YARALI İÇSEL ÇOCUK PARÇANI NASIL İYİLEŞTİRİRSİN?
İçinde bir türlü sebebini bulamadığın hüzün, suçluluk, utanç, belki öfke ya da kaygı gibi duygularla baş etmeye çalışıyorsan; yaşamda, ilişkilerde hep aynı döngülerle karşılaşıyorsan ve yine içinde böyle tanımlayamadığın kocaman bir boşluk duygusuyla birlikteysen bu videoyu izlemelisin.
Çünkü bu videoda tam da bu sıkıntıların kökeninde yer alan çok önemli bir parçandan ve bu parçayla nasıl tanışıp onun yaralarını nasıl sarabileceğinden bahsedeceğim.
Belki de güçlü olmayı erkenden öğrendin ya da öğrenmek zorunda kaldın. Duygularını göstermemeyi, kimseye yük olmamayı, sessiz kalmayı ya da diğerlerini hep daha fazla öncelemeyi. Belki de yeterince sevilmedin.
İhmal edildin ya da sadece belirli koşulları yerine getirdiğinde görüldün, duyuldun, fark edildin ya da belki de bazılarımız sözel ya da fiziksel şiddete maruz kaldık. Görülmek, duyulmak, fark edilmek, onaylanmak, ihtiyaçlarının önemsenmesi bir çocuk için yaşamsal önemdedir.
Ve bu olmadığında ya da dengeli bir biçimde bu ihtiyaçlar karşılanmadığında çocuk çok büyük acılar çeker, kendini çok çaresiz, yalnız, güçsüz hisseder. Bunlar bir çocuk için yaşanması ve kabullenilmesi çok zor duygulardır, çok büyük duygulardır.
Bu yüzden o an o çocuk halinle bir karar verirsin ve bazen bir ömür o kararın sonuçlarını yaşarsın. Bu karar bazen şöyle olur: “Bu ben yani bu olduğum halim iyi değil.”
Böyle hissetmek iyi değil. Duygularımı, gerçek benliğimi saklamalıyım, bastırmalıyım. Sonra benliğinin bazı parçalarını saklarsın, bilinç dışının karanlıklarına atarsın ve onları o kadar uzun süre bastırırsın ki bir süre sonra varlıklarını dahi unutursun ve büyürsün.
Yıllar geçer. En azından fiziksel olarak artık bir yetişkinsindir. Ama bazen bazı olaylar seni çok tetikler, anlamlandıramadığın tepkiler verirsin. Hatta bazen kendini tanıyamazsın. Aslında orada o tepkiler senin bir zamanlar “kötü” olduğuna karar verip bastırdığın o yaralı parçandan gelir.
Yaralı çocuk parçandan… O seni tetikleyen olaylar, o çocuğu ve o çocuğun zamanında çektiği acıları, korkuları, belki terk edilmişliği sana hatırlattığı için o kadar büyük tepkiler verirsin. Yarana, yaralı parçana dokunmuştur çünkü o olay.
Yıllar içinde senin bir parçan büyüdü, fakat bir parçan ise o dönemde takılıp kaldı. Sen onu unutmaya çalıştın, bastırmaya çalıştın, yok saymaya çalıştın ama o yok olmadı.
O hâlâ orada ve senin birçok tepkini yönetiyor. Kendi bildiği yoldan, acıdan korunmaya çalışıyor. Ama çocuk olduğu için çoğu zaman eline yüzüne bulaştırıyor.
Bağlanmaktan ya da terk edilmekten korktuğun için ilişkilerden kaçtığında, yargılanmaktan korktuğun için diğerlerine “hayır” diyemediğinde, hep memnun etmeye çalıştığında, başarısızlıktan korktuğun için bir şeyleri ertelediğinde, güçsüzmüş gibi görünmekten korktuğun için kibirlendiğinde ya da zorbalaştığında, kusurlarının fark edilmesinden korktuğun için mükemmeliyetçiliğe sarıldığında veya kendi içine kapandığında… seni hep o yönetiyor.
O hâlâ orada ve aslında ne yapacağını bilmiyor. Desteğe, güvene ve şefkate ihtiyacı var. Yıllarca belki bunu hep dışarıda aradın. Bir başkası senin içindeki yaralı çocuk parçanın yaralarını sarsın istedin.
Ancak bunu sadece sen yapabilirsin. Bir başkası senin yerine bunu yapamaz. Bu anlamda her birimiz, yaşımız kaç olursa olsun, kendi yaralı içsel çocuk parçamızla tanışmak ve onun yaralarını sarmaktan sorumluyuz.
Çocuklukta yaşadığımız acıların suçlusu belki biz değiliz. Ama bir anlamda kendine ebeveynliği öğrenmek ve uygulamak bizim sorumluluğumuz.
Peki bunu nasıl yapacağım diyorsanız, birazdan birkaç ipucunu sizinle paylaşacağım.
Ancak dilerseniz bu yaraları sarmanın bilimsel yollarını birlikte de çalışabiliriz. Kendine Yardım Buluşmaları canlı yayınlarımızda her hafta Kendine Yardım Buluşmaları seviyesinden kanalımızın katıl üyeleriyle canlı yayınlar gerçekleştiriyoruz.
Çarşamba akşamları 20.00-22.00 arası toplanıyoruz canlı yayınlarda ve işte bu içsel yaralı çocukla çalışmak da dahil olmak üzere psikolojik dayanıklılığımızı güçlendirecek pek çok tekniği birlikte öğreniyoruz, birlikte uyguluyoruz ve birbirimize destek oluyoruz.
Eğer siz de bu yolculuğa katılmak isterseniz ve bizimle birlikte çalışmak isterseniz hemen kanalımıza abone olup ardından katıl butonuna basarak çıkan sayfada Kendine Yardım Buluşmaları seviyesini seçip bizlere dahil olabilirsiniz.
İçsel Çocukla Çalışma İçin İpuçları
Şimdi arkadaşlar, birinci adım her zamanki gibi öncelikle fark etmek.
Neden böyle diyorum? Çünkü çoğumuz içimizdeki bu çocuk parçayı bastırdık fazlasıyla. Yani onun orada olduğunu bile unuttuk ve onun ara sıra ortaya çıkmasına bile izin vermedik.
İçsel çocuğu fark etmek, öncelikle kendi tepkilerini fark etmekle başlar.
Mesela ne zamanlar tetikleniyorsun? Diyelim ki birisi sana “hayır” dediğinde… Peki, birisi sana hayır dediğinde acaba neden bu kadar öfkeleniyorsun? Ya da birinin onayını kaybettiğinde neden sanki bütün dünya başına yıkılmış gibi hissediyorsun?
Çünkü o anda sen değil, içindeki o ufaklık tepki veriyor.
O zaman öncelikle tetiklendiğin zamanları fark et ve bunları kaydet. Ardından kendine şu soruları sor:
- Tetiklendiğimde zihnimden hangi düşünceler geçiyor?
- Ve o anda bu zihnimden geçen düşünceler ya da içimden konuşan o ses aslında kimin sesi?
- Şu an içimde kim konuşuyor? Yetişkin ben mi? Sağlıklı, analitik bakan, yetişkin tarafım mı? Yoksa içsel çocuk parçam mı — altı yaşındaki ben mi?
İçimde bu konuşan ve bu tepkileri veren… Bu duyguları ilk ne zaman hissettim? Çocukluğumdaki olaylarla ne gibi bir bağlantısı olabilir?
Ayrıca içimizdeki o diğer parçaları fark etmek de önemli.
Yani içimizde bir içsel çocuk parçamız olduğu gibi, bir de ebeveyn parçamız ve sağlıklı yetişkin parçamız vardır.
Ebeveyn parçamız kimi zaman bizi yargılayan, eleştiren, aşağılayan, bizimle kötü konuşan parçamız; bize neleri yapıp neleri yapmamamız gerektiğini dikte eden parçamızken… Bu parçamız kimi zaman da şefkatli taraftan yaklaşır ve bizi destekler, korumaya çalışır.
Yetişkin parçamız ise olaylara daha analitik, daha sakin, daha mantıklı bakan, sağlıklı parçamızdır.
Her birimizin içinde bu parçalar vardır ve zaman zaman belirli olaylar karşısında bu parçalardan birini ya da birkaçını kullanırız.
O zaman içinizdeki bu parçalardan hangisinin ne zaman aktif olduğunu, hangi olayların hangi parçanızı tetiklediğini, tepki verdiğiniz zaman daha çok hangi parçanızdan tepki verdiğinizi gözlemleyin.
Bunun en iyi yollarından biri bir günlük tutmaktır.
Günlük olarak sizi etkileyen olayları ve bu olaylar sırasında zihninizden geçen düşünceleri, duygularınızı, belki bedensel belirtilerinizi ve ardından tepkilerinizi yazmaktır.
İkinci Adım: İçsel Yaralı Çocuk Parçamızla Buluşmak
Bunun için çok fazla acele etmeyin ve bu sırada hep kendi kendinizi gözlemleyin. İçinizdeki duyguları, içinizdeki tepkileri hep gözlemleyerek ilerleyin, sağlıklı bir şekilde ilerlemeye çalışın.
Öncelikle belki çocukluk halinizi hatırlamanız iyi gelebilir.
Bunun için çocukluk fotoğraflarınıza, varsa videolarınıza bakabilirsiniz. Ya da çocukluktan kalma hatıralarınıza; belki eski bir defter, belki çeşitli oyuncaklar… Bunları alın önünüze ve inceleyin.
Ve bunları incelerken — yani eski hatıraları, çocuklukla ilgili anılarınızı incelerken — içinizdeki tepkiye dikkat edin.
Bu sizde ne uyandırıyor? Şefkat mi? Hüzün mü? Özlem mi? Yoksa daha rahatsız edici bir şey mi? Ya da belki nötr mü? Hiçbir his, hiçbir şey uyandırmıyor mu?
Eğer his rahatsız edici ise, yani çocukluk halinizle halinizi gördüğünüz ya da o anıları incelediğiniz zaman içinizde bir rahatsızlık hissi oluştuysa acele etmeyin, kendinize biraz zaman verin.
Bu sırada kendini sakinleştirme ve sinir sistemini düzenleme ile ilgili, bedenin kendine güvende hissetmesine yardımcı olabilecek bir takım teknikleri uygulayabilirsiniz ki bunlar kanalımda var. Biraz incelerseniz o videolara ulaşabilirsiniz.
Eğer çocukluk anılarınızla temas ettiğinizde tepkiler, içsel tepkileriniz çok yüksekse ve sizi zorluyorsa bu durumda bir terapistle ilerlemek daha güvenli bir yoldur.
Üçüncü Adım: Yaralı İçsel Çocuğunla Tanışmak
Ve gelelim üçüncü adımımıza.
Üçüncü adımımızla yaralı içsel çocuğumuzla tanışacağız, onunla buluşacağız ve ona ihtiyaç duyduğu şefkat ve desteği vereceğiz.
Bu bir kerelik bir şey değil. Bu düzenli bir şekilde, belirli bir süre yapacağınız bir şey olacak.
Peki bunu nasıl yapabilirsiniz?
Bunun için hayalinizde — yani zihinde canlandırma yoluyla — yetişkin versiyonunuzu ve çocuk versiyonunuzu yan yana görmeye çalışın.
Bir ortamda, güvenli bir ortamda bu iki parçanızın, yani sağlıklı yetişkin parçanız ve çocuk versiyonunuzun bir araya geldiğini hayal etmeye çalışın.
Tüm detaylarıyla bunu hayal edin ve o anı yaşayın zihninizde. Bu iki versiyon bir araya gelsin. Yetişkin haliniz, çocuk halinizin yanına otursun.
Onun gözlerinin içine baksın sevgiyle, şefkatle. Onunla sohbet etmeye başlasın. Hatta ona sarılsın, onu sevsin.
Hatta ona sorsun: “Neye ihtiyacın var, ne yapalım istersin?”
Ve onu dinlesin bakalım ne diyecek yaralı içsel çocuk parçam. Ve yaralı içsel çocuk parçamın ihtiyaçları her ne ise, sağlıklı yetişkin parçam o ihtiyaçları karşılasın.
Belki elinden tutup onu bir oyuncak dükkanına götürecek. Belki ona sımsıkı sarılacak. Belki bir çocuk parkına götürecek.
Düşünün, çocukluğunuzda duymaya ihtiyaç duyup da duyamadıklarınızı, görmeye ihtiyaç duyup da göremediklerinizi şu an yanınızda bulunan o yaralı içsel çocuk parçanıza sunun.
Şefkatle sunun.
Dilerseniz bununla ilgili yönlendirmeli bir meditasyon çalışmam var kanalımda. Yaralı içsel çocuk parçamızla buluşmakla ilgili. Bu meditasyonun linkini aşağıda, yorumlarda en başa sabitlediğim yoruma ekleyeceğim.
Bu videodan sonra oradan devam edebilirsiniz.
Tabii bunu tam anlamıyla yapabilmek için öz şefkat becerilerinizi de geliştirmiş olmanız gerekiyor.
Yani içinizdeki şefkatli ebeveyn parçanız ve sağlıklı yetişkin parçanızla ilgili de bir takım çalışmalar yapmış olmanız daha iyi olacaktır.
Şefkat konusunda eğer sıkıntı yaşıyorsanız, bir şeylere şefkat duymak, bir şeylere şefkat göstermekle ilgili bunu gözlemleyin ve bunu geliştirmek için çabalayın.
Yine kanalımda bu konuyla ilgili videolar bulabilirsiniz ya da bizim Kendine Yardım Buluşmalarımıza gelebilirsiniz.
Bakın, içinizdeki yaralı çocuk parçanızla buluşmaya, onu daha yakından tanımaya ve onun ihtiyaçlarını yavaş yavaş karşılamaya başladığınızda…
Yürüyüşünüz dahi değişecek, özgüveniniz yükselecek, içsel huzurunuz yavaş yavaş artmaya başlayacak ve ihtiyaçları karşılanan o çocuk parçamız artık her küçük olayda tetiklenip aşırı tepkiler vermeyecek.
Bunca zaman onu yok saydın, ondan kaçtın.
Ama iyileşmenin anahtarı en çok kaçtığın o yerde.