İçsel Huzur Kazanmamız İçin Yapmamız Gereken 3 Şey
Tüm istediğimiz bu değil mi? Bir parça huzur ya, neyse ki huzur kendi elimizde. Peki bu içsel huzuru sağlayabilmek için neleri yapsak daha iyi olur.
En azından üç tanesini bu videoda konu edindik. Başlayalım.
Senin de biraz sonra söyleyeceğim türden cümleleri kurduğun oluyor mu?
Bir dikkat et bakalım mesela aslında çok iyi yerlere gelirdim ve torpilin yoktu ondan dolayı. Ya da ne bileyim ya ben çok başarılı olurdum da yöneticimde iş yoktu benim ya. Yöneticim yüzünden gerçekten ya da ya bu kapalı hava çok moralimi bozuyor ya. Vallahi çok moralsizim. Hep bu hava yüzünden. Ya da kayınvalidem beni sinir ediyor ya gerçekten yani hayattan bezdim ya hep kayınvalidem yüzünden. Bu cümlelerin ortak özelliği ne? Şöyle bir düşünelim Bu cümlelere
eğer bakarsanız bu cümlelerin ortak özelliği her birinde yaşanılan duygunun ya da başımıza gelen olayın sorumluluğunu hep kendimiz dışındaki faktörlere yüklememiz.
Yani benim yaşadığım duygunun ya da başıma gelen olayın sorumlusu ya dışsal faktörler dış güçler ya da bir başkası. Yani ben değil ama bir başkası, yani parmak hep orada bende değil.
Yaşadığım olayların sorumluluğunu dışsal faktörlere yüklediğimiz zaman bir süre sonra hayatımın kontrolünün kendi elimde olmadığına inanmaya başlarım ve bunun sonucunda da öğrenilmiş çaresizlik, stres yaşamaya başlarım ve bir süre sonra hayatta kurban rolü oynarım.
Yani ben ne yapabilirim ki? Koşullar böyleydi demeye başlarım. Şimdi diyeceksiniz ki ya hırsızın hiç mi suçu yok? O zaman ben de size şu bizim kontrol alanı ve kontrol dışı alan hikaye bizden bahsedeyim. Bakın yaşamda bazı unsurları değiştirmek bizim elimizdedir. Mesela saçımın rengi, mesela seçtiğim arkadaşlarım, mesela eğitim seviyem. Eğer beğenmiyorsan, eğer yetersiz buluyorsam, eğer memnun değilsem değiştirebilirim, değiştirmek benim elimdedir. Mesela davranışlarım, mesela tercihlerim, mesela iletişim biçimim, düşünme biçimim, bakış açım.
Bunların her birini değiştirmek benim elindedir ve ben eğer çabalarsam bunlarla ilgili kendi hayatımda değişiklikler yapabilirim. İşte tüm bu unsurların olduğu alana kontrol alanı diyoruz. Kontrol alanındaki unsurlar benim değiştirebildiğim unsurlar demiştik. Bir de ne yaparsam yapayım değiştiremeyeceğinim. Belki oradaki unsurların etkilendiğim, belki bir miktar etkileyebileceğimim ancak direkt olarak değiştirmenin benim elimde olmadığı bazı unsurlar var.
Bir de hayatta değiştiremeyeceklerim. Mesela nedir bunlar? Hava durumu, hava durumunu değiştirebiliyor muyum? Şimdilik hayır. Hava durumunun dışında trafik, kalabalık. Mesela dünya çapındaki krizler, savaşlar, ekonomi, belki çok üst düzey yönetimin aldığı bazı kararlar.
Başkalarının karakteri mesela. Başkalarının karakterini değiştirebilir miyim? Hayır. Başkalarının söyledikleri, başkalarının yapıp ettikleri, başkalarının tercihleri. Ayşe bunu yapmış, Mehmet şunu söylemiş. Tüm bunlar benim kontrol dışı alanımdaki unsurlardır.
İşte bazı insanlar hayatta hep daha çok enerjilerini kendi kontrol alanlarına yöneltirler. Yani değiştirebileceklerini unsurlarla ilgilenirler, onlarla ilgili konuşurlar, onlarla ilgili çalışırlar ve çabalarla bu insanların genel olarak hayat enerjileri daha yüksektir, içsel huzurları daha çok yerindedir. Bazı insanlarsa dikkatlerini, enerjilerini, odaklarını hep kontrol dışı alana verirler. Hep değiştirmeye çalışırlar. Çabalarlar bir bakarlar ki hiçbir şey yapamıyorlar. Sonucunda da değiştiremediklerini gördükçe bu sefer çaresizlik ve stres yaşamaya başlıyorlar.
Peki şöyle bir günlük yaşamda insanlara baktığınız zaman çoğunun daha çok hangi alana odaklı olduğunu söylersiniz? Kontrol dışı alan yani değiştirmeyecekleri unsurlara mı yoksa kendi değiştirebileceklerini kendileriyle ilgili alana mı odaklılar? Maalesef çoğumuz enerjimizi, dikkatimizi hep kontrol dışı olana veriyoruz.
İş kendi kontrol alanımızla ilgili bir şey yapmaya geldiğinde ise yok bunu yapmıyoruz.
Halbuki bu bize zararlı. Peki zararlı olmasına rağmen neden hep odağımız kontrol dışı alanda? Çünkü bu kolay olanı da ondan.
Çünkü bunun için herhangi bir çaba harcamaya gerek yok. Sadece şikayet ediyorsun.
Sadece şikayet edip hiçbir şey yapmayan insanlar vardır ya. Onlar genellikle kontrol dışı alandadır. Halbuki. Kendi kontrol alanlarına yönelseler o şikayet ettikleri şeylerle ilgili kendi kontrolü alanlarında bazı değişiklikler yapsalar görecekler ki şikayet ettikleri o kontrol dışı alanı da etkilemeye başlıyorlar.
Fakat bunu yapmıyoruz, işimize gelmiyor.
İşte içsel huzur için kontrol alanı ve kontrol dışı alanın farkında olmak. Değiştirebileceğin alanlarla ilgili harekete geçmek, değiştiremeyeceklerini ise kabul etmek gerekiyor.
Aksi takdirde içsel huzuru yaşamamız zor.
Bu arada kendi kontrol alanınla ilgili harekete geçtiğinde aslında de bir de bakacaksın ki kontrol dışı alanı da etkilemeye başlıyorsun. Mesela bununla ilgili ilham veren başarı hikayeleri oynatma listemde zor koşullar altında olmalarına rağmen kontrol dışı alanı etkilemeyi başarmış ve kendi kontrol alanlarına yönelip başarıyı sağlamış insanların hikayelerini bulabilirsin.
Mesela bazen trafikte giderken ben de bazı kaba insanları gördüğümde kendi kendime söylenmeye başlıyorum. Fakat sonra diyorum ki.”Özlemmmm kontrol dışı alandasın geri dön, geri dön çık o alandan.” Evet böyle kontrol dışı alana girdiğinizde, yani başkalarını yapıp ettikleri, başkalarına söyledikleri elimizde olmayan birtakım unsurlarla ilgili şeyler aklınıza geldiğinde fark edin ve kendi davranışlarınızı, kendi dikkatinizi, kendi enerjinizi yönetin. İçsel huzuru için İkinci önerim: Sadeleş.
Sadeleşmekten kastım ne? Şu anda her şeyden çok fazla var. Çok fazla eşya. Çok fazla insan, çok fazla laf, çok fazla fotoğraf, çok fazla YouTuber.
İşte bu gereksiz insanları, gereksiz eşyaları, gereksiz giysileri, kıyafetleri, hayatımdaki gereksiz söylemleri dışarıya çıkardığında, bunları azaltmaya başladığında, yani minimalize ettiğinde, daha minimalist bir yaşama geçtiğinde bir süre sonra göreceksin ki içsel huzurun daha fazla artmaya başlıyor.
Çünkü sahip olduğumuz şeylerin sayısı arttıkça bir süre sonra onlar bize sahip olmaya başlıyor ve biz onları düşünmekten, onları korumaya çalışmaktan artık kendimize vakit bulamıyoruz. O yüzden sadeleşmek huzurdur. Gerçekten bunu yaptığında bir süre sonra göreceksin ki aslında az çoktur. Üçüncü içsel huzur önerim.
Yavaşla.
Sakin yavaş şu an yaptığımız şey ne bunun tam tersi hız çağındayız. Her şeyi çok hızlı olsun istiyoruz. Her şey çabuk olsun istiyoruz. Çabuk pişsin, çabuk yensin, siparişim çabuk gelsin. Çabuk yükleyebileyim, çabuk ulaşayım istediklerime, beklemeye sabrımız yok.
Hatta videoları izlerken çarpı 1 buçuk, çarpı 2, çarpı 3 izleyenler var yahu.
Çalıştığımız yerlerde de bize hızlı olmamız isteniyor. Çabuk ol ve aynı anda birden fazla iş yap. İstanbul’a 20 yıl önce ilk geldiğimde neden bütün insanlar koşuyor diyordum. Sonra bir baktım ben de bu koşan insanlardan biri olmuşum. Hatta önümde eğer birisi yavaş yürüyorsa arkada söylenen bir tip olmaya başlamıştım. Tüm bu hızlı yaşamın içerisinde ruhlarımız bize yetişemiyor, farkındalığımız düşmeye başlıyor. Evet, kız farkındalığı düşürür. Hayatla ilgili farkındalığımız, kendimizle ilgili farkındalığımız düşmeye başlıyor.
Şöyle düşünün yani arabayla bir yoldan giderken ya da yürüyerek bir yoldan giderken çok hızlı bir biçimde geçtiğinizde yolun çevresindeki güzelliklerin farkına varamazsınız.
Ancak yavaş yavaş yürüdüğünüzde etraftaki şeylerin farkına varmaya başlarsınız. Yaşam da böyle aslında. Hızlandıkça farkındalığımız düşmeye başlıyor.
Hani bir yerli hikayesi vardır ya, bir grup arkeolog. Meksika’daki İnka tapınaklarına gitmek için bir grup yerli ile anlaşıyor. Yerliler bu arkeologlara rehberlik yapacaklar. Onlar da İnka tapınağına gidecekler. Yola çıkıyorlar, acelemiz var diyor arkeologlar o yüzden hızlı yürüyelim. Rehberler tamam diyorlar. Bir süre hızlı bir şekilde yürüyorlar ve yolu yarılıyorlar. Ancak yolun yarısında birdenbire yerli rehber grup olduğu yere oturuyor ve saatlerce beklemeye başlıyor. Arkeologlar şaşkın. Onlar da oturuyorlar ve bekliyorlar. Bir süre sonra tekrar yerliler ayağa kalkıyor ve yürümeye devam ediyorlar. İnka tapınağına varıyorlar. Arkeologlar gerekli incelemeleri yapıyorlar. Fakat bunu yaparken arkeologlardan bir tanesi yaşlı rehbere soruyor. Ya iyi de diyor, Biz buraya gelirken neden birdenbire durduk ve saatlerce boş yere bekledik? Yaşlı rehber çok güzel bir cevap veriyor. O kadar hızlı yürüdük ki ruhlarımız bize yetişemedi. Oturduk ve ruhlarımızın .
bedenlerimizi yetişmesini bekledik. Bu hız bize ne yapıyor biliyor musunuz? Sadece farkındalığımızı düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda anda kalabilme yani duygularımla düşüncelerim şimdi ve burada olmayla ilgili yeteneklerimi de zarar verdiği için bir süre sonra içsel huzurumu çalmaya başlıyor.
Bir süre sonra depresyon, kaygı, anlamsızlık gibi duygular oluşmaya başlıyor kişide.
Hızlı” olabilmek için o kadar çok uğraşıyoruz ki. Bakın aynı anda mesela bir sürü şey yapmaya çalışıyoruz ve bu bir alışkanlığa dönüşmüş durumda. Yani artık boş vakitlerimiz de aynı anda birden fazla iş yapıyoruz. Mesela yemek yerken bir taraftan video izliyorum, telefonla konuşurken bir taraftan maillerime bakıyorum gibi.
Aynı anda birden fazla iş yapmak maalesef dikkati ve farkındalığı bozuyor. İşte tam da bu yüzden biraz yavaşlamamız gerekiyor. Yani içsel huzur için hayatını biraz yavaşlat. Peki ama bunu nasıl yapabilirim diyorsan mesela işe önce aynı anda birden fazla iş yapmamakla başlayabilirsiniz. İnan bana sana iyi gelecek. Zamanla anda kalma becerilerinin güçlendiğini göreceksin. Mesela servisten indin, işe doğru yürüyorsun. O arada yürürken telefonuna bakma mesela sadece yürü. Yürürken çevreni incele, etrafa bak. Ne bileyim, yürürken ayağının altındaki toprağın verdiği hissi tanımlamaya çalış. Sanki ilk defa görüyor musun? Gibi etrafı incele. Eminim daha önce farkına varmadığın bir sürü detayın farkına varacaksınız.
Daha da önemlisi anda olabilme ilgili. Zihnini şimdi ve burada tutabilme ile ilgili becerilerini güçlendireceksin ki bu da içsel huzurunu pozitif olarak etkileyecek. Evet içsel huzurumuzu arttırabilmek için yapabileceğimiz tabii ki bir sürü şey var. Burada sadece üç tanesinden bahsettim. Bunun dışında başka neler yapabilirim diye merak ediyorsan, kanalındaki videoları incelemeli öneririm. Özellikle “Stres için yapmamam gereken 5 şey” videomu şiddetle tavsiye ederim. Kişisel gelişim ve psikoloji ile ilgili konular dikkatini çekiyorsa eğer bu kanala abone olmanı öneririm. Zira her hafta iki yeni videoyla sizlerle birlikteyiz.