Ne İstediğimi Bilmiyorum Diyenlere Rehber – Ne İstediğimi Nasıl Bulurum? – Kendi Nedenini Bul!

Hayat amacımı kendi tutkumu, yaşamımın anlamını, sabahları yataktan kalktığımda heyecanlanarak güne başlamamı sağlayacak o nedeni nasıl bulabilirim bu gibi sorularınıza. Simon Sinek, David Mead ve Peter Docker tarafından yazılan “Kendi Nedenini Bul” isimli kitaptan bazı önerilerle yanıt vermeye çalışacağım. Yaşamak için bir nedeni olan hemen her nasılsa katlanır der Nietzsche. Çok sevdiğim bir sözü bu yüzden birden fazla videomda kullandım. Evet, gerçekten de yaşamak için bir nedenimiz olduğunda çok daha mutlu oluyoruz ama sadece daha mutlu ve daha verimli bir yaşam sağlamıyor bu bizi aynı zamanda zorluklara karşı bizi daha dayanıklı bir hale de getiriyor. Psikiyatrist ve Nazi kampı gazisi olan Doktor Viktor Frankl’da yine aynı şekilde Nazi kampında yaşamlarına bir anlam yüklemiş esirlerin diğerlerine oranla acılara ve zorluklara karşı daha dayanıklı olduklarını gözlemlemiştir. Aynı zamanda Victor Frankl’in kendisi de esir olduğu zamanlarda Nazi kampındayken ileride bir gün bu yaşadığı deneyimleri toplama kampı psikolojisi gibi bir ders ile işleyebileceği ve bunu bir araştırma konusu haline getirebileceğini düşünerek bu acılara katlanıyordu. Viktor Frankl’ın Nazi kampındayken hayatta kalacağından dahi emin olmasa bile yine de kendisi için bazı somut hedefler yarattı ve bunu yaparak o anın acılarını aşmayı başardı. Eğer bir hedefiniz varsa, bir davanız varsa bu durumda o hedefe doğru giden yoldaki zorluklar da daha anlamlı hale geliyor. Peki kendi nedenimizi kendi anlamamızı nasıl bulabiliriz? Bazılarımız şunu diyebilir. Birbirimizi kandırmayalım, nedenimiz paradır. Para için çalışmıyor muyuz çoğumuz? Bu cevabı verenlere Simon Sinek şunu soruyor. Peki parayı neden istiyorsunuz? Özgürlük için mi? Çocuğunuza iyi bir hayat sunmak için mi? Diğer insanların takdirini, onayını ya da beğenisini almak için mi? Güç sahibi olmak için mi? Para resmin bir parçası ancak tamamı değil. Sabahları bizi yataktan mutlu bir şekilde heyecanlı bir şekilde kaldıran şey sadece para değil. Bizim nedenden kastettiğimiz şey daha temel, daha derinlerde bir şey. Sanki daha temel bir amaç. Bir dava, bir inanç gibi bir şey. Simon Sinek kendi nedenimizi bulabilmek için bize Altın Çember modelini öneriyor. Ona göre bireysel kariyerimiz üç seviyeli bir ilerleyişe sahiptir. Çoğumuz ne yaptığımızı ve nasıl yaptığımızı biliriz. Ancak bunu neden yaptığımızı bilmeyiz. Çünkü çoğu insan çembere dışından başlar. Çemberi dışından başlamaya bir örnek verelim. Diyelim ki en dışta “ne” kısmı var, ne yapıyorum? Kurumsal eğitmenlik yapıyorum. Nasıl Yapıyorum? İkinci çembere geçtik. Çeşitli konuları sınıf ortamında ya da online ortamlarda interaktif bir şekilde uygulamalarla, aktivite ve egzersizlerle karşı tarafa aktarıyorum. Peki neden yapıyorum? İşte burası. Yani çemberin merkezi aslında en önemli nokta. Bu soruya vereceğim cevap beni kendi nedenine doğru götürecek, temel değerlerime götürecek. Bu iş benim hangi değerlerimle ilgili? Birilerinin hayatına dokunmak, değişimin bir parçası olmak ya da buna katkı sağlamak, diğerlerine yardımcı olmak. İşte kendi nedeninizi tespit edebilmek ve daha verimli ve mutlu bir hayat yaşayabilmek ve bununla ilgili olarak kendi hayatınızı inşa edebilmek için öncelikle çembere en merkezden yani içeriden başlamak gerekiyor diyor Sinek. Nedeninizi bir kere bulduktan sonra buna göre nasılınızı ve neyinizi inşa edersiniz? Peki ama bunu nasıl yapacağız? Birinci adımla başlayalım.

İlk adımda hayatımızla ilgili çeşitli hikayeleri toplayacağız. Doğduğumuz günden bugüne kadar hayat hikayenizi şöyle bir göz gezdirin. Sizi gerçekten çok etkileyen, sizin için çok önemli olan, sizi siz yapan en önemli anılarınızı düşünün. Bunlar sizin için en acı anlarda olabilir fakat en mutlu anlarda olabilir. Önemli olan sizi gerçekten derinden etkilemesi ve şu anki şimdiki sizi ortaya çıkarması. Bu anılar okulda, işyerinde de yaşanmış olabilir ya da başka ortamlarda da yaşanmış olabilir. Bunun için şöyle bir kağıt egzersizi yapacağız. Boş bir kağıdın ortasına düz bir çizgi çizin. Bu sizin hayat çizginiz. Bu çizginin üst kısmına hayat çizginizde sizin için gerçekten çok önemli olan sizi çok etkilemiş. Sizi gerçekten çok duygulandırmış. Duyguları gerçekten çok yukarıda yaşamanıza sebebiyet vermiş mutlu anılarınızı yazın. Yani pozitif anılarınızı yazın. Çizginin alt tarafına ise tam tersi. Evet, sizi gerçekten çok etkilemiş. Size gerçekten çok fazla dersler vermiş. Şu anki siz olmanıza katkı sağlamış. Ancak daha acı verici olan ve bir daha yaşamak istemediğiniz anıları yazın. Tabii bu anıları yazarken sadece başlık olarak yazıyoruz. Yani detaylı bir şekilde anıyı yazmıyoruz. Aynı zamanda anıları yerleştirirken çizgiye, örneğin üst kısımda mutlu olduğunuz kısımda olayları sizi etkileme seviyesine göre yerleştirin. Gerçekten en en en enin mutlu eden olayı en yükseğe diğerine oranla daha az mutlu eden olayı daha aşağıya olacak şekilde olayları yerleştirin. Aşağı kısımda da yine aynı şekilde size en çok acı veren olayı en alta nispeten daha az acı verici olanları daha yukarıda olacak şekilde yerleştirebilirsiniz. Sizin için hayatta dönüm noktası olan bu olayları listelerken duygularımızı rehber olarak alacağız.

Çünkü duygularımıza en çok dokunan anılar nedenimiz ile ilgili anılardır. O yüzden nedenimizi bulmak istiyorsak öncelikle şöyle bir şimdiye ve geçmişe bakıp bize o duyguları en yüksek şiddette yaşatan olayları hatırlamaya çalışacağız. Bunu yaparken en mutlu ya da en mutsuz olduğunuz anlar. Kendinizi en çok başarılı hissettiğiniz, kendinizle en çok gurur duyduğunuz anlar. Ya da tam tersi kendinizi gerçekten çok başarısız ya da yetersiz hissettiğiniz anlar. Kendinizden utandığınız anlar ya da en çok öfkelendiğiniz anlar gibi. Gerçekten de o en temel duyguları çok yüksek şiddette size yaşatan olayları hatırlamaya çalışın. Efendim İkinci adımımız bir partner bulma, partner bulma derken neyi kastediyorum? Nedenizi keşfetme yolunda size destek olacak ve hikayelerinizi dinleyecek bir partner bulmanız gerekiyor ikinci adımda. Partneriniz sizinle adeta bir koç gibi çalışacak. Oturup sizin hikayelerinizi dinleyecek, notlar alacak, sizi gözlemleyecek, sorular soracak ve hikayelerinizde tekrar eden, bazı temaları tekrar tekrar kendini gösteren bazı fikirleri, duyguları bulmaya çalışacak. Hatta benim önerim eğer bir partner ile çalışacaksınız, kullanabilmesi için bir değerler listesi vermeniz ona anlattığınız hikayelerde en çok tekrar eden temel değerler neler? Ya da anlattığınız hikayeler en çok hangi temel değerlere dokunuyor bunları bulmaya çalışsın bir taraftan da. Örnek bir temel değerler listesine açıklama kısmına koyacağım. Dediğim gibi koyduğum linkten indirebilirsiniz. Bu işi ben yapsam olmaz mı? Neden bir partner diyorsanız, bazen dışarıdan bir göz bizim göremediğimiz farklı detayları görebilir. Mesela bir arkadaşınızla bir mağazaya girersiniz ve normalde sizin hiç dikkatinizi çekmeyecek bir tişörtü bulup getirir ve bu sana çok yakışacak der ve gerçekten de çok yakışır.

Peki bu partner nasıl biri olmalı ya da olmamalı? Bir kere eşiniz, sevgiliniz, kankanız ya da akrabanız olmamalı. Çünkü onlar objektif olma konusunda zorlanırlar. Simon Sinek sizin yerinize hikayelerinizi anlatan ya da hikayelerinizi düzelten insanlarla çalışmamalısınız der. Aslında en doğrusu hikayelerinizi ilk kez duyacak insanlarla çalışmaktır diye de ekler. Ayrıca Simon Sinek şunu da ekliyor partnerinizi çok çok iyi tanımanıza ya da onunla çok yakın olmanıza gerek yok. Ancak yine de hikayelerinizi anlatırken onun yanında kendinizi rahat hissedecek kadar ona güvenmelisiniz. Yine Simon Sinek bize şunu söylüyor en iyi partnerler meraklı olanlardır. Çünkü onlar doğuştan soru sorma ve dinleme becerilerine sahiplerdir diyor. Partneriniz algıları açık, iyi bir gözlemci, dikkatli ve iyi bir dinleyici olmalıdır diyor Simon Sinek. Sizi dinlerken sizi iyi bir şekilde gözlemlemeli. Beden dilinizden sesinizden seçtiğiniz kelimelerden duygularınızın yükseldiği yerlere anlayabilmeli diyor. Aslında Simon Sinek bu konuda size daha çok yardımcı oluyor ve bu kitapta eğer bir partner seçerseniz bu partnerle çalışmadan önce ona okutmanız gereken on iki sayfalık bir rehberden bahsediyor. Bu rehberi onu okutmak, partnerinizi hazırlamak için önemli bir adım. Partnerinizi seçtikten sonra ona altın çemberi ve bu aktivitenin amacını açıklayın ve üçüncü adıma geçin. Üçüncü adımımız zaman ve mekan belirleme hikayelerimizi ve partnerimizi bulduğumuza göre üçüncü adımda bu hikayeleri partnerimizi aktaracağımız uygun bir mekan ve zaman bulmak gerekiyor. Kitabın yazarları bu konuda dikkat etmemiz gereken noktaları şöyle özetliyor. Mekan olarak kafe gibi bir yer seçmemeye çalışın.

Çünkü kafeler çok dikkat dağıtıcı yerlerdir. Aynı zamanda acaba yan masa beni dinliyor mu diye gerilebilirsiniz ve kendinizi kısıtlayabilirsiniz. Dolayısıyla kendinizi olabildiğince güvende hissedeceğiniz. Sessiz, sakin ve dikkat dağıtıcı unsurların olabildiğince az olduğu bir ortam seçin diyor. Zaman konusunda ise olabildiğince bonkör davranın diye öneriyor yazarlarımız. Ve seansınız en az üç saat sürsün ve bir oturumda temaları tespit etmeye çalışın diyorlar. Efendim dördüncü adımımız hikayeleri anlatma ve temaları belirleme aşamamız. Bu belirlediğiniz hikayeleri partnerinize anlatıyorsunuz, anlatırken ne kadar detaylı anlatırsınız temaları belirlemekte o kadar kolay olacaktır. O yüzden geçiştirmeyin lütfen olayları detaylarıyla partnerinizi anlatın. Partneriniz sizi dinlerken çok dikkatli olmalı ve mutlaka notlar almalı. Az önce de bahsettiğim gibi nerede sesiniz yükseldi? Hangi kelimeleri daha çok tekrarladığınız hangi duygular ya da fikirler daha çok tekrarlanıyor? Tüm bu gözlemlerini not almalı. Çünkü çalışmanın sonunda bu notlar temalarımızı belirlerken bizim için çok önemli. Hikayelerinizi anlattıktan sonra hem siz hem de partneriniz anlattığınız hikayelerle ilgili en temel temaları belirlemeye çalışın ve bir liste çıkartın. Neler olabilir mesela? Bu temel temalar işte özgürlük olabilir, üretmek olabilir, yaratıcılık olabilir, başkasının hayatına katkı olabilir. Bunun gibi dikkatinizi çeken en temel temaları listeleyin ve bu listelerde 8, 10 hatta 15 tane bile madde olabilir. Hiç önemli değil. Ardından bu ilk etapta birinci taslak olarak çıkardığınız temaları elemeye başlayın. İki ya da üç taneye düşürmeye çalışın. Eleye eleye gidin sizin için önemine göre. Ardından geriye kalan bu iki üç temadan sizin için gerçekten en ama en önemli olanını seçmeye çalışın ve tek bir tema belirleyin.

Aynı şeyi arkadaşınızla yapsın bakalım, ikisini karşılaştırın. Belki sizin fark etmediğiniz bir şeyi o fark etmiş olacak ve sizin esas temanızı belki de o görmüş olacak. Kıyaslayın ve ardından tartışıp tek bir temaya indirmeye çalışın. Evet, beşinci adımımız kendimize bir neden cümlesi yazmak, artık neden cümlemizi oluşturmak, o en temel temayı belirledikten sonra buna uygun bir şekilde kendi neden cümlemizi yazmak. Bununla ilgili olarak belki Simon Sinek’in neden cümlesi sizi bir örnek teşkil edebilir. Mesela Simon Sinek kendi nedenini şöyle açıklıyor. “Nedenim insanlara ilham veren şeyleri yapmaları için ilham vermek. Böylelikle dünyayı daha iyi bir yer haline getirebiliriz.” O zaman buradan ilhamla ben de kendi neden cümlemi söyleyeyim. Nedenim sürekli bir şeyler öğrenmek ve öğrendiklerimi paylaşmak. Böylelikle daha iyiye ve güzele doğru hep birlikte Türkiye’ye ve tüm dünyaya katkı sağlayabiliriz. Nedenimizi bulduktan sonra iş bunu hayata nasıl geçireceğimize, yani nasıl ve neyi bulmaya geliyor? Bunların detaylarını da yine kitapta bulabilirsiniz. Kitabın ikincisi de çıkmış durumda bu arada aynı konunun devamı şeklinde kendi hayat amacınıza bulmak, kendi temel yaşam nedeninizi bulmak konusu ilginizi çekiyorsa yine şu videolarımı da izleyebilirsiniz. Bunlardan biri İkigai ile ilgili, bir diğeri ise değerler çalışması yaptığımız bir videomuz. Eğer bundan daha öncesinde kendi nedeninizi bulduysanız ya da videoyu izlerken şöyle bir ilham geldiyse ve bir neden cümlesi oluşturabildiyseniz en azından şimdilik yorumlarda benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Bakalım sizlerin neden cümleleri nasıl?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir