SATIN ALMADAN ÖNCE KENDİNE SORMAN GEREKEN 2 SORU
Şu anda içinde bulunduğumuz sistem, yaşadığımız dünya bizi sürekli bir şeyler satın alarak mutlu olabileceğimizi pompalıyor. Eğer mutsuz musun? Şu telefonu al, mutlu olacaksın, sevgilim mi yok? Bak şu arabaya binersen sevgilin olur. Aslında tabii bu mesajları bu kadar net bir şekilde vermiyor. Ama sen izlediğin dizilerde, seyrettiğim programlarda, dinlediğim haberlerde bu insanların bu yaşamları gördüğü zaman bilinçaltında böyle bir izlenim oluşur ki zaten sistem de bunun üzerine kurulu. Yani bizler bir şekilde mutlu olmak için tüketeceğiz bunları satın alacağız. Satın almak için daha çok çalışmak zorunda kalacağız ve bu çark bu şekilde dönecek. Tabii tüm bunların içerisinde aslında satın aldıkça, aldıkça, aldıkça bu kadar çok satın alabiliyor olmamıza rağmen hala mutlu olmadığımızı görüyoruz. Demek ki aslında mevzu bu değil. Yani mevzu bir şeylere sahip olmak değil belki de aslında tam tersi. Peki bir şeyleri satın almak? Evet, bize empoze ediliyor. Bundan nasıl kendimi koruyabilirim? Bir kere farkındalığı arttırmak gerekiyor. Yani sen herhangi bir dizi izlediğinde oradaki karakterle kendini özdeşleştiriyorsun en basitinden ve oradaki karakterin tercih ettiği saç modeli, tercih ettiği kıyafetler, arabası, yaşam tarzı konuşmaları bir süre sonra seni etkilemeye başlıyor ve sen herhangi bir markete girdiğinde ya da herhangi bir dükkana girdiğinde farkında olmadan senin seçimlerini belirliyor. Bunu fark etmek önemli ve seçimlerini buna göre yapmak çok çok önemli kaliteli bir yaşam sürebilmek için. Herhangi bir şey satın almadan önce asla ben kendime birkaç tane soru soruyorum.
Yani olabildiğince bunlardan korunmaya çalışmak için birinci soru. Bu gerçekten bir ihtiyaç mı yoksa bir istek mi? İkisi farklı şeyler biliyorsunuz. İstekler sınırsızdır, her şeyi isteyebilirim, sınırsızdır ve geçicidir. Yani bugün istediğim bir şeyi yarın istemeyebilirim. İhtiyaçlar ise sınırlıdır ve ihtiyaç karşılandığın da biter. Örneğin bir araç araba belki bir ihtiyaçtır. Bir yerden bir yere ulaşmak için. Bütçeme uygun, yaşam tarzıma uygun bir araba almak evet, bir ihtiyaç. Sorusunun cevabı olabilir. Fakat benim bu arabam varken bunun üzerine gidip işte şu özellikleri olsun, şu modeli olsun. Bir de şu olsun ya da ikinci bir arabam da olsun dediğimde bu ihtiyaç değil aslında. İstek kısmına giriyor. Dolayısıyla daha ziyade istekleri değil de ihtiyaçları karşılayacak şekilde bir alışveriş yapmaya özen gösteriyorum. Bunun yanı sıra ikinci bir sorun var ki beni en çok bir şeyleri satın almaktan alıkoyan sorun bu. Şimdi bizler bir şeyi satın aldığımız zaman aslında onun karşılığında para verdiğimizi düşünüyoruz. Ama verdiğimiz şey asla sadece para değil. Biz o parayı kazanmak için zamanımızı veriyoruz. Emeğimizi veriyoruz. Belki o parayı kazanmak için sinirlerimizden oluyoruz. Ruhsal sağlığımız bozuluyor, bedensel sağlığımız bozuluyor. Dolayısıyla aslında sen o şeyin bedelini o satın aldığı şey her neyse o şeyin bedelini çok ağır ödüyorsun.
O yüzden işte bunu bana hatırlatsın diye hep bir şeyi gördüm ve onu satın almaya doğru yönlendirdi. Sorduğum soru şu bunu satın alabilmek için kaç saat çalışmak zorundasın? Eğer maaşlı çalışıyorsan mesela bir böl bakalım saate. Saatliğin kaç para? Ve o şeyi satın almak için kaç saat çalışacaksın? Kaç saat emek harcayacaksın kaç saat alın teri dökeceksin? Bunu düşündüğün zaman da yine gerekli gereksiz her şeyi almaktan. Çoğu kişi en azından benim gibi düşünüyorsa geri duracaktır diye düşünüyorum.