş gözlerini aç.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir