YANLIŞ BİLİYORSUN! – PSİKOLOJİK SIKINTILARLA İLGİLİ MİTLER

İnsan olmanın, olmaya çalışmanın dayanılmaz ağırlığı içerisinde her birimiz zaman zaman ruhsal psikolojik problemler yaşayabiliyoruz. Bu son derece doğal. Gelin görün ki herhangi bir ruhsal sorun yaşamamış ya da yaşamadığını zanneden birtakım kişiler başta olmak üzere toplumda ruhsal sıkıntılarla, psikolojik problemlerle ilgili çok yaygın yanlış inançlar var. Bazı mitler var ve bu mitler öyle ki gereksiz yere insanların damgalanmasından tutun da insanların psikolojik sıkıntı yaşadığı için kendi kendilerini yargılamalarına kadar pek çok probleme yol açıyor. Bu yanlış inançlar yüzünden hem kendimizi hem de diğer insanları gereksiz yere sıkıntıya sokuyor olabiliriz. Peki acaba bu yaygın yanlış inançlar neler? Gelin bir bakalım. Belki bazıları sizde de vardır. Bazen fizyolojik bir sıkıntınız, örneğin ağrılarınız ya da mide, cilt problemleri gibi sıkıntılarınız için doktora gidersiniz. Gerekli incelemeler yapılır ve ardından doktorunuz size bunun psikolojik olduğunu söyler. Bunu duyunca çoğu kişi sinirlenir. Ne yani ben mi uyduruyorum, ağrıyor işte, der ya da bunu duyan diğerleri duyduklarında haaaa bir şeysi yokmuş yani psikolojikmiş derler. Evet bir şeysi var aslında, fizyolojisi de etkileme boyutuna gelmiş bir ruhsal sıkıntısı var ve bununla ilgili yardım almalı ya da bir şeyler yapmalı. Sorunun kökeninin psikolojik olduğunu söylemek o sorunun gerçek olmadığı anlamına gelmez. Evet, gerçekten de ağrınız vardır. Evet, gerçekten de mideniz berbat durumdadır. Evet, gerçekten de mesela cildinizde bazı lezyonlar olabilir ve bunlar psikolojik kaynaklı olabilir. Psikolojik kaynaklı değil ki bunlar, kişiler kör, sağır ya da felçli duruma dahi gelebiliyorlar. Altta yatan herhangi bir organik sorun olmaması bunun gerçek olmadığı, kişinin bunu uydurduğu ya da bilerek isteyerek bu şekilde davrandığı anlamına gelmez.

Her videomda da söylediğim gibi beden ve zihin bir bütündür ve birinde olan diğerini de etkiler. Dolayısıyla sizin aslında düşünce biçiminiz, hayata bakışınız, inançlarınız bunun her biri düşündüğünüzden çok çok daha fazla, bedeniniz üzerinde fizyolojiniz üzerinde etkilidir. En basitinden strese yatkın bir kişilik, yani kronik olarak sürekli stres yaşayan bir kişilik de çoğunlukla kortizol hormonu salgılanıyor değil mi stres anında ve bu kortizol hormonu bağışıklığı baskılayan bir hormon. Dolayısıyla bağışıklığın bu kadar baskılanması bir sürü soru sorun yaratıyor. Bağışıklık sisteminiz bozulmaya başlıyor ve bağışıklık sisteminiz bozulduğunda zaten her türlü hastalığa da açık hale geliyorsunuz. Size çok ilgisiz, alakasızmış gibi gözüken pek çok rahatsızlığın kökeninde aslında stres ve sizin bakış açınız, düşünme biçiminiz geçmiş tecrübelerinizi yatıyor. Ve eğer sorun buysa ne yazık ki böyle sadece bir hap alıp yutarak bunu geçiremeyebilirsiniz. Bununla ilgili hali hazırda sizi sıkıntıya sokan algılama biçimlerinizi fark etmek, bunları değiştirmeye çalışmak ve belki de bununla ilgili bir psikoterapi yardımı almak gerekebiliyor. Efendim iman zayıflığı ile psikolojik sıkıntıların bir ilgisi yoktur. Bazen bizim kanalımızda da yorumlar yazanlar oluyor. İşte imanın zayıf ondan oluyor, imanı zayıf olanın psikolojisi bozulur gibi. İşte bu yorumları yazan arkadaşlara önerim şu; boşu boşuna hem kendinizi hem de diğerlerini yargılamayın. Çünkü kimin ne kadarı imanlı olduğunu yalnız Allah bilir. Gerçekten de imanlı olmak, bazı dini ritüelleri yerine getirmek, bazı ibadetlerle bulunmak kişiliği psikolojik olarak destekleyebilir, güçlendirebilir, iyi gelebilir.

Ancak bu her zaman herkeste, her koşulda tek başına yeterlidir diyemeyiz. Birkaç ibadeti gerçekleştirip kendinizi gerçekten de zihnen arınmış, dinginleşmiş daha iyi hissediyor olabilirsiniz. Ne güzel ne mutlu. Demek ki sizin ihtiyacınız olan şey buymuş. Ancak psikolojik sıkıntıların kişiden kişiye göre değişen çok farklı dinamikleri vardır. Sizin için geçerli olan bir şey bir diğeri için geçerli olmayabilir. Kişi son derece imanlı olmasına rağmen yine de ruhsal sıkıntılar yaşayabilir. Bu durumda bu tarz söylemlerde bulunmak, yani imanın zayıf ondan oluyor demek o kişiye kendini daha iyi hissettirmez. Aksine bir de bu yüzden kendini yargılamasına yol açar ki bu durumda bunu söyleyerek aslında hiç de yardımcı olmuyorsunuz. Sorun şu ki insanlar kendi öznel deneyimlerini mutlak gerçeklikmiş ve her yerde her zaman herkes için geçerliymiş gibi düşünüyorlar. Bazen aynı şeyleri ilaçlar için de yapabiliyor kişiler. Örneğin şu ilacı kullandım, çok iyi geldi diye yazanlar var. Ancak size iyi gelen bir ilaç diğerini kötü etkileyebilir. Bu yüzden lütfen yapmayınız. Psikolojik sıkıntılar zayıflıktır. Psikolojik sıkıntı yaşayan insanlar zayıf insanlardır. Hayır efendim değillerdir. Aksine bence bu kişileri yargılamak daha büyük bir zayıflıktır. Depresyon, kaygı bozukluğu, OKB gibi pek çok psikolojik problemin altında yatan psikolojinin yanı sıra genetik, biyolojik, sosyal, çevresel pek çok faktör vardır. Bu faktörlerin karşılıklı bir etkileşimi söz konusudur. Ayrıca bu gibi durumlarda yardım istemek ve yardım almaya çalışmak zayıflık değil, aksine gücün ve dayanıklılığın bir göstergesidir.

Grip olan ya da bacağını kıran birisini zayıflıkla suçluyor musunuz? E o zaman depresyon ya da panik atak yaşayan birisini de zayıflıkla suçlayamayız. Ama nedir mesela bağışıklık sisteminizi güçlü tuttuğunuzda gribe yakalanma ihtimalinizi bir miktar düşürebiliyorsunuz. E o zaman psikolojik olarak da bağışıklığımızı güçlü tuttuğumuzda, yani kendi zihnimizi yakından tanıdığımızda, kendi zihnimiz ile ilgili çalıştığımızda birtakım teknikleri egzersizleri uyguladığımızda psikolojik olarak evet daha dayanıklı olabiliriz. Eğer psikolojik dayanıklılık için neler yapabilirim bunu merak ediyorsanız, stresle baş etme oynatma listesindeki videolarımız ve kanaldaki pek çok video sizlere yardımcı olacaktır. Yeterince çabalarsan kendi kendine psikolojik sıkıntılarını yenersin. Şimdi bu yanlış mı, şöyle; bazı kişilerde, bazı durumlarda gerçekten de kişi ne bileyim çeşitli kitapları okuyarak, çeşitli teknikleri uygulayarak, çeşitli videoları izleyerek kendi kendine yardımcı olabilir. Hatta bununla ilgili de kendine yardım kitapları, videoları var. Bizim kanalımızda da çok sayıda teknik var ve bazı durumlarda bazı kişiler için gerçekten de bu işe yarayabilir ve kişilerin bu ruhsal sıkıntılarla baş etmelerinde yardımcı olabilir. Ancak bazı durumlar vardır ki bir uzmandan destek almak şarttır. Kişinin içinde bulunduğu durum profesyonel bir yardım gerektiriyordur ve bu, bu kişinin yeterince çabalamadığı anlamına gelmez. Psikolojik sağlık en az bedensel sağlık kadar önemlidir. Ne yazık ki ruhsal sağlıkla ilgili uzmanlar bedensel sağlıkla ilgili uzmanlar kadar itibar görmeyebiliyor bazı kesimlerce. Aslında bunun altında yatan temel sebep psikolojik ya da psikiyatrik sıkıntıların uydurmaymış, gerçek değilmiş gibi gözükmesi.

Oysa bu da ayrı bir uzmanlık alanı. Bu işinde bir bilimi var ve bu konuda okumuş, eğitim almış kişiler sizin kendi kendinizi yapacağınızdan biraz daha fazlasını yapabilirler. Efendim bir diğer yanlış inanç, psikolojik sıkıntıları olan insanlar tehlikelidir. Şiddete meyillidir, aslında pek de öyle gözükmüyor. Yapılan araştırmalara göre psikiyatrik tanı sahibi kişilerin şiddet eğilimleri diğer insanlardan çok da farklı değil. Ayrıca araştırmalar psikolojik sıkıntı yaşayan kişilerin şiddetin faili olmaktan çok aslında kurbanı olduklarını gösteriyor. 2009 yılında yapılan ve 20 bin kişiyi kapsayan bir analist çalışmasında bipolar bozukluk, şizofreni ve şiddet arasındaki ilişkiye bakıldı ve araştırmanın sonucunda çok da anlamlı bir ilişki bulunamadığı bu psikiyatrik tanrılarla şiddet arasında. Ancak bu çalışmanın sonucunda şiddetle alkol ya da madde bağımlılığı arasında çok ciddi bir ilişki bulundu. Bu konuda en çok başvurulan araştırmalardan bir tanesinde ise psikiyatri servisinde yatan ve taburcu olmuş bin kişi incelendi. Bu bin kişi taburcu olduktan sonra bir yıl süresince haftada bir kontrol edildi ve bu kontrollerin sonucunda görüldü ki bu kişilerin şiddete eğilimiyle ya da şiddet olaylarına karışmasıyla diğer insanlar arasında çok da bir fark yok. Bu konuyla ilgili araştırma linklerini açıklama kısmına ekleyeceğim, ilgilenenler oradan bu araştırmaların isimlerini ve linklerini görebilirler. Kişisel gelişim ve psikoloji ile ilgili her hafta iki tane yepyeni video paylaştığımız kanalımıza hala abone olmadıysanız lütfen şimdi abone olun. Böylelikle yeni yüklenecek videolarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir