IQ DÜŞÜREN 7 ALIŞKANLIK – Zeka Seviyenizi Düşüren Şeyler

Kim keskin bir zekaya sahip olmak istemez ki, zekanızı parlak tutabilmek için neler yapıyorsunuz? Belki bulmaca çözmek ya da sudoku çözmek ya da belki beyin oyunları oynamak. Gelin görün ki bazı rutin alışkanlıklarımız, günlük olarak yaptığımız bazı şeyler IQ’muzun ve bilişsel yeteneklerimizin düşmesine sebebiyet veriyor. Peki ama bunlar neler? İntrodan sonra. Kronik şekilde strese maruz kalmak sadece IQ puanınızı değil, beyninizi de küçültüyor. Evet, bayağı bildiğiniz büzüşüp kalıyor, küçülüyor beyniniz. Stresle ilgili yapılan araştırmalar bize beynin bilgi depolamak ve hafızada sorumlu bölgesi olan hipokampusde stresin ciddi oranda küçülmeye sebebiyet verdiğini gösteriyor. Çok mu streslisiniz ve nasıl başa çıkacağımızı bilmiyor musunuz? O zaman hemen kanalımızdaki stresten kurtulma yolları başlıklı oynatma listesine şöyle bir göz atmanızı öneririm. Bu oynatma listesinde çok sayıda bedensel ve zihinsel teknik bulacaksınız. Düzenli şekilde uyguladığınız takdirde günlük olarak hissettiğiniz stres miktarının olabildiğince azaldığını fark edeceksiniz. Fazlasıyla yağlı ve şekerli gıdaların tüketilmesi ile zeka arasındaki ilişkiye dair çok sayıda araştırma var. Ne yazık ki bu araştırmalar bize obezite ile düşük entelektüel performansın ilişkili olduğunu gösteriyor. Görünen o ki fazla kilolar sadece sağlığımızı değil, bilişsel yeteneklerimizi de olumsuz anlamda etkiliyor. Çoğumuzun alışkanlığı değil mi? Aynı anda bilgisayarımızda belki bir sürü pencere açık. Bir taraftan Whatsapp’da yazışırken bir taraftan da açık olan televizyondan gelen haberleri dinliyorsunuz. Güzel ama bunun maalesef bir bedeli var. 2009 yılında Stanford Üniversitesi araştırmacıları yaptıkları araştırmayla bize gösterdiler ki aynı anda tek iş yapan insanlara oranla birden fazla kaynaktan bilgi bombardımanına tutulan insanlar özellikle dikkat, bellek ve konsantrasyonla ilgili yetenek testlerinde daha düşük puanlar alıyorlar. Bu alışkanlık aynı zamanda ruhumuzu da kötü etkiliyor. Aşırı düşünmeye, strese ve kaygıya sebebiyet veriyor. Peki ne yapabiliriz? Mesela aynı anda sadece bir iş yapmaya ve onu da farkındalıkla yapmaya yönelebiliriz. Mesela bir taraftan yemek yerken, bir taraftan video izlemeyin, bir taraftan mail yazıyorsanız, öte yandan başka bir şey dinlemeyin.

Aynı anda tek bir iş yapmaya çalışın. Aslında bununla ilgili olarak Mindfulness tekniği işinize çok yarayacak. Mindfulness tekniğini öğrendiğinizde ve hayatınızın bir parçası haline getirdiğinizde farkındalığınız yükselecek hissettiğiniz stres miktarı azalacak. Peki ama bunu nasıl yapabilirim diyorsanız, şuradan ulaşabileceğiniz “Aşırı düşünmekten nasıl kurtulurum? Mindfulness Tekniği” başlıklı videomu izlemenizi ve özellikle başlangıç olarak videonun sonundaki 5-6 dakikalık egzersizi her gün düzenli yapmanızı öneririm. Bunu her gün düzenli yaptığınızda bir süre sonra göreceksiniz ki o aşırı düşünme, zihinsel yorgunluk hallerinden, stres ve kaygı durumlarından kurtulmaya başlamışsınız ve aynı anda tek iş yapmak ve bunu da farkındalıkla yapmak eskisinden çok daha kolay bir hale gelmiş. Yeterli uykuyu alamamak da yine bilişsel yeteneklerinizi olumsuz yönde etkiliyor. Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre kronik uykusuzluk hafıza ve öğrenme problemlerine yol açıyor. Aslında uykusuzluk sadece bilişsel yeteneklerimizi düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda ruhsal modunuzu da olumsuz yönde etkiliyor. Uykusuz kaldığınız zaman daha depresif, daha öfkeli, daha kaygılı olursunuz. Yerinizde olsam hem ruhum hem de bedenim için her gece en az 7-8 saat uyurdum. Bazı araştırmacılar, dakikada 3’ten fazla sahne değişimi olan hızlı ve tempolu akıştaki çizgi filmlerin çocukların beyninde aşırı uyarılmaya yol açtığını ve bu aşırı uyarılmanın da kısa ya da uzun vadede zihinsel gelişime olumsuz etki gösterdiğini savunuyor ve yapılan birtakım araştırmalar da bu hipotezi destekliyor. Özellikle çocukların uzun süre ekran başında vakit geçirmeleri eğitici olmayan çok hızlı akışa sahip. Hızlı sahne değişimleri yaşanan yapımlara maruz kalmamaları zihinsel gelişimleri için önemli. Okuduğum bir araştırmada bu hızlı akışa sahip çizgi filmleri örnek olarak “Sünger Bob” verilmişti. Bunu da parantez içinde belirtin sıkıntısız, sorunsuz bir yaşamda bizi aptallaştırıyor. Görünen o ki bir miktar da olsa strese ihtiyacımız var. Sinir Bilim ve Fizyoloji Uzmanı Profesör Doktor Sinan Canan hocamızın da dediği gibi konfor aslında bizi çürütüyor.

Beynin gelişmesi, daha fazla sayıda sinirsel bağlantı oluşturabilmesi için yeni insanlara, yeni ortamlara ve çözülmesi gereken yeni problemlere ihtiyacımız var. Nasıl ki çocuğunu aşırı derecede koruyan anne babalar aslında çocuğun gelişimine zarar veriyorsa aynı şekilde fazla konfor da bize zarar veriyor. Peki ne yapacağız? Kendimize yeni dertler mi yaratacağız? Evet. Mesela yeni bir dil öğrenmeye çalışmak belki yeni bir bölüm okumak, belki yeni insanlarla tanışmak ya da belki de yepyeni, bambaşka ortamlara girmek, farklı şeyler yapmak, beynimizi geliştirecek. Yaşantınızdaki rutinler neler? Şöyle bir düşündünüz mü? Mesela tekrar tekrar yaptığınız, her gün düzenli olarak uyguladığınız bazı rutinler var mı? Mesela her gün aynı yoldan yürümek, her gün aynı saatte aynı şeyleri yapmak gibi. Aslında çoğumuzun hayatı rutinlerden oluşuyor ve üzgünüm ama bu rutinler ne yazık ki bilişsel yeteneklerimize zarar veriyor. Yine Sinan hocanın söylemiyle her gün aynı saatte aynı şeyleri yer ya da aynı şeyleri yaparsanız bir süre sonra vücudunuz arızalanmaya başlar. Aynı şeyleri yediğinde metabolizman aynı şeyleri yaptığında ise kemik yapın sıkıntı yaşar. Peki o zaman ne yapacağız? Aralarda kendimizi şaşırtacağız. Mesela her gün eve yürüdüğün yolu gerekirse değiştir. Farklı yollardan yürü. Gerekirse kaybol. Aslında kaybolmak muhteşemdir. Çünkü ortaya yine çözülmesi gereken bir problem çıkar ve bu problemi çözmeye çalışırken beynin yine gelişir. Zorluklar aslında bizi güçlendiriyor. Bunun yanı sıra başka neler yapabiliriz? Misale farklı elinle yemek yemeyi dene, farklı türden müzikler dinle, farklı yapıdaki insanlarla görüşmeye çalış. Yaptıklarımızı çeşitlendirip farklılaştırdıkça aslında beynimizdeki kullanılmayan kasları güçlendirmeye başlıyoruz. Kişisel gelişim ve psikoloji eğer ilginizi çekiyorsa ve bu dakikaya kadar bu videoyu izlediyseniz e bir like’ı bir de abone olmayı hak ettik herhalde. Lütfen kanala abone olmayı unutmayın. Abone olduktan sonra da bildirim ziline açın ki haftada 2 tane yeni video yüklüyoruz. Size haberi gelsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir