HİPER EMPATİ SENDROMU – SEN DE Mİ “EMPAT” SIN?
Bu dünya hassas kalpler için bir cehennem der Goethe. Eğer siz de hiper empatiden muzdaripseniz ne yazık ki bu söz daha da geçerli oluyor. Duygusal olarak bir sünger gibi misiniz? Diğerlerinin acılarını siz de çok fazla hisseder misiniz? Hatta bazen onlardan daha fazla mı acı çekersiniz? İnternette ve bazı kaynaklarda hiper empati ya da empatlık olarak geçen bir durum hakkında konuşacağız bugünkü videomuzda. Empatiyi çok kabaca diğerlerinin duygularını ve düşüncelerini anlayabilme yeteneği olarak ifade edebiliriz. Bu arada baştan belirtelim. Hiper empati sendromu ya da hiper empati bozukluğu ya da empatlık diye bilimsel bir tanı yok. Ruhsal bozuklukların sınıflandırılmasında kullanılan el kitabı DSM 5’te empatinin fazlalığından ziyade azlığı ya da yokluğu daha çok belirti olarak görülüyor. Ancak şu da bir gerçek ki bazı insanlar diğerlerine oranla empati konusunda çok daha iyi. Bazıları ise iyi olmanın da ötesine geçip diğer insanların duygularını hissetmekle kalmayıp aynı zamanda o duyguları yaşıyor. Hatta o duyguları adeta bir sünger gibi içine çekiyor. Eğer siz de diğerlerinin duygularından çok fazla düzeyde etkilendiğinizi düşünüyorsanız, hiper empatik olup olmadığınızı anlayabilmenizi sağlayacak bazı işaretler biraz sonra. Öncelikle isterseniz empatinin biyolojik yönüne bir bakalım. Çünkü bu işin bir de biyolojik tarafı var. Yapılan çalışmalarda ağrılı birini izlerken, beynimizde kendimiz ağırlığı iken aktive olan sinir ağlarının bazılarının da aktifleştiği gözlemlenmiş. Yani ağrılı birini izlediğinizde siz de beyninizde kısmen o ağrıyı hissediyorsunuz. Yine yapılan başka bir çalışmada kişilerin beyinleri FMRI cihazları kullanılarak görüntülendi. Bu çalışmada acı ve tatlı sıvı içen kişileri gözlemleyen bazı denekler izlendi ve bu deneklerin de beyinlerinde diğer kişiler yani gözlemledikleri kişiler acı ya da tatlı sıvıları içtiklerinde aynı sinir ağlarının aktive olduğu gözlemlendi.
Yani kısaca şöyle diyebiliriz. Limon yerken yüzünü buruşturan bir bebeğin videosunu izlediğinizde beyninizde siz de adeta o limonu yiyormuşunuz gibi benzer sinir ağları aktive oluyor. Yapılan bilimsel çalışmalar beyindeki ayna nöron sisteminin parasingulat korteks, ön ve arka singulat korteks ve amigdalanın empati ile ilişkili olabileceğini düşündürüyor. Ancak arada garip olgular da olmuyor değil. Örneğin ilginç bir vakada şiddetli epilepsi şikayetiyle gelen bir hastanın epilepsisini tedavi edebilmek amacıyla beynindeki amigdala kısmı çıkartıldı. Ameliyattan sonra hastanın epilepsi ile ilgili şikayetleri gerçekten de sona erdi. Ancak bu durum yani amigdala alınması ona süper bir yetenek kazandırmıştı. Hasta ameliyattan sonra artık diğerlerinin duygularını fazlasıyla hisseder ve hiper empatik bir hale gelmişti. Kadıncağız artık televizyonda insanları izlerken, onlarla yüz yüze konuşurken ya da roman okurken, kitapları okurken bir şekilde hikayedeki kişilerin, kahramanların ruh hallerini fazlasıyla hisseder hale gelmişti. Hatta fazlasıyla hissetmenin ötesine geçip kendisi de bu duygulara benzer ruh halleri içerisine giriyordu. Empatik üzüntü ya da öfke yaşadığında yaşadığı duyguyu kalpte dönme ya da yemek borusu civarında hoş olmayan bir duygu olarak tanımladı. Bu vaka özellikle olağandışıydı. Çünkü amigdala duygularla ilgili bir bölümdür ve kişinin amigdalasının çıkarılmasının duygulara karşı hassasiyetini arttırması yerine tam tersine azaltmasını bekleriz. Ancak bu kadın da tam tersi olmuştu. Peki bu neden böyleydi? Araştırmacılar kadının durumunu şöyle açıkladılar. Bu tür ameliyatlardan sonra bazen sinir ağlarının yeniden farklı şekillerde düzenlenebilmesi mümkündür. Belli ki ameliyattan sonra yeni sinir ağları oluşturmuştu kadıncağız ve bu oluşturulan sinir ağları ona kimi zaman acı da verebilen süper bir yetenek kazandırmıştı.
Bu arada empati ile ilgili anlattığım bu bilimsel çalışmaların kaynaklarını açıklama kısmında bulabilirsiniz. Açıklama kısmına bu anlattığım vaka da dahil olmak üzere her bir bilimsel çalışmanın linkini koyacağım. Peki acaba sizde de bu yetenek var mı? Sizi de hiper empati olabilir mi? Bunu nasıl anlarsınız? Doktor Judith Orloff, O bir psikiyatrist ve aynı zamanda kendisinin de hiper empatik olduğunu düşünen bir araştırmacı ve bu konuyla ilgili çalışmaları var. Enpatın hayatta kalma rehberi hassas insanlar için yaşam stratejileri isimli kitabında bize çeşitli sorular soruyor ve bu sorduğu sorulardan en az üç tanesine evet diyorsanız evet sizde de hiper empati olabilir diyor. Peki nedir bu sorular? Gelin bakalım. Çok duygusal veya aşırı hassas olarak etiketlendiniz mi? Yani insanlar sizi bu sıfatları yakıştırdığı mı? Bir arkadaşınız perişan olursa siz de bunu hissetmeye başlar mısınız? Duygularınız kolayca incinir mi? Kalabalıklarla duygusal olarak tükenir ve canlanmak için yalnız zaman geçirmeye ihtiyaç duyar mısınız? Sinirleriniz gürültü, koku ya da aşırı konuşma nedeniyle yıpranır mı? Bir yere gittiğinizde istediğiniz zaman geriye dönebilmek, başkalarına bağımlı olmamak için kendi aracınızla gitmeyi mi tercih edersiniz? Duygusal olarak stresle başa çıkabilmek için kendinizi yemeğe mi verirsiniz? Bazen yakın ilişkiler tarafından yutulmaktan mı korkuyorsunuz? Doktor Judith Orloff’a göre eğer bu sorulardan en az üç tanesine cevaben evet diyorsanız, belki size de hiper empati durumu olabilir. Ayrıca diğer kaynaklara baktığımızda hiper empati belirtisi olarak ya da işareti olarak diyelim bize şunlardan bahsediyorlar. Mesela aşırı duygusal tepkiler vermek. Örneğin canı yanan bir hayvanın fotoğrafını gördüğünüzde çığlık atmak ya da vahşet, trajedi, acı içeren yapımları izleyememek.
Mesela benim gibi belgesel izlemekten kaçmak. Çünkü orada vahşi doğada hayvanların birbirlerini yemelerini görmeye dayanamamak ya da haberleri izleyememek. Bazı dizileri özellikle acı içeriyorsa, özellikle yoğun derecede vahşet içeriyorsa bunları izleyememek, izleseniz bile günlerce, saatlerce etkisinden çıkamamak. Bir diğer işaret diğer insanların üzüntülerine sizin de bedensel olarak tepkiler vermeniz. Mesela yanınızda acı çeken birisi olduğunda ya da üzülen birisi olduğunda ya da ne bileyim öfkeli birisi olduğunda sizin de bedensel tepkiler göstermeniz. Ne bileyim kaslarınızın gerilmesi, midenizin bulanması, başınızın dönüyor gibi olması. Yani bir şekilde fenalaştığınızı hissetmek. Yine bir diğer işaret aslında söylemiştik ama bir başkasının acısının etkisinden günlerce kurtulamamak. O duyguları sizin de yaşamınız sürekli gözünüzün önüne gelmesi, hatta rüyalarınıza bile girmesi. Her şeyin fazlası zarar. Yani bir şekilde sürekli diğer insanların, diğer canlıların sorunlarına takılı kalmak psikolojik olarak bizi tüketebilir ve hatta duygusal bir çöküşe bile yol açabilir. Bu yüzden aman dikkat! Bir taraftan kendi kaynaklarınızı güçlendirirken yani psikolojik dayanıklılığınızı arttıracak zihinsel ve bedensel bazı teknikleri, egzersizleri uygularken, diğer taraftan da kendimizi olabildiğince korumaya çalışmamız gerekiyor. Psikolojik dayanıklılığınızı güçlendirecek çok sayıda bedensel ve zihinsel tekniği kanalımda paylaşıyorum. Peki bu durumda ne yapmalıyız diyorsanız, Stresle Baş Etme Teknikleri başlığı altındaki oynatma listemde çok sayıda video göreceksiniz. Bu videolardan size uygun olanları seçip, izleyip hayata geçirebilir ve kendinizi daha da güçlendirebilirsiniz. Efendim eğer kişisel gelişim ve psikoloji ilgi alanlarınız içindeyse doğru kanaldasınız bu kanalda her hafta iki tane yepyeni videoyu paylaşıyoruz. Bu videolardan haberdar olmak istiyorsanız kanala abone olmayı ve olduktan sonra da bildirim zillerini açmayı unutmayın.