Hayat Seni Zorladığında Bunu Yap
Sokrates, bilginin doğuştan geldiğine inanır ve bilgiyi doğrudan aktarmak yerine, sorduğu ustaca sorularla karşısındakine buldurmayı tercih ederdi. Ona göre bilgi zaten içimizdeydi ve bu harika sorularla o bilgiyi adeta içimizden doğurturdu. Bu yüzden, annesi de ebe olan Sokrates, kendine “Ben de zihinlerin ebesiyim.” derdi.
Hayat bizi zorladığında, bir problemle karşı karşıya kaldığımızda, kendi kendimize sorabileceğimiz bazı kilit sorularla kendimize yardımcı olabiliriz. Peki bu sorular neler olabilir? Gelin, birkaç tanesine göz atalım.
İlk sorumuz: Şu an yaşadığım durumda hangi güçlü yönlerim bana nasıl yardımcı olabilir? Sahip olduğum hangi yetenekleri nasıl kullanabilirim? Stres içindeyken genellikle kurban moduna girer ve kendimizi çaresiz, güçsüz görmeye meyilleniriz. Karşımızdaki problemi de “olduğundan daha büyük ve baş edilemez” olarak algılarız. Oysa çoğu zaman zannettiğimizden daha güçlü ve yetenekliyizdir. Bu sorular, gücümüzü ve yeteneklerimizi hatırlatarak motivasyonumuzu artırabilir.
İkinci sorumuz: Olası çözüm yolları neler? Neler mümkün? Stres anında işin olurundan çok olmazlara odaklanırız. Bu sırada bakış açımız daralır ve tünel vizyonu dediğimiz zihinsel bir duruma geçeriz. Bu durumda yalnızca soruna odaklanır ve başka bir şey göremeyiz. Çözüm gözümüzün önünde olsa bile daralan bakış açımız nedeniyle onu fark edemeyiz. Böyle bir durumda, “Mümkün olan nedir?” sorusunu kendimize sorup, bu soruya verdiğimiz yanıtları en mantıksızından en mantıklısına kadar bir kâğıda yazabiliriz. Bu yanıtları değerlendirdiğimizde belki de bize yardımcı olabilecek cevabı bulabiliriz. Bu soru, odağımızı çözümsüzlükten çözüme yönlendirmemize ve tünel vizyonundan çıkmamıza yardımcı olur.
Üçüncü sorumuz: Benzer bir sorunu bir arkadaşım yaşasaydı, ona ne derdim, ne önerirdim? Bu soru, saplandığımız sorun döngüsünden çıkıp bir adım geri çekilerek büyük resme bakmamıza yardımcı olur.
Dördüncü sorumuz: Başıma gelen bu durumu nasıl değerlendiriyorum, nasıl yorumluyorum? Bu yorumlama ne kadar gerçekçi? Bunun için somut kanıtlarım neler? Çoğu zaman, yaşadığımız sıkıntının asıl sebebi olayların kendisi değil, onlara yüklediğimiz anlamdır. Örneğin, iş yerinde bir hata yapıp uyarı aldığımızda, durumu “Bittim, mahvoldum, bir daha asla algım düzelmeyecek.” şeklinde yorumluyorsak, kendimizi büyük bir sıkıntının içinde bulmamız olasıdır. Bu düşüncelerimizi kâğıda döktüğümüzde, onların gerçekçiliğini sorgulayabiliriz. Yani, objektif bir bakış açısıyla, bu düşüncenin ne kadar doğru olduğunu değerlendirebiliriz. Hatasız insan olmaz; bir kez hata yapmış olmak komple beceriksiz olduğumuz anlamına gelmez.
Beşinci sorumuz: Böyle düşünmenin bana ya da sorunun çözümüne bir faydası var mı? Sıkıntılı zamanlarda genellikle ya kendimize acırız ya da kendimizi acımasızca yargılarız. Bu gibi durumlarda, bu düşüncenin çözüm açısından bir katkısı olup olmadığını sorgulamak önemlidir. Amacımız üzüm yemek; kendimizi dövmek değil.
Altıncı sorumuz: Bu durumda sevdiğim bir arkadaşım olsaydı, ona şefkatli ve destekleyici bir yaklaşımla neler söylerdim? Bu soru, öz şefkati hatırlatır ve kendimize karşı daha anlayışlı olmamızı sağlar. Bir arkadaşımıza gösterebildiğimiz desteği ve şefkati kendimize de gösterebiliriz.
Son sorumuz: Bu durum bana ne öğretti? Gelecekte bunun olmaması veya bundan daha az etkilenmek için ne gibi önlemler alabilirim? Bu soru, yaşadığımız zorluğun boşa gitmemesini sağlar. Her zorlayıcı deneyim, bizi olgunlaştırma ve geliştirme potansiyeline sahiptir. Eğer bu soruları kendimize sormayı alışkanlık haline getirirsek, psikolojik dayanıklılığımızı artırabiliriz.
Hayat yolculuğunda hepimiz zaman zaman zorlayıcı deneyimler yaşıyoruz ve yaşayacağız. Bu gibi durumlarda bir destek almak istersen, kanalımızda bununla ilgili çok sayıda video bulabilirsin. Eğer kanalda yeniysen, oynatma listeleri sekmesine giderek oradaki bölümleri incelemeni tavsiye ederim.