DOPAMİN DİYETİ İLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA | Telefon Bağımlılığı – İnternet, Oyun Bağımlılığı v.b.

Telefonumuza kaç dakikada bir bakıyorsunuz Instagram’ı ya da Facebook’u kaç dakikada bir kontrol ediyorsunuz? Video oyunu oynamadan kaç gün dayanabilirsiniz?

Peki bu aktiviteleri bir günde toplamda ne kadar süre ayırıyorsunuz hiç ölçtünüz mü? Yani bir günde toplamda ne kadar süre video oyunu oynuyorum? Telefonda vakit geçiriyorum ya da internete giriyorum. Bunların toplamını gerçekten ölçtüğünüzde bir çoğunuz çok şaşıracak. Çünkü düşündüğümüzden çok daha fazla vakti bu aktivitelerle geçiriyoruz. Peki bunun sıkıntısı ne diyeceksiniz? Bu aktiviteler beyin kimyamızı gerçekten de çok ciddi biçimde etkilemekte ve bazen günlük yaşantımıza zarar vermekte. İşte benim size bu gün bu videoda bahsedeceğim teknikle yani dopamin detoksuyla beynimizi kaldıracağız ve bu sayede daha iyi hissedeceğiz. Daha motiveli olacağız. Bağımlılıklarımızdan daha kolay kurtulacağız. Peki nedir bu dopamin detoksu ve nasıl uygulanır?

Video’da.

Dopamin beynimizdeki kimyasallardan biri ve ödül hormonu olarak da geçer. Bir şey yaptıktan sonra eğer o şey keyifli bir şeyse dopamin hormonu salgılanmaya başlar ve biz kendimizi çok daha iyi hissetmeye başlarız. Bu adeta beynimizin hey dostum. Bu yaptığın şey her ne ise çok güzel bir şey ve bunu bir daha bir daha yapmalısın deme yoludur. Dopamin öyle bir hormondur ki o şeyi sürekli yapmamızı sağlar ve bizi o şeye doğru yani ödüle doğru motive eder, yönlendirir.

Dopaminin gücünü isterseniz size bir deneyle anlatayım. Araştırmacılar deney farelerinin beyinlerine elektrotlar yerleştirdiler. Bu elektrotlarla istedikleri zaman farelerin beynindeki ödül sistemini uyarabilecekler yani onlara dopamin salgılatabileceklerdi. Deney ortamında bir kol vardı ve fareler ne zaman bu kolu çekseler beyinlerinde dopamin salgılatıldı. Sonuç olarak fareler saatlerce kolu çekmelerine yetecek kadar güçlü bir arzu geliştirmeye başladılar. Bu kadar güçlü bir arzuydu ki fareler kolu çekmekten, yemek yemeyi ve hatta uyumayı bile bıraktılar. Sürekli kolu çekiyorlardı. Bitkinlikten düşene kadar kolu çekmeye devam ettiler. Daha sonra araştırmacılar süreci tersine çevirdi. Yani beyindeki dopamin salınımını engellemeye başladılar. Bunun üzerine fareler o kadar uyuşuk bir hale geldiler ki su içmek için bile kalkmadılar.

Yemek yemediler, çiftleşmediler, hiçbir şey istemediler, adeta yaşama isteklerini kaybettiler. İşte dopamin

bir şeyleri istemek ya da istememekte ve bunun için harekete geçmek ya da geçmemek de bu kadar önemli bir hormon. Bizi yemek yemeğe ya da su içmeye motive edenin açlık ya da susuzluk olduğunu düşünürüz. Oysa burada dopamin de çok önemli bir rol oynar.

Günlük yaşamda da dopamin etkilerini oldukça fazla görüyoruz aslında. Beynimiz büyük oranda önceliklerini ne kadar dopamin elde ettiğine göre belirler. Eğer herhangi bir etkinlik bize çok da fazla dopamin salgılatmıyorsa onun için çok da motive olmayız. Dolayısıyla önceliklerimiz arasında girmez. Ancak eğer bir etkinlik bize çok fazla dopamin salgılatıyorsa o şeyi yapmak ve hatta defalarca yapmak konusunda güçlü bir motivasyon elde ediyoruz.

Şimdi anlıyor musunuz neden sürekli sevgilinizi görmek istediğinizi?

Peki günlük yaşamdaki hangi davranışlar daha fazla dopamin salgılatır? Potansiyel bir ödül beklediğiniz herhangi bir etkinlik size dopamin salgılatır. Mesela çikolatayı seviyorsanız eğer, büyük bir olasılıkla çikolatalı kek gördüğünüzde dopamin salgılamaya başlarsınız.

Ancak o davranışın sonunda eğer potansiyel bir ödül yoksa, ödül beklentisi yoksa bu durumda çok fazla dopamin salgılamayız. Mesela ben muhtemelen brokoli gördüğümde pek fazla dopamin salgılamıyorum.

Ne yazık ki beynimiz bu aktivitenin yani bize dopamin salgılatan aktivitenin faydalı mı yoksa zararlı mı olduğuna pek bakmaz.

Yani ben bunu yiyeceğim ama bunu yedikten sonra tansiyonum mu çıkar, şekerim mi yükselir, damarların mı tıkanır çok da ilgilenmez. O sırada onun ilgilendiği tek şey o şeyi bir daha bir daha yapmaktır. Bazı maddeler, durumlar ya da davranışlar olağanın üzerinde dopamin salgılatır. Bugünün dijitalleşen dünyasında günlük olarak çoğu yaptığımız davranış bize olağan dışı yüksek düzeylerde dopamin salgılatıyor. Mesela bu yüksek dopamin salgılatan davranışlara bazı örnekler. Sosyal medyada uzun vakit geçirmek, çeşitli video oyunları oynamak ve bazı yetişkin sitelerine girmek. Bu davranışların her biriyle aslında bir tür ödül bekliyoruz. Mesela sosyal medyada like almak, mesaj almak, herhangi bir bildirim gelmesi çok yüksek düzeyde dopamin salınımına neden oluyor. Ya da herhangi bir video oyununda level atlamak ya da bir görevi tamamlamak. Yine aynı şekilde yüksek dopamin salınımına sebep oluyor. Bu yüzden sürekli telefonlarımızı kontrol ediyoruz. Yeni bir bildirim ya da bir mesaj görme umudu taşıyoruz.

Yeni bir dopamin başarısı elde etme umuduyla sürekli telefonlarımızı kontrol etmeye çalışırken dakika başı o kolu çeken farelere döndüğümüzün farkında bile değiliz.

Eeee ne olmuş yani bunun ne zararı var ki? Diyebilirsiniz. Şöyle anlatayım. Vücudumuzun homeostazi denilen bir biyolojik sistem vardır. Homeostazi; Vücudumuzun iç kimyasal ve fiziksel özelliklerini dengede tutma isteği anlamına gelir. Herhangi bir dengesizlik meydana geldiğinde vücut buna uyum sağlar ve dengeyi tekrar yakalamaya çalışır. Örneğin vücudumuz genellikle 37 derecelik bir ısıyı korumaya çalışır.

Dışarıda sıcaklık düştüğünde bir süre sonra vücut ısımızda düşmeye başlar ve bunun üzerine homeostazi devreye girer ve bizi titreterek yani titremeye başlayarak vücut ısımızı arttırmaya çalışır. Çünkü titredikçe hareket edersiniz. Hareket ettikçe vücut ısınız yükselir. Bunun tam tersi de geçerlidir.

Dış ortamda sıcaklık artmaya başladığında vücut ısımız da artmaya başlar ve vücudumuz bizi terleterek o vücut ısısını tekrar korumaya çalışır.

Ancak homeostazinin kendisini göstermesinin bir yolu daha var ki buna da tolerans diyoruz. Örneğin nadiren alkol alan biri çok hızlı sarhoş olabilirken sürekli alkol kullanan bir insanın sarhoş olabilmesi için çok fazla sayıda içmesi gerekir. Çünkü vücudu artık alkole tolerans geliştirmiştir. Vücudunuz homeostaziyi yani dengeyi korumaya çalışır ve bir şeye çok maruz kaldığınızda onunla ilgili duyarlılığını azaltır. Yani dopamin reseptörlerinizin duyarlılığını azaltır. Bu durumda beyniniz yüksek dopamin seviyelerine alışır ve bu durum artık normal hale gelir. Böylece o şeylere karşı bir dopamin toleransı geliştirmiş oluruz. Dolayısıyla o şeyi yaptığınızda artık eskisi kadar zevk alamazsınız ki bu da sizin o şeyi yapma isteğinizi azaltır. Yani bir şeyi ne kadar yüksek dozda maruz kalırsan bir süre sonra o doz artık yetersiz hale gelmeye başlar. Çünkü o şeye tolerans geliştirmiş olursun. Şimdi neden uzun süre evli olanların ya da uzun süre birlikte olanların ilişkilerinin ilk günlerdeki gibi olmadığını daha iyi anlıyorsunuz sanırım. Video oyunlarına, sosyal medyaya ya da bazı internet sitelerine bağımlı olan kişilerde dopamin toleransı o kadar çok yükselmiştir ki artık günlük yaşamın sıradan aktivitelerinde salgılanan dopamin miktarı onları iyi hissettirmeye yeterli gelmez. Peki beyin kimyamızı düzenlemek ve tekrar daha iyi hissedebilmek için ne yapabiliriz? Cevap belli. Dopamin detoksu. Peki ama bu dopamin detoksu nasıl yapılır? Şimdi de bunu konuşalım. Dopamin detoksu için haftada bir gün seçeceğiz ve o bir günde mümkün olduğunca çok fazla dopamin salgılatan aktivitelerden uzak durmaya çalışacağız. Mesela nedir bu aktiviteler? Internet, sosyal medya, video oyunları, abur cubur yemek, müzik dinlemek gibi fazla miktarda dopamin salgılatan tüm bağımlılıklarımızdan uzak bir gün geçireceğiz. Dolayısıyla bugünümüz büyük bir olasılıkla diğer günlere oranla daha sıkıcı bir gün olacak. Ancak bu can sıkıntımızı kucaklayacağız. Çünkü bu bize ileride iyi gelecek.

Böylelikle beynimizi doğal olmayan yüksek miktarlarda dopamin ile doldurmayı bırakacağız ve dopamin reseptörlerimizin iyileşmesine izin vereceğiz.

Peki ama bu neden işe yarıyor? Yani bir gün boyunca yüksek dopamin salgılatan davranışlardan uzak durmak. Ki bakın bu davranışlar kişiden kişiye göre değişebilir. Kimisi için belki sürekli alışveriş yapmaktır. Kimisi için video oyunu oynamaktır. Kimisi için abur cubur yemektir. Siz kendi davranışınızı, davranışlarınızı daha doğrusu kendiniz seçin ve bu yüksek dopamin salgılatan size çok keyifli gelen her türlü davranışa o gün için bir son verin. O gün bu davranışları yapmayın.

Peki ama bu neden işe yarıyor? Yani ne oluyor? Biz böyle bir gün boyunca canınız sıkıldığında.

Şimdi bunu açıklayayım. Şöyle düşünün. Diyelim ki her öğününüzü çevrenizdeki en lüks, en gösterişli restorant da yiyorsunuz. Sonuçta artık bu yemekler sizin yeni normaliniz haline gelmiş durumda.

Bu sırada birisi size sade bir pirinç lapası teklif etse büyük bir olasılıkla bu lüks yemeklerin içerisinde bunu reddedersiniz.

Fakat bir ıssız adaya düştüğünü düşünün ve açsınız. Günlerdir yemek yememişsiniz. Bu durumda eğer aynı pirinç lapası size teklif edilse muhtemelen çok hoşunuza gidecektir ve yemeğe can atacaksınızdır. İşte dopamin detoksunun yaptığı da tam olarak budur. Yani.

Ölümü gösterip beynimizi sıtmaya razı mı ediyoruz acaba?

Dopamin detoksu sizi genellikle aldığınız tüm zevkten mahrum bırakır ve böylelikle bu daha az arzu edilir şeyler daha çekici hale gelmeye başlar. Basitçe söylemek gerekirse dopamin detoksu çok sıkıldığınız için çalışır. Böylelikle ileride o sıkıcı olan aktiviteler daha eğlenceli gözükmeye başlar.

Eğer dopamin detoksunu(diyeti) uygulamak size çok zor göründüyse bir gün boyunca ben hiçbir keyif alacağı aktivite yapmadan nasıl dururum diyorsanız o zaman biraz daha minik bir adımla başlayabilirsiniz. Mesela gerçekten çok yüksek düzeyde dopamin salgılatan davranışlarınızdan sadece bir tanesini seçebilir ve o gün kendinizi sadece o bir davranıştan mahrum bırakabilirsiniz.

Yani pasta yiyebilirim ama internete giremem. Ya da tam tersi. Evet, belki biraz sıkılmış hissedeceksiniz o gün.

Ama böylelikle dopamin reseptörlerinizin beyninizi akın eden ve doğal olmayan çok yüksek düzeylerde dopaminden iyileşmesine izin vermiş olacaksınız. Detoks gününüzde can sıkıntısı muhtemelen sizi ertelediğiniz başka işleri yapmaya yönlendirecek. Bu işler hep ertelediğiniz işlerdi çünkü onlar düşük dopamin salgılatan işlerdi ve o gün sizin canınız sıkıldığı için o işleri yapmak eskisi kadar zor gelmeyecek. Bir bakacaksınız ki uzun süredir ertelediğiniz o dolap düzenleme işinizi yaparken kendinizi bulmuşsunuz. Motivasyon probleminiz varsa canınız hiçbir şey yapmak istemiyorsa mümkün olan en kısa sürede dopamin detoksuna başlayın. Beyninizi doğal olmayan, yüksek miktarlardaki dopaminden arındırın ya da en azından daha az maruz bırakın. Böylelikle günlük yaşamda o normal daha düşük dopamin salgılatıcı davranışlar artık daha heyecan verici gelmeye başlayacak size. Kişisel gelişim ve psikoloji konuları eğer ilginizi çekiyorsa kanalına abone olmayı unutma. Her hafta iki yeni videoyla sizlerle birlikteyim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir