ÖZ FARKINDALIĞININ DÜŞÜK OLDUĞUNU GÖSTEREN 5 İŞARET

İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, sen kendin bilmez isen ya nice okumaktır. Bundan yüzyıllar önce Yunus Emre ne kadar güzel söylemiş. Sürekli belirsizliklerle dolu bir dünyada yaşamın koşuşturmasında aklımızda binlerce soruyla sırtımızdaki sorumlulukları yerine getirmeye çalışırken, hayatımızı kazanmaya, yaşamaya çalışırken ne yazık ki çoğu zaman kendimizi unutuyoruz. Öz farkındalık kişinin kendini ne kadar tanıdığı ile ilgili bir beceri. Peki acaba sen kendini ne kadar tanıyorsun? Öz farkındalığın ne durumda? Öz farkındalığının yüksek mi yoksa düşük mü olduğuna karar vermeni kolaylaştıracak 5 işaret! Bu videoda. Efendim, çağımızın en önemli becerilerinden biri olan duygusal zekanın yine en önemli bileşeni öz farkındalık, mutlu ve verimli bir yaşam için olmazsa olmaz. Öz farkındalık neden bu kadar önemli? Çünkü kendini bilen kendini yönetir, stresini yönetir, öfkesini yönetir. Duygularını, düşüncelerini, davranışlarını, seçimlerini yönetir. Doğru tercihler yapar. Kendi sınırlarını, kendi kapasitesini bilir ve bunu uygun şekilde hayatını yönlendirir. Kendini bilmeyenler ise çevresel faktörlerin de etkisiyle hayatın içerisinde bir oraya bir buraya savrulup durur. Yahu kaç yaşına gelmişim, kaç yıl okul okumuşum, kaç yıl hayat tecrübem var, tabii ki kendimi biliyorum. Diyecek olanlar. Efendim çoğu insan ne yazık ki ben gerçekten kimim? Ben ne istiyorum? Beni ne mutlu eder? Benim yaşam amacım ne? Ben bu dünyaya ne için gönderilmişim gibi çok temel sorulara tam anlamıyla cevap veremiyor. Ve yine çoğumuz bazı kişisel özelliklerin kendimizde olduğunu ya da olmadığını zannediyoruz. Öyle ya, bir gerçekten olduklarımız var, bir de zannettiklerimiz. Peki acaba sizde durum ne? 1950’li yıllarda Amerikalı psikologlar Joseph Luft ve Harry Ingham tarafından geliştirilen Johari Pencereleri ya da Kendini Tanıma Pencereleri modeline göre her birimizin sahip olduğu 4 tane alanımız var ve bu alanın içerisinde çeşitli özelliklerimiz var kendimizle ilgili farkında olduğumuz ve olmadığımız. Efendim bu alanlardan birincisi açık alanımız açık alanımızda sahip olduğumuz özelliklerin her birinin hem bizler farkındayızdır hem de çevremizdeki diğer insanlar farkındadır. Diyelim ki Özlem cömert bir insan. Özlem bunun farkında, bu özelliğini biliyor. Özlem’in arkadaşları da onun bu özelliğini biliyorsa o zaman bu durumda cömertlik Özlem’in açık alanındaki bir özellik. İkinci alanımız gizli alanımız. Kendimizle ilgili farkında olduğumuz ancak diğer insanlara göstermeyi tercih etmediğimiz özelliklerimiz gizli alanımızdaki özelliklerdir. Bu alandaki özelliklerimizin farkındayız. Yani biliyoruz bu alandaki özelliklerimizi ancak tercih etmiyoruz. Çevremizdekilere göstermeye. Diyelim ki Özlem aslında çok kırılgan bir insan. Çok hassas bir insan. Ancak çevresindeki insanların bunu zayıflık olarak nitelendirmesinden korktuğu için ya da istemediği için böyle bir şeyi kırılganlığını saklıyor. Kırılganlığının farkında biliyor, ancak saklıyor. Bu durumda bu özellik ise gizli alanımızda bulunan bir özelliğimiz. Üçüncü alanımız bilinmeyen alan. Bu alan tam bir muamma. Bu alandaki özelliklerimizi ne biz farkındayız ne de başkaları farkında. Tamamen karanlık bir alan. Bu alanın içerisinde henüz fark etmediğimiz çeşitli zaaflarımız, belki kötü yönlerimiz, belki iyi yönlerimiz henüz farkına varmadığımız potansiyel. Mesela yeteneklerimiz henüz ortaya çıkmamış, keşfedilmemiş bazı özelliklerimiz, bilinmeyen alandadır. Bu alandaki özellikler çoğunlukla örneğin terapi ortamlarında ya da kriz ortamlarında birdenbire ortaya çıkıp edebilir. Yine çok önemli ve çok tehlikeli bir alanımız daha var ki o da kör alanımız kör alanımızdaki özelliklerimizi bizler farkında değiliz.

Yani kendimizle ilgili bu özellikleri bilmiyoruz henüz ancak. İşte tehlikeli olan kısım burası. Diğerleri yani diğer insanlar bu kör alandaki özelliklerimizin farkındalar. Diyelim ki gün içerisindeki iletişiminizde arkadaşlarınız olan konuşmanızda çoğu zaman yargılayıcı konuşuyorsunuz. Fakat bunun farkında değilsiniz. Siz kendinizi çok pozitif ve çok empatik, çok hassas bir insan olarak görüyorsunuz. Ancak diğer insanlar sizi yargılayıcı olarak değerlendiriyorlar. İşte bu sizin kör alanınızdaki bir özelliktir ve birisi gelip de size bu özelliğinizi söyleyince kadar bunun farkında olmayabilirsiniz. Kör olanlar tehlikeli alanlar. Çünkü bu özelliklerin bizler farkında değiliz. Ancak başkaları farkında dedik. O zaman kör alanlarımızı aydınlatabilmek için aslında bize verilecek en güzel hediye diğerlerinin bizimle ilgili yorumlarını dinlemektir. Yani geri bildirim almaktır. Eğer diğer insanların sizinle ilgili fikirlerine açıksanız bu durumda kör alanlarınızı daha da daraltabilmek için bir şans elde etmiş oluyorsunuz. İşte bireysel farkındalığı yükselttikçe bilinmeyen alanlarımız ve kör alanlarımızda daralmaya başlar. Peki acaba öz farkındalığımızın düşük olduğunu gösteren bazı işaretler neler? Gelin 5 tanesine bakalım. Öz farkındalığı düşük insanlar sıklıkla yaşadıkları olayların sorumluluğunu dışsal faktörlere, kadere ve şansa yükleme eğilimindedir. Herhangi bir başarısızlık yaşadıklarında bunun sebebi çoğunlukla kendileri değildir. Yani kendi kapasiteleri ya da kendi çabaları çaba eksiklikleri değildir. Çoğunlukla efendim başkalarına torpil yapılmıştır. Hoca onlara takmıştır. Saha çamurludur. Hakem onlara golü vermemiştir. Gibi gibi gibi sürekli kendi yaşadıkları olaylarla ilgili sorumluluğu dışsal faktörlere yüklerler. Tabii ki bunun en temel sebebi aslında kendi kapasitelerinin çok da farkında olmayışlarıdır.

Gerçekçi bir şekilde kendi performanslarını, kendi kişisel özelliklerini, kendi güçlü ve zayıf yönlerini, yeteneklerini değerlendiremezler. Bu yüzden de başlarına gelen olayların hep kader sonucu oluştuğunu ve kendilerini de kader kurbanı olarak görme eğilimindedirler. Aynı şekilde bireysel farkındalığı ya da öz farkındalığı düşük insanlar kendi davranışlarının, kendi tercihlerinin sonucunu çok net kestiremezler. Bu yüzden de başlarına gelen olaylardaki kendi sorumluluklarını, kendi paylarını gerçekçi bir şekilde değerlendiremezler. Şöyle düşünün 2 insan var. Bu insanların eğitim seviyeleri, kapasiteleri, işe koydukları çaba üç aşağı beş yukarı aynı. Ancak bunlardan bir tanesinin öz farkındalığı biraz daha yüksek, kendini daha gerçekçi bir şekilde değerlendiriyor. Yaşadığı olayların sorumluluğunu üstüne alıyor ve genellikle insanlarla pozitif bir iletişim kuruyor. Diğeri ise tam tersine kendinden çok da haberdar değil ve diğer insanlarla kurduğu iletişimde ilişkiyi yönetemiyor stresiyle tam anlamıyla baş edemiyor. Bu durumda herhangi bir terfi imkanı olduğunda çok yüksek ihtimalle eğer adaletli bir durum söz konusu ise adaletli bir ortam söz konusuysa farkındalığı daha yüksek olan, daha pozitif iletişim kurabilen ve duygularını yönetebilen kişi terfi alacaktır. Diğeri ise eğer farkındalığı düşük bir kişi ise ki bizim örneğimizde böyle. Bu durumda bunun aslında kendi düşük farkındalığın dan değil de diğer kişinin mesela torpilli olmasından, şanslı olmasından ya da bir katakulli çevirerek bu yere geldiğinden şüphe denecektir. Ve yaşadığı bu durumu kader sizlere şansızlığı. Hayattaki haksızlıklara atfedecektir ve büyük bir çoğunlukla bireysel farkındalığını yüksek etmediği sürece sürekli şikayet ederek hayatını geçirecektir. Aslında bu anlamda öz farkındalığın düşük olması hayatı sanki at gözlükleriyle yaşamaya benzer.

Hep bir açıdan bakarsınız ve diğer açıları göremezsiniz. İşte bakış açınızı genişletebilmek için kendinizle ilgili bakış açınızı da daha gerçekçi bir hale getirebilmek için yapabileceğimiz en önemli şey aslında yine geri bildirimlere açık olmak ve kendi kendimizi gözlemlemek, buna çaba harcamak. Peki bunu nasıl yapacağım diyorsanız hiç merak etmeyin. Kanalımız da bununla ilgili de çok sayıda video var. Bu videonun sonunda nereden ulaşacağınızı söyleyeceğim. Efendim öz farkındalığı düşük insanlar, kendilerinden farklı düşünen insanlara farklı bakış açılarına karşı tahammülsüzlerdir. Sizden çok farklı bir dünya görüşüne sahip, çok farklı bir bakış açısına, mesela farklı bir siyasal görüşe sahip insanı, sakince öfkelenmeden ve sözünü kesmeden dinleyebiliyor musunuz? Büyük bir olasılıkla radikal bir görüşü savunuyorsunuz eğer bunu yapamıyorsunuz ya da en azından diğerlerine oranla daha az yapıyorsunuz. Current Biology dergisinde 2018 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre radikal bir şekilde bir görüşü savunan insanların üst bilişsel yetenekleri diğerlerine oranla daha düşük. Farklı bakış açılarını dinleyebilmek, onları anlamaya çalışmak aslında kendimizi de daha iyi anlamamıza yol açar. Kendi inançlarımızı da kendi düşüncelerimizi de daha iyi bir şekilde sorgulayabilir ve anlayabiliriz. Düşük öz farkındalığa sahip bireyler, kendi performansını, kendi davranışlarını ve bu davranışların sonuçlarını gerçekçi bir şekilde değerlendiremezler. Mesela herhangi bir olay karşısında verdiği tepkilerden çoğunlukla habersizdir. Örneğin çok sık söz kesen biri olduğu halde kendisini çok iyi bir dinleyici olarak görebilir. Düşük öz farkındalığa sahip kişiler, kendi duygularının, düşüncelerinin, tepkilerinin, davranışlarının altında yatan nedenleri anlayamazlar. Açıklayamazlar çoğunlukla “Beni ne mutlu eder?” “Beni ne üzer?” “Ben o gün orada neden öyle davrandım” ya da “neden öyle hissettim gibi” soruların cevapları onlar için çok net değildir, anlayamazlar kendi davranışlarını. Şöyle düşünün arkadaşınız Ayşe terfi aldı ve Ayşe’yi tebrik ediyorsunuz. Ayşe’yi tebrik ederken içinizde bir sıkıntı hissettiniz. İşte farkındalığı yüksek insan, yani öz farkındalığı yüksek insan. Hemen bunu fark eder. O sırada yaşadığı duygu ne? Bunu doğru olarak adlandırır ve ardından da bu duygunun nedenini, altında yatan temel dinamikleri analiz etmeye çalışır. Ayşe’yi tebrik ederken içimde bir rahatsızlık hissettim. Acaba neden böyle hissettim? İçimde hissettiğim bu rahatsızlık hangi duyguyla ilişkiliydi acaba? Ben Ayşe’yi kıskandım mı, yoksa Ayşe’ye imrendim mi, yoksa Ayşe’ye karşı fesatlık duyguları içerisine mi girdim? Ne hissettim? Hissettiğim şey tam olarak neydi? Öncelikle bir kere bunu doğru şekilde analiz edebilir. Diyelim ki duygusunun adını doğru olarak buldu. Evet ben Ayşe’ye imrendim. O yüzden kendimi kötü hissettim. Ardından bu duygunun altında yatan nedenleri, dinamikleri anlamaya çalışır. Peki ben neden Ayşe imrendim. Acaba şu anda bulunduğum pozisyondan memnun değil miyim? Şu andaki hayatımın gidişinden memnun değil miyim? Ayşe’nin hangi özelliklerini imreniyorum ve kendi hayatımı da ona imrenmeyecek şekle getirebilmek için neler yapabilirim, ne şekilde düzenleyebilir? Gibi soruların cevaplarını düşünür ve bunlarla ilgili aksiyon alır. Farkındalığı düşük insan ise çoğu zaman bu rahatsızlığın farkında bile değildir. Geçiştirir, rahatsızlık hissetse bile ya bunu bastırır ya da yok sayar. Efendim, düşük öz farkındalık sahibi insanlar hayatta yaşam da kendilerine gerçekçi ve net, belirgin, somut hedefler koyamazlar çoğunlukla hayatın içerisinde savrulup dururlar.

Ne istediklerini tam olarak bilemezler. Düşük öz farkındalık sahibi insanlar. Neden? Çünkü kendimize somut, gerçekçi, gerçekten uğrunda çalışabileceğimiz? Hedefler koyabilmemiz için kendimizi daha yakından tanıyor olmamız lazım. Bir kere ben ne istiyorum, beni ne mutlu eder gerçekten bunları bilmem lazım. Kendi değerlerimi bilmem lazım. Zaten değerlerimi biliyor olsam öz farkındalığımı yükseltme yolunda iyi bir adım atmış olurum. İkinci olarak gerçekçi hedefler koyabilmek için kendi kapasitemizi, kendi sınırlarımı doğru şekilde değerlendirebiliyor olmam lazım. İşte bunlar ne yazık ki öz farkındalığı düşük insanlarda olmadığı ya da yeterli seviyede olmadığı için kendilerine gerçekçi, net hedefler koymakta zorlanabilirler. Öz farkındalığınızın düşük olduğunu ya da yüksek olduğunu anlamanıza yardımcı olacak işaretlerden 5 tanesini konuştuk sizlerle beraber. Eğer öz farkındalığınızın düşük olduğunu ya da yeterli seviyede olmadığını düşünüyorsanız hiç merak etmeyin. Bu kanalda biliyorsunuz çözüm önerilerimiz de var. Kanalımızdaki “Kendimi Geliştirme Dersleri” başlıklı oynatma listemdeki her bir videoda kendinizi, kendi yeteneklerinizi, kendi duygu, düşünce ve davranışlarınızın altında yatan temel dinamikleri görmenize yardımcı olacak çok sayıda çalışmayı ve egzersizi bulabilirsiniz. Ayrıca bu kanal aslında sana seni anlatan sayısız içerikle dolu kanaldaki içerikleri bir incelemeni öneririm eğer ilk kez geliyorsan. Duygu, düşünce ve davranışlarını analiz edebilmen ve geliştirebilmenle ile ilgili çok sayıda yardımcı bilgi bulacaksın. Efendim, kanalımız desteklerinizle büyümeye devam ediyor. Eğer hala abone olmadıysanız lütfen aşağıdan abone olmayı ve bildirim zilini açmayı unutmayın. Ayrıca eğer videoyu beğendiyseniz beğen tuşuna basarak, yorum yazarak ve sosyal medya hesaplarınız da paylaşarak bu bilgilerin daha fazla sayıda insan ulaşmasına yardımcı olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir